Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Zhan eve girdiği anda içine negatif bir enerji doldu. Yibo yüz ifadesini farkettiğinde endişeyle yanına gitti. "Gege bir sorun mu var?" "H-hayır iyiyim." "Büyük ihtimalle evin enerjisinden rahatsız oldun. Dışarıda bekle istersen hemen dönerim." Başıyla onayladı ve çıktı.
Birkaç kıyafetini çantasının içine yerleştirdi. Daha sonra legolarının olduğu çantayıda diğer koluna asıp kaykayını aldı. Evden çıktı.
"Onlar ne?" "Kaykayım ve legolarım." Zhan güldü. "Lego mu? Çocuk musun sen?" Yibo çantayla Zhan'a vurdu. "Oyuncağın yaşı mı olur? Ayrıca ilgi alanım bu ne yapayım?" Çantasını taşımak için uzandı. Yibo geriye çekildi. "Ben taşırım gege."
Kapıyı kilitledi ve apartmandan çıkıp arabaya bindiler.
Eşyalarını arka koltuğa yerleştirirken konuştu. "Artık bu arabayı hiç sevmiyorum." "Nedenmiş o? Sevgilim için arabayı mı değiştireyim?" "Olabilir aslında." Gülerek arabayı çalıştırdı. "Değiştirecek misin?" "Saçmalama Yibo. Neden değiştireyim yep yeni araba."
Yibo yüzünü astı. "Hiç mi değiştiremezsin?" "Hiç!" Ellerini göğsünde birleştirip koltuğa yaslandı. "Hadi ama bunun için trip atmayacaksın değil mi?" Sessiz kaldı.
Uzanıp yanağını öptü. "Şimdi?" "Hmmm bu öpücüğün hatrına atmayabilirim." Gülümseyip arabayı eve sürdü.
Arabayı park etti ve inip eşyalarını aldı. "Ver taşıyayım." Yibo çekildi. "Hayır gege ya ben taşıyacağım dedim! Zaten iki adımlık yol!!" Elini yüzüne vurdu. "İyi sen bilirsin." Önden ilerledi. Yibo arkasında durup onu izledi. "E gelmeyecek misin illaha kucağıma mı alayım?" Yibo hızla başıyla onayladı. "Çocuk gibisin gel şuraya."
Yanına koştu. "Sende çok... şey gibisin... hmmm... cumhur başkanı gibi!" Zhan güldü. "Ne alaka?" "Çok ciddisin." Tekrar güldü ve kapıyı açtı.
İçeri girip üstlerini çıkardılar. "Olamaz!" "Ne oldu?" "Öğlen ilaçlarımı içmeyi unuttum ve akşam ilacımın saati geçti." Eşyaları yere koydu. "Nasıl unutursun Yibo! Sağlık unutulacak bir şey mi!!?!!?!" "Özür dilerim gege." "Neyse sorun değil. Hepsini içersin şimdi ama bir daha unutma!" Başıyla onayladı.
İkiside kıyafetlerini değiştirdi. "Gege ben duşa gireceğim." Zhan başıyla onayladı.
Yibo ilaçlarının hepsini içip banyoya girdi. Küvete su doldurup içine girdi. Başını arkaya yaslayıp vücudunu rahatlattı.
Vücudunu sabunlayıp saçlarını yıkadı.
Gözlerini açıp suya baktığında küvet kan gölüne dönmüştü. "S-siktir!" Panikle sudan çıkıp havluyla sarıldı. Küvetin deliğini açıp suyun gitmesini sağladı.
Gözlerini kapatıp açtığında su normale dönmüştü. Derin bir iç çekip üstünü giyindi.
Boynuna havlu sarıp televizyon izleyen Zhan'nın yanına yattı. "Korkmuşa benziyorsun ne oldu?" "Küvet kanla doluydu!" "Kan mı? Bir yerini mi kestin? İyi misin?" "Hayır ben iyiyim bir anlık küvetin kanla dolu olduğunu gördüm." "Hayal görmüşsündür. Bu kadar korkmana gerek yok." Başıyla onayladı.
Zhan Yibo'nun saçlarına elini değdirdi. Sırıl sıklam olduğunu farketti. "Saçını kurulamamışsın. Hasta olacaksın." "Hmm." "Aşağıya oturda saçlarını kurulayayım." Başıyla onayladı ve yere Zhan'ın bacaklarının arasına oturdu.
Sehpa'nın yanından legolarını alıp sehpaya koyup oynamaya başladı. O sırada Zhan saçlarını kuruluyordu.
---- uwus
gece okuyanlara iyi geceler sabah okuyanlara gunaydin oglen okuyanlara tunaydin aksam uzeri okuyanlara iyi aksamlar 💐💐💐💐
