Oy vermeyi ve yorum yapmayi unutmayin :3
Yibo üstünü değiştirip salona Zhan'ın yanına oturdu. (bay xiao zhan yazmadan edemeyecegim sanirimhajdj)
"Benimle evime gelir misiniz?"
"Evine mi neden?"
"Evimden almam gereken birkaç eşya varda." Zhan başıyla onayladı ve Yibo'nun saçlarını okşadı.Zhan güldü. "Ne oldu?"
"Çok garip geldi bir anda. Neredeyse 9 aydır baktığım hasta şuan evimin salonunda oturuyor." Yibo kaşlarını çattı ve kafasını geriye çekti. "Ne oldu?"
"Rahatsız mı oluyorsunuz!"
"Tabikide hayır Yibo nereden çıkardın bunu! Şuan halimden çok mutluyum."Yibo kollarını birbirine geçirdi ve sırtını Zhan'a döndü. "Hiç inanmadım şuan."
"İnanmadın mı?"
"Hmph!"Zhan Yiboyu kendine çevirdi ve üzerine yaklaştı. "İnanmıyor musun?"
"İnanmıyorum!"Üstüne atlayıp kolktukta üst üste yatmalarını sağladı. "B-bay Xiao Zhan ne yapıyorsunuz?!"
"Bay Xiao Zhan mı? Oda kim?" Kollarını sırtına sardı ve başını göğsüne yasladı. "Sizsiniz."
"Vay be... Yibo salaklaşma! Siz ve Bay Xiao Zhan lafını kaldırdığımızı zannediyordum!""A-alışamadım."
Zhan Yibo'nun kalbinin atışını duyuyordu. Çok hızlı atıyordu. "Korkuyor musun? Neden kalbin bu kadar hızlı atıyor?" Yibo Zhan'ın başına bir şaplak attı.
"Ah!"
"Sizin- Senin yüzünden bu kadar hızlı atıyor gege." Zhan bu cevabı duymak için sormuştu. Pis pis sırıttı ve başını kaldırıp Yiboya baktı."Benim yüzümden ha?"
"Hmhm."Zhan kalktı ve Yibo'nun kucağında oturur bir pozisyona geldi. (tovbestafurullah)
Yibo'nun elini tuttu ve göğsüne yerleştirdi. "Bak benimkide senin yüzünden bu kadar hızlı atıyor." Yibo utanıp sırıttı. Daha sonra kucağında olan Zhan'a baktı ve hemen üstünden itti.
"Ahhh! Neden yaptın şimdi bunu?!"
"Ç-çünkü..." Saati gösterdi. "Saat geç oldu u-uyusak iyi olur." Zhan saate baktı. "Saatleri ilkokulda öğrenmiş olman lazım."
"Öğrendim."
"Akşam saat 8 geç mi?" Yibo tekrar saate baktı. "Gözlerim kamaşmış."Zhan elini yüzüne vurdu. Tekrar saate baktı ve aydınlandı. "Yibo ilaç saatin!"
"Hemen içip geleyim." Ayaklandı ve mutfağa ilerledi.Tezgahtan ilaçlarını alıp ağzına yerleştirdi ve bardağa su doldurdu. Sırtını tezgaha döndüğünde şeytan kendisi karşısında duruyordu.
Hemen ilaçlarını yuttu ve gözlerini sıkıca kapatıp açtı. "Hahah işe yaramamışa benziyorlar."
"Yalnız bırak beni!"
"Güzel bir yermiş. Ama ait olduğun yer kadar güzel değil Yibo."
"N-ne demek istiyorsun?"
"Bu yer sence karanfillerin yanından daha mı iyi?"
"E-evet-"
"Sen içerdeki adama gerçekten güveniyor musun?"
"Tabikide!"Bağırarak konuşmaya başladı. "En son bir insana güvendiğinde ne olduğunu hemen unutmuşsun Yibo! Seni öldürüyordu neredeyse! Seni kullandı! Zhan'da seni kullanacak! Seni ordan çıkardı çünkü seni daha yakından gözlemleyecek ve üstünde deneyler yapacak!"
Tezgaha sıkıca tutundu. "Y-yalan söylüyorsun o öyle bir şey yapmaz!" Şeytan kendisi Yiboya doğru yavaşça adımladı.
Bağırmayı kesip sakin bir şekilde konuştu. "Yibo bazen seçim yapmak zordur. Ama bu seçimde seçmen gerekeni biliyorsun. Hiç kimseye güvenmemelisin." Elini Yiboya uzattı. "Benimle gel. Seni annenin yanına götüreceğim cennet gibi bir hayat yaşayacaksın."
Yibo eline baktı ve düşündü."Beyaz karanfillerin içinde annenle mutlu bir hayat... Neden olmasın değil mi?" Yutkundu ve elini tutmak için uzandı.
Şeytan kendisi sırıttı.
----
slm nasilsiniz??? hic yorum yapmiyorsunuz cok uzuluyorum!!!!!klasik sozumuzu soyleyeyim gece okuyanlara iyi geceler sabah okuyanlara gunaydin oglen okuyanlara tunaydin aksam uzeri okuyanlara iyi aksamlar sizleri seviyorum dikkat edin kendinize!!! 💐💐💐💐💐💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cafuné // yizhan
Fanfictionseni ne kadar sevdiğimi çiçeklere sor çünkü onlara fısıldadım aşkımızı... [angst, düz yazı, rahatsız edici unsurlar, +13] #1 angst tamamlandı-07032021