ALLAH RIZASI İÇİN OY ATIN YALVARCAM NERSEYSE DĞDJPSKSİYİ OKUMALAR;)))
***
Elimi yıkamış, pansuman yapmış ve sarmıştım. Şöyle bir bakıyorum da çok güzel duruyordu.
Ve düşündüğüm gibi regl olmuştum.
Oflaya poflaya üç dakikadır tavanı izliyordum. Hiçbir şey yapasım veya en ufak bir hareket edesim yoktu.
Yastığımın altındaki telefonun titremesine rağmen hâlâ tavana bakıyordum.
Sonunda dayanamayıp doğruldum ve yastığımın altındaki telefonu kim olduğuna bakmadan açtım. "Ne var ya zır zır zır başım şişti!"
Diğer taraftan gelen ince erkek kahkahası telefonu kulağımdan çekip ekrana bakmama sebep oldu. Arayan resmen Ğ'idi!
Gözlerimi belerterek telefonu tekrar kulağıma koyup sesin sahibinin kim olduğunu anlamaya çalıştım. "Tanışıyor muyuz?"
Karşıdaki kişi onaylarcasına 'hıhım' dediğinde gözlerimi devirdim. "Kimsin?"
Bu sefer konuşmuştu. "Sesimi hatırlamıyor musun?" Şaşkın değildi, alay ediyordu. Dişlerimi sıkarak sabırlarımı sıraladım. "Sesimin eşsiz olduğunu sanardım."
Gözlerimi devirip cevap verdim. "Seni neden hâlâ engellemediğim için kendimi sorguluyorum."
"Her neyse, seninle alay etmek için aramamıştım ama telefonu açış şeklin gülünmeyecek gibi değildi."
Görmese de başımı sallayıp sustum, birkaç saniye konuya gelmemizi beklediğimi anlayıp konuştu. "Ben aslında bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek için aramıştım."
Susup dinledim.
"Arda'yı, yani üvey abimi babamın cenazesinde suçlayıp biraz kızdırmış olabilirim. Bunun karşılığında beni biraz hırpaladı." Sonra sır verirmiş gibi fısıldamaya başladı. "Hırpalamadı, resmen dövdü dövdü! Ağzım yüzüm yamuldu!"
Ov, demek şu ukala çocuktu.
Sitem eden sesine sesli güldüğümü fark ettiğimde birden bir sessizlik oldu ama hemen bozdum. "Ee?"
İç çekti. "Ee'si, Ece yani en yakın arkadaşın da bilmediğim bir nedenden dolayı cenazedeydi." Dediğinde bütün sesler bir anda sustu ve ben kafamın içindeki sessizlikte kaldım.
Ece orda ne yapıyordu?
Neden her olayın altından o çıkıyordu?
"Beni Arda'dan ayırdığında Arda şaşkın şaşkın arkadaşına bakıyordu, hatta bir ara arkadaşının Arda'ya göz kırptığını ve Arda'nın daha çok şaşırdığını görmüştüm." Dediğinde sesinde bariz kıskançlık ve alay karışımı bir duygu vardı. Ah, bir Ece aşığı daha geliyordu.
"Beni evine götürdü, pansuman yaptı ve şey... her neyse anladın sen." Derken yine gülmüştü. Duymazlığa verip devam etmesi için bekledim.
"Sabah, ben uyurken fotoğrafımı çekmiş ve hem Arda' hemde ben görünüşümüzü babamızdan aldığımız için birbirimizi benzeriz. Yani yan profilini gördüğün kişi aslında bendim ve Arda o ara benim yapmam gereken şeyi yaparak babamın yasını tutuyordu."
Sesi sonlara doğru kısılmış, üzücü bir tona bürünmüştü. "Arda iyi biri Kardelen. Haddinden iyi kalpli ve bu ondan nefret etmemi sağlıyor. Babam ile Arda ne kadar anlaşamaz gibi görünse de, Arda onun hep göz bebeğiydi. Birbirlerinin zıttı olmalarına rağmen ve her zaman fikirlerine karşı gelmesine rağmen her zaman sevildi. Ben ise neden sevilmediğim hakkında en ufak bir şey bilmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir fotoğraf karesi
HumorBen onu sarıyordum, o da beni. Bizi saran şey ise odamdaki küçük çerçeveydi. Bu, Bilinmeyen ve Kış çiçeğinin hikayesiydi... *** Kardelen: "Sen kimsin?" Sorum gayet açık ve netti ve karşımdaki kişiden de öyle bir cevap bekliyordum. Bilinmeyen numara:...