Şimdi hemen bir şey diyeceğim
Her ne kadar moda uyuyor diye küfür yazsam bile bu kitap tarihi bir kitap yani yıllar yıllar öncesi bayağı yıllar öncesi bu yüzden bu bölümde Jeongin kendini sorguluyor o yüzden küfür etmeyin please
Çünkü o dönemde böyle düşünmesi gayet normal
İlk gay olan adam da şaşırmıştır sonuçta ben niye Mahmuda böyle bakıyorum diye aq
Tamam sonuncu espriydi bb
***
"Jisung döveceğim seni!"
Minho hyung, tüm gücü ile sincaba bağırırken Jisung malı koşarak yanıma geldiği için onu hiç takmamış, "İyi misin?" diyerek beni prensin kollarından alıp kendi tutmuştu.
Merhaba dünya
Prens'in etkisinden çıktığım ilk an karşımdaki arkadaşımın kafasına yapıştırdım sinirimle. "Lan senin gözün yok mu? Ya ölseydim, ya sakat kalsaydım, yataklara düşüp aylarca yatsaydım ne olacaktı? Kör!"
Göz devirdi. "Abart. Elimden kaçtı sadece ya! Sizi izliyordum derken bir baktım elimden fiyu, kayıp gitmiş."
"Ya sen bizi neden izliyorsun geri zekalı kardeşim? Sirk mi çekiyoruz burada? Salak salak işler ya, gelin gidelim."
Prens'i tutup hemen oradan uzaklaşırken Minho hyunga dönüp, "Bunu muhafız yapma!" diye bağırmış ve direkt alandan kaçmıştım. Hala az önceki olayı atlamamıştım ama Prens, Jisung'a bağırmadan onu uzaklaştırmam lazımdı oradan.
Yoksa Jisung fazladan panik yapabilirdi.
Bazen böyle aniden çok tedirgin oluyor ve eli ayağı titriyordu, neyi vardı adını bilmiyorduk ki bilmekte istemezdik zaten ama onu elimizden geldiğinde bu tip şeylerden uzak tutardık.
"Aptal mı o?" diyen Prens ile nereye geldiğimize baktım. Kafamdaki düşünceler konuşurken nereye çektiğimin farkında bile değildim. "Aptal işte ne yaparsın? Her neyse, teşekkür ederim."
"Teşekkür ederim?"
Taktı ismine bu da
"Teşekkür ederim Hyunjin."
Gülümsedi. "İşte şimdi oldu."
İkimiz kendi odalarımıza çekildiğimiz zaman sonunda ertelediğim mesele ile baş başa kalabilmiştim. Diğerlerinin görevleri daha bitmediği için odamızda yalnızdım, bu da kolayca Duygularımı açık edebileceğimi gösteriyordu.
Hayır, kalbim neden hızlanıyordu
Aniden bir şey olunca bazen Seungmin de Changbin hyung da öyle tutup çekiyordu beni fakat işin garibi, Prens bana dokunduğunda kalbim hızlanıyordu. Ya neden aq, neden hızlanıyordu ki kalbim?
Seungmin'in okuduğu kitapları dinleseydim belki bir çözüm ya da fikir üretirdim buna ama bilirsiniz, of ne işime yarar bu dediğimiz şeyler tam da ertesi gün işimize yarar.
Yumruk yaptığım elimi, hala aklıma gelen görüntü ile hızlanan kalbimin üzerine vurdum. "Dursana oğlum."
"Deli oturuyor deli." dedi odaya giren Jisung. Kaşlarımı çattım. "Saraydan kovulmadın mı hala sen?"
"Hö çok komik! Diyene bak, sütten çıkmış ak kaşık."
"Bebeğim," deyip gülümsedim. "Bu masum yüz, sence kötü şeyler yapabilir mi?"
İç çekerek dizime uzandı. "Zaten ne varsa yüzünde var senin, tüm bokluk orada."
Saçını çektim. Çığlık attı. "Acıdı ya!"