Helüü
Artık hikayeye giriş yapabiliriz
Haşmetlilerimizin resimlerini bölüm sonunda bırakacağımAma bu üst medyada ki gibi hayal edin direkt
_____________________________________"Ya ne diyorsun oğlum sen?"
"Arkadaşım, dostum, dövmek için gün saydığım bak beni sinir etme yemin ederim seni gebertirim."
"Öyle bir şey yaparsam senden önce ben kendimi gebertirim gerizekalı."
Jisung arkasını kontrol ettikten sonra elini kaldırarak sertçe kafama vurdu. Hızla inleyerek geri çekildim.
"Ne yapıyorsun sen ya?"Onlar saraya gireli bir hafta geçmişti ve ben haftanın her günü işsiz gibi gelip yine bu duvarın üstünde oturup kocaman sarayın bahçesine bakıyordum. Jisung ise bugün - saraydan nasıl çıktı hiç bilmiyorum - yanıma gelmişti ve beni saraya sokmaya çalışıyordu.
HEMDE KADIN KILIĞINDA
GELDİĞİ GİBİ İLLEGAL İŞLER PEŞİNDE AQ
"Hayatta gelmem," dedim yine saçma fikri aklıma gelirken. "Hem o Seungmin nerede?" diye devam ettim. "Girer girmez unuttu mu beni şerefsiz? Pis köpek. Sözde kardeşim kardeşim diyordu, hayırsız insafsız ama gel gör ki yanıma geldiği yok. Belki öldüm? Belki açlıktan midem sırtıma yapıştı? Hiç düşünüyor mu ya, hiç hiç."
"Ulan iki dakika ciddi ol kafanı kırıcam."
"Hayırdır, İngiltere prensi ile mi görüşüyorum ne bu ciddiyet?"
Jisung sinirle bana baktı. "Biraz daha lafa tutarsan beni seni gerçekten döverim, sen yemek yapmayı bile bilmiyorsun saraydan dışarı bir şey çıkaramayız ama seni oraya sokabiliriz. Gel, yine geri çıkartıcam ben seni."
"Lan gelir gelmez neden illegal işler peşine girdin, ben kellem bir yanlışlık yüzünden gitmesin diye saraya girmiyorum sen bile bile gel kelleni kestirelim diyorsun."
Seungmin'in kış için hazırladığı şeyleri yiyordum ama bunu bilmesine gerek yoktu. Gitmeden bana para bırakmışlardı bu yüzden ekmek ihtiyacımı da o para ile gideriyordum. Bunların bir sonra ki aylığına kadar böyle geçirsem, sonra da işe girsem bir yerde. Bence gül gibi yaşar giderdim.
"Ya salak!" diyerek koluma vurdu. "Dediğim gibi kadın kıyafetlerini nereden buluyorsun bilmiyorum ama akşam saraya gün batımında yiyecekler getirecekler. Sende o kadınların arasına karış Seungmin ile ben orada olacağız yol göstermek için."
Ayaklandı. "Şimdi gitmem gerekiyor, akşam seni görmezsem bir sonra ki gelişimde muhafızlarla gelirim kelleni almaya. Kral'a attığın tüm lafları canınla ödersin. Gidiyorum, akşam gel. O saçlarını yolarım."
Taştan atlayıp yürümeye başladığında avucuma doldurduğum kumları sertçe arkasından savurdum.
"HAYATTA GELMEM!"Yürürken sözlerimi duyar duymaz durdu ve eğilerek yerden aldığı kafam kadar taşı döndüğü gibi bana fırlattı. Bir anda çığlık atarak kendimi taştan yere attığımda o da yapmacık bir şekilde sırıtmış ve ardından geri saraya doğru koşmaya başlamıştı.
"UMARIM DÜŞERSİN SİNCAP!"
Bu sefer umursamadı. Düşmemden dolayı kirlenen ellerimi birbirine vurarak temizledim ve evimize doğru yürümeye başladım. Kadın kılığındaymış, saraya girmekmiş, peh!
Ben mi?
Hayatta olmaz!
Bütün yol boyunca Jisung'un antin kuntin fikirlerine sövdükten sonra eve gelince de devam etmiştim. Bulduğu fikir acayipti, bir de yakalanırsak ikimizin de kellesi giderdi. Bu gerizekalı bunu da mı düşünmüyordu?