Bu sefer gerçekten sıçtım.
Jisung doğru söylüyorsa kesin sıçtım.
O sözünün üzerine hızla eğildiği yerden kalkıp, "Majesteleri!" diye önünde selam verdiğinde benim gibi düştüğü yerden hâlâ kalkmayan insana baktım. Lan ben bir hafta önce bunu öldürmeye çalıştım aq
Yemin ediyorum ölüm fermanımı imzaladım amk
"Majesteleri!"
Yerinden kalkmasıyla telaşla bende ayaklandım ve hızla Jisung gibi eğildim önünde. O da nereye uğradığını şaşırmış olmalıydı zaten bizim kaçtığımız yerden onun girmesi ayrı bir ironiydi. Yoksa, o da mı kaçmıştı?
Kral'a söylemekle tehdit etsem kurtulur muydum acaba?
Kendine gel Jeongin, direkt ölüme gidiyorsun anasını satayım
Kendine gel
"Sizin ne işiniz vardı burada?"
Senin ne işin vardı kaçak?
"B-biz..."
"Eğilmeyin önümde, yüzüme bakın," deyip derin bir nefes verdiğinde yan gözle Jisung'a baktım, o da bana bakmış ne yapacağız der gibi kaşlarını kaldırmıştı. Dudaklarımı büzdükten sonra Prensi bekletip ölüm oranımı daha arttırmamak için doğrulup gözlerine baktım. Mavileri bu karanlıkta bile belli ediyordu kendini.
Doğrulmamla beraber bana baktığında ilk önce hafifçe gözleri kısıldı ardından şokla büyüttü. "Sen!"
Yang Jeongin'in 19 yıllık hayatına selam deyin. Selam olsun ey dostlar, selamlar size. Çok şerefsiz bir insanım ama affedin. Ölüyorum artık. Bu Prens bir hafta öncede aynı korkuyu yaratmıştı bana, acaba bu seferde göz korkutup bırakır mıydı?
Saraya sızdım, nah bırakır
"Majesteleri," deyip tekrar eğildiğimde sincap gözlerini büyütmüştü, şu an bağırmamak için kendini zor tuttuğunu biliyordum. Salak gibi şaşırdığında ya da panik olduğunda bağırma gibi bir huyu vardı. Prensin önünde eğilmiş ona itaat ederken içimden bu duruma düşecek miydin Jeongin diyordum kendime. Gerçekten bu duruma düşecek insan mıydım ben?
Ve göklerden bir ses yanıtlar.
Götünü indirelim dedik.
Jisung zaten hiç kalkmazken eğildiğimiz yerden birbirimize bittik bakışları atıyorduk, Prens'e ait adımlar odağımdan çıkıp ilerlemeye başladığında onu takip ettim ama eğilip benim yere bıraktığım peçeyi eline aldığında istemsizce küfür etmiştim.
Yakalanabileceğim en kötü şekilde yakalanmak zorunda mıydım ben aq
Şaşkın bakışlarını bize çevirdi. "Kadın kıyafeti mi?"
"Ma-majesteleri?"
"Kellenizin nasıl gidilmesini istersiniz?" dedikten sonra sırıttı. "İstediğiniz şekilde karşılayacağım. Emin olabilirsiniz ve sen,"
Prens dizinin üstünde doğrulup karşıma geçti ve elini çeneme koyarak beni doğrulttu. Şaşkınca gözlerine bakakalırken Jisung yanımızda bir şeyler diyordu ama korkudan onu bile duyamıyordum. Prens uzun olduğu için kafamı kaldırmış bir vaziyette ona bakarken üstüme doğru adımlaması ile korkakça geri geri kaçmaya başladım.
O geldikçe ben gidiyordum, bunu yapmamın tek nedeni sadece bir bahane bulmaktı. Bizi ölümden nasıl kurtarabilirdim? Gecenin karanlığında ayağım bir dal parçasına basıp kayınca sırt üstü düşmeye başlamıştım ki sırtım yerle buluşmadan hızla ileri atılıp beni yakaladı ve belinden çıkardığı bıçağı boğazıma dayadı.