19. Bölüm

227 25 101
                                    


GECE'NİN BİRİNDE BÖLÜM ATMAK🤝BEN

MULTİ; PARS ÖZSOY

EVET SEVGİLİ OKURLARLARIM, MULTİDE Kİ ÇOCUK ARDA'NIN ÜVEY KARDEŞİ.

ECE KADAR VAR YANİ HEMEN TİPİNİ GÖRÜP ŞEY ETMEYİN ÇOK ÇEKECEKLER BUNDAN.

İYİ OKUMALAR:')

***

Sabah olduğunda başımın çatladığını hissettim resmen. Ensemden şakaklarıma ulaşan bir ağrı vardı ve boğazım kupkuruydu. Öksürerek doğruldum ve başımı tuttum ama o an fark ettiğim şey dün gece yattığım koltukta değil bir yatakta olduğumdu.

O gece olanları pek hatırlamıyordum ama ara sıra uyandığımda Arda'nın başımda dikilerek, ateşimi ölçüp durmasıydı. O bunu her yaptığında gözlerim tekrar kapanıyor ve uykuya dalıyordum.

Nasıl buraya geldiğimi ise hiç hatırlamıyordum. Sadece ayaklarımı örten yorgandan neden tüm gece tir tir titrediğimi anladım. Çok üşümüştüm ama ateşimin düşmesi için bunu yapmak zorundaydı.

Bacaklarımı yataktan sarkıtıp ayağa kalktım ve hiç beklemeden kapıya gidiyordum ki komodinin üzerinde duran çerçeve dikkatimi çekti. Yatağın yanında duran komodine doğru gidip üzerindeki fotoğrafa baktım. Bizim fotoğrafımızdı.

İçim o kadar sıcacık oldu ki bir an eriyeceğimi sandım. O gün fark etmediğim şey olan arkadan geçen çocuğun gülümsemesiydi. Kameraya değil bana gülümsüyordu.

Yutkunup çerçeveyi yavaşça komodine geri koydum. Ben bu güzel kalpli çocuğu üzmüş müydüm yani?

İstemsizce dudaklarımı büzüp suç işlemiş çocuk gibi kapıyı açıp çıktım. Tüm ev Arda gibi koktuğu için yüzsüz gibi sonsuza kadar burda kalabilirdim.

Ne olduğuna anlam veremediğim kokusu nefes almam için başlı başına bir sebepti.

Daha önce fark etmediğim merdivenlerden aşağı indim ve hissetmiş gibi bulduğum ilk oda mutfak çıkınca gülümsedim. Kapının hemen sağ tarafında duran üstü camla kaplı uzun masanın üzerindeki elmaları görünce karnım kuruldadı. Elma yemek şu an istediğim son şey olabilirdi ama gördüğüm kadarıyla başka yiyecek yoktu.

Ve bacaklarımla soğuk masaya değer değmez altımda Arda'nın eşofmanının olmadığını fark ettim. Elbise gibi olan tişört ve Arda'nın kilodu vardı sadece.

Arda'nın kilodu diyince istemsiz küçük bir kahkaha atıp arkamı döndüm ve bir bedene çarptım.

Lanet olsun burnum kırılmıştı.

"Neye gülüyorsun salak salak?"

Arda'nın sesini duyunca kaşlarımı çatıp başımı kaldırdım. "Salak mı? Ben miyim salak? Tüm sınavlarımdan senin Iq seviyenden daha yüksek not alıyorum."

Çıkışmama bıyık altından gülüp çenesiyle elimdeki elmayı işaret etti. "Bana da bir tane versene."

Başımı sallayıp kıpkırmızı elmalardan birini daha alıp Arda'ya uzattım. Fakat o elimden almak yerine bileğimden tutup ağzına götürdü ve bana bakarak ısırdı. Çıkan çatırtı sesi kulaklarıma doldu. Elma'nın suyunu dudaklarıyla emip geri çekildi.

Bir fotoğraf karesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin