Hyunjin'im dön artık çok özledim
OF SENSİZ HER ŞEY EKSİK
MAL JYP ÇOCUĞUN İSMİNİ BİLE KULLANAMIYORUZ YA
100 GÜNDEN FAZLA OLDU
Bıktık artık hepimiz
Hyunjin 🥺🥺🥺
Çok özledim 🥺🥺🥺🥺🤍
****
Kılıçları kaldırmış adamları beklerken aniden Prens'i sırtından ittim. Şaşkınca öne düşerken bana baktı. "Ne yapıyorsun oğlum sen?"
"Ya siz yatın," dedim hızla. "Yatağı boş görürlerse ne yapacağız? Kaçarlar direkt, yakalayamayız valla ses çıkar."
"Bu şimdi mi söylenir Jeongin?"
"Ne bileyim ya," dedim telaşla. Düştüğü yerden doğrulduktan sonra koşarak yatağa gitti ve yastıkları içine dizerek üstüne yorgan attıktan sonra kolumdan tuttuğu gibi ikimizi giyinme kabininin arkasına çekti. Dipdibe girerken bağırmamam için elimi ağzına kapatmıştı.
Haklı adamcağız, öyle aniden dibime girersen çığlık atarım aq
Biz kabinin arkasına girdiğimiz gibi odanın kapısı açıldığında benden uzun olduğu için arkama bir bakış attı ve yavaşça elini ağzından çekti. "Kılıcını sıkı tut ve sakın uyuma," deyip dakikalar önce dalga geçtiğim şeye ima yaparken bu halde bile dalga geçmemize inanamayarak gülmemek için alt dudağımı ısırdım.
Kılıcı tutup kaldırdığımda bütün vücudunu her yerimde hissediyordum.
Daracık alan canım, çok normal tabii
Adamlar prensin yatağına gidip kenarına yavaşça çöktüklerinde sıranın bende olması ile sırıttım ve ses çıkmasını umursamadan, "Hıaaa!" diye bağırıp arkasından üstüne atladım.
İkimiz direkt boş yatağa düştüğümüz gibi arbedeye girerken Prens çıktığı gibi kaçmaya çalışan bir diğerinin boğazına bıçağını dayamıştı. Onlar birer kavgaya girerken daldığımı fark ettim. Evet, yüzüme yediğim yumrukla fark ettim bunu.
"Lan!" dedim şoktan çıktıktan hemen sonra. "Bu yüze kimler talip senin haberin var mı it! Sen mi benim bebeksi yüzüme vurdun, fiyuu!"
Yumruğu koyduğum gibi üzerimden yanıma düşünce kucağına çıkıp belimdeki bıçağı boğazına dayadım. Prens ile ikimiz daracık odada mallık yapıp kılıçları hazırlasakta bu küçük bıçaklar iş görüyormuş.
"Bir hareket daha edersen acımam keserim," deyip yalandan tehdit ettiğimde altımdaki adam donup kalmıştı. Prens diğerini benden önce halledip bağlarken bunu enseme dokunması ile fark ettim.
Ona dönmeme izin vermeden yanıma eğildi ve altımda kıpraşan adamın ellerini bağlamaya başladı. En sonunda da öyle bir koymuştu ki adam direkt bayılmıştı.
Şokla ona bakarken koltuk altımdan tutup beni adamın kucağından kaldırdı. Kabinden çıkarken fırlattığım kılıcımı elime verdikten sonra, "Bekle burada," diyerek hızla odadan çıkmış saniyeler sonra yerlerinde hazır duran Jisung ve Changbin hyung ile gelmişti.
"Oh?"
Jisung girdiği gibi bir bayılan bir de ayık duran adamlara birer bakış attı. "Ne duruyorsun mal?" deyip kolundan çekerek onu bayılan adamın yanına getirdim. "Tut ellerinden, ben de ayaklarından. Taşıyacağız."
"Ölmedi değil mi?"
Changbin hyung göz devirdi. "Sokarım vicdanına şimdi, tutsana oğlum adamı."