23. Bölüm

161 20 37
                                    


MULTİ; KARDELEN

İYİ OKUMALAR^_^

***

Alt kattan bir süredir ses gelmiyordu. Açıkcası merak etmiştim ama aşağı inmeye de korkmuyor değildim. Korku filminde gibiydim resmen.

Korkudan misafir odasına girmiş, kapıyı bile kilitlemiştim. Söz konusu Arda ve dengesizliği olunca korkmamak elde değildi. Belki o da beni sandalyeye bağlar yalnız bırakırdı.

Ben de ona yapmıştım ama kendimi yerine koyunca hiçte eğlenceli olmuyordu.

Üst kata doğru gelen ayak seslerini duyduğum anda kulağım kalbimde attı resmen.

Hızla koşup kapıyı kilitlemeye çalıştım ama olmayınca bir küfür savurup koşarak yatağın altına girdim. Ne güzel bana beni affettiğini söyleyecek ve onu çözdüğümde mutlu son öpücüğümüzü verecektik. Şu anda korkudan yatağın altına saklanmam kaderin bir ironisi olmalıydı.

Kapı'nın yavaş yavaş açıldığını duyunca ödüm kıçımda attı resmen.

Ya da öyle bir şey işte.

Yüzümü kapının tarafına çevirecekken kafam yatağa çarpınca ağlayasım geldi. Neden ben yapınca her şey ters gidiyordu?

Birazdan katil gelecek ve enseme baltasını indirecekti ve ben cehennemde Arda'nın adını sayıklayarak zebanilere yem olacaktım.

Zavallı ben.

Yatağın başında duran ayak sesleriyle beraber seslice yutkundum. Ayakları büküldü ve dizleri kırıldı. Bir anda yüzünü yatağın altına uzatınca avazım çıktığı kadar bağırdım ve bunu yaparken kafamı yine yatağa çarptım.

Birkaç saniye sonra Arda'nın ve bir kızın kahkaha sesi duyuldu. Bu sefer sinirden ağlayacaktım.

Sürünerek yatağın altından geri çıktığımda gülen diğer kişinin Arya olduğunu gördüm. Pamuk şeker saçlarını at kuyruğu olarak bağlamasına rağmen hâlâ arkasında bir ayı duruyormuş gibi gözüküyordu.

Bana gülmeyi bırakmazlarsa şu iki maymunun yüzüne bir tane geçirecektim şimdi.

Arya gülmeyi bırakmışken, Arda gözündeki yaşları siliyordu. Yok artık o kadar da komik değilimdir canım.

Kaşlarımı olabildiğince çatıp yatağın altından çıktım ve parmağımı Arda'nın yüzüne doğrulttum. "Nasıl kurtuldun sen ordan bakayım? Ayrıca şu pis sıçanın burda ne işi var?" Diyip elimi bir malmış gibi Arya'ya doğru salladım.

"Hmm, nerden başlasam..." diyip anlatmaya başladı.

***

(Arda'nın ağzından.)

"Kardelen, buraya gel yoksa gerçekten kötü olacak!"

Yine beni dinlemiyormuş gibi yapıyordu ama o minik yüzüyle nasıl merdivenlerden aşağı bakıp her ona seslendiğimde kıkırdadığını iyi görüyordum.

Sonunda olduğu yerden çekilip bir odaya girdiğinde nefesimi sakince dışarı verdim. Beni böyle tutabileceğini düşünmesi çok tatlı olsa da eğlencesini mahvettiğimde takınacağı yüz ifadesini fazlasıyla merak ediyordum.

Sandalyeyle ileri geri zıplayarak acil durum telefonumu aramaya başladım. Sonunda mutfak tezgahının üzerinde olduğunu görünce oraya doğru zıplayıp ağzımla aldım ve burnumla herhangi bir numaraya bastım.

"Alo?"

Bu Arya'nın sesiydi.

"Arya, hemen benim evime geliyorsun! Anahtarı sana vermiştim zaten. Acil durum hadi çok zamanım yok. Gelince anlatırım."

Bir fotoğraf karesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin