Çok merak ederek bir şey sormak istiyorum
Jeongin'in kimseye söylememesini haklı bulurken Seungmin'in söylememesini neden kötü karşılayanlar oldu?? O zaman Jeongin'de hepsinin arkasından iş çevirdi
Çünkü ben bir fark göremedim
***
Havalar yavaş yavaş soğurken ben ve Minho hyung bugün ikimiz bahçede talim yapıyorduk, kraliyetin bir diğer en iyi muhafızı olan Changbin hyung da çaylak muhafızlara eğitim verirken kılıcımı indirip koşarak Minho hyungun yanına, ağacın altına girdim.
Yağmur hafiften serpiştiriyordu.
Hyunjin, Chan hyung ve Seungmin yine ortalıkta yoktu. Neler karıştırdıklarını öğrensem bir rahatlayacaktım ama Hyunjin yaptığım hiçbir oyuna gelmemiş, söylememişti.
Hakkaniyetli çocuk
Islak saçlarımı düzeltirken ileride çaylak muhafızların yanında durmuş bize bakan Jisung'u gördüğüm zaman gözlerimi kıstım. Malum olayın üzerinden iki hafta geçmişti ama o günden beri ben kaçar diye düşünürken tam tersi bir şekilde Jisung'u ne zaman görsem Minho hyunga bakıyordu.
Derken aniden arkamda hissettiğim elle kafamı çevirdim.
"Felix?"
Hayret kadın kıyafetiyle değildi
Güldü. "Ben geldim! Abimden izin aldım, kıyafet ayarladım harikayım değil mi?"
Baya
"Yakıyorsun canım," diye sırıtırken o ilerideki Changbin hyunga bakarak iç çekmiş sonra da Minho hyung ile aramıza girmişti. "Sen neden geldin civciv?" sorusu ile omuz silkti.
"Çok canım sıkılıyor artık, sizi görmeye geldim."
Ben çevireyim, Changbin hyungu görmeye geldi
Sözüne inanmadığımı belirtircesine gülerken Felix omuzuma geçirmiş bense daha yüksek kahkaha atarak "İyi yaptın," demiştim. Bahçeye çıkan Seungmin ve Hyunjin'i gördüğüm gibi sırıtışım büyüdü.
Seungmin ayrılarak bizimkilerin yanına gitmiş, Hyunjin ise bize doğru yürümeye devam etmişti. "Chan hyung seni çağırıyor, Minho hyung," diyerek yanımıza geldi Hyunjin. Hiç sekmez bir şekilde direkt arkama geçip elini belime koyduğu zaman Minho hyung kafasını sallamıştı.
"Gidelim bakalım beyfendinin yanına."
"Neler karıştırıyorsunuz?" dedim Hyunjin'e bakarak. "Söylemiyorsun patlatacağım o zulanı."
Güldü. "Hiçbir şey bebeğim, klasik saray işleri. Abim sadece biraz daha önden halletmek istiyor."
"Ay, tatlışlar."
İkimiz bir anda bizi izleyen Felix'e döndüğümüzde Hyunjin tek kaşını kaldırdı. "Sen hayırdır? Bu bir haftadır bitmek bilmeyen bir enerjin var?"
Göz kırpmış sorarken Felix "Yoo," deyip kafasını sallamıştı. "Mutlu olamaz mıyım arkadaşım? Sana ne."
Hep Changbin hyungun öküzlüğüydü bunlar
Nerede görsem tanırım
Hyunjin elini uzatıp Felix'in saçını çektiğinde Felix bağırarak onu itmiş ardından da yanımızdan kaçmıştı. Bence işine gelmişti, bir an önce Changbin hyungun yanına gitmek istiyordu zaten.
"Siz Jisung ile konuşuyor musunuz?"
Omuz silktim. "Genelde hep uyuyor, gündüzleri de eğitim de olduğu için konuşamıyorum." Oflayarak saçlarımı karıştırdım. "Çok etkilendi haklı da ama of! O bana bunu yaparken çok sinirliydim ama kıyamıyorum, o benim en yakın arkadaşım ama şimdi böyle olmak cidden..."