23

357 49 62
                                    

Oy vermeyi ve fikirlerinizi belirtmeyi unutmayin :3

Zhan Yibo'nun elini tutmuş bir şekilde bahçede ilerlerken onu bu hastaneden nasıl çıkarabileceğini düşündü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Zhan Yibo'nun elini tutmuş bir şekilde bahçede ilerlerken onu bu hastaneden nasıl çıkarabileceğini düşündü.

Yiboyu sadece kendisine saklamak istiyordu. Birlikte bu kötü dünyadan kaçmak istiyordu. Sadece ikisi olsun istiyordu.

Zhan Yiboya baktı. Yibo zaten bu kötü dünyayı kendi güzelliği ile yeterince güzelleştiriyordu.

Buruk bir gülümseme ile elini bıraktı. Yibo Zhan'a döndü. "Bir şey mi oldu Bay Xiao Zhan?"
"Hmm hayır." Zhan eğildi ve menekşeleri koparmaya başladı. "Bay Xiao Zhan ne yapıyorsunuz! Öldürmeyin onları." Yanına eğildi.

Bütün kopardığı menekşeleri birbirine bağladı ve bir taç yaptı.

Hafifçe başına yerleştirdi. "Bu taç senin başında kaldığı sürece hiçbir zaman ölmeyeceklerdir Yibo." Hafifçe gülümsedi.

Yere oturdular. "Bay Xiao Zhan sizce ben deli miyim?"
"Hayır Yibo neden böyle düşünüyorsun? Birisi bir şey mi dedi sana?" Başını iki yana salladı. "Kafamdaki bu sesler ne zaman duracaklar?" Zhan biraz düşündü ve cevapladı. "Yibo şuan sana bir tedavi uyguluyorum değil mi?" Başıyla onayladı. "Bu tedavi ne zaman bitecekse o zaman susacaklar."
"A-ama Bay Xiao Zhan ben bu tedavinin bitmesini hiçbir zaman istemiyorum!" Zhan şaşırarak Yiboya baktı.

"Neden Yibo?"
"Çünkü bu tedavi bittiğinde bu hastaneden gitmiş olacağım ve bir daha sizi göremeyeceğim." Yibo'nun en korktuğu şeylerden biriside buydu. Zhan'ın olmadığı bir dünya.

Hafifçe saçlarını okşadı. "Öyle düşünme Yibo. Beni istediğin zaman görmeye gelebilirsin." Yibo bunu istemiyordu. Zhan'ın her zaman onun yanında olmasını istiyordu. Ondan hiç ayrılmak istemiyordu.

Bütün cesaretini toplayıp iç çekti. Terslememesini dileyerek ellerini tuttu. "Bay Xiao Zhan. Ben s-sizinle sonsuza kadar... s-sonsuza kadar birlikte olmak istiyorum.." Yutkundu.
"Yibo anlamadım n-ne demek istiyor-"

Yibo elini Zhan'ın yanağına koydu ve dudaklarına uzanıp öpmeye başladı.

Zhan dona kalmıştı. Beyni şuan bu anı sindiremiyordu.

Geriye çekildi ve konuştu. "Sizi seviyorum." Yibo'nun pembeleşmis dudaklarına baktı. "B-beni seviyorsun?"
"Hmhm."

Yibo korkmaya başlamıştı çünkü onu tersleyeceğini düşünüyordu.

Birkaç dakika birbirlerine baktılar. Yibo hata yaptığını düşündü.  "Özür dilerim Bay Xiao Zhan..."
"N-neden?"
"Sizi öptüğüm için?" Zhan kendine tokat attı. "Hayır hayır! Özür dileme. Bende s-seni seviyorum..."

Ne diyorum ben! İyice saçmalamaya başladım. İçinden kendi kendine konuşuyordu.

Yibo gülümsedi. Tekrardan ellerini tuttu ve ayağa kalktılar. Zhan kolundaki saatine baktı. "Yibo zamanımız dolmak üzere gitsek iyi olur." Başıyla onayladı.

"Aa bir dakika Bay Xiao Zhan!" Eğildi ve çiçeklerin yapraklarını okşadı. "Umarım tekrar görüşebiliriz tatlı menekşeler." Gülümseyerek ayağa kalktı ve arabaya doğru ilerlediler.

Zhan'ın aklında Yiboyu buradan çıkarabilecek bir plan vardı. Ama bu Zhan için iyi olur mu bilmiyordu.

----
go brrr

umarim bolumu begenmissinizdir soguktan yazamiyorum suan ellerim dondu resmen

her neyse lutfen hikaye hakkinda dusuncelerinizi yazar misiniz?

ayrica bu hikaye bittiginde yeni bir yizhan kurgusu yazacagim onuda okuyun lutfen :") burayada duyuru paylasirim zaten<3

sizleri seviyorum iyi gunler citirlar

cafuné // yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin