38

293 43 59
                                    

Oy vermeyi unutmayin :3

Yibo elinde tuttuğu kırmızı ipliklerle Zhan'ın yanına yatağa oturdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Yibo elinde tuttuğu kırmızı ipliklerle Zhan'ın yanına yatağa oturdu. "O ne?"
"Bir ip."
"Bir ip?" Yibo başıyla onayladı. "Serçe parmağını uzat." Zhan serçe parmağını uzattı. Daha sonra Yibo dolayıp bağladı. Daha sonrada kendisininkine bağladı. "Bu ipler bizi sonsuza kadar beraber tutacak."
"Yibo Tanrı bunu çoktan yaptı. Neden kendin bir daha yapıyorsun?"

"Ne yani kötü mü oldu şimdi?! Bir de kendi gözümüzle görelim." Zhan Yibo'nun saçlarını karıştırdı. "Yatalım artık. Geç oldu saat." Yatağa girdiler ve birbirlerine sarılarak uyudular.

Yibo kendini beyaz karanfillerin arasında buldu. Ama hepsi solmuştu. Yanında Zhan'da vardı. Bilekleri kırmızı iple birbirine bağlıydı. "B-bu..." Bileklere bağlı olan kırmızı ipler çift için kötü şans getirirdi.

Koparmaya çalıştı ama ipten dolayı elini kesmişti. "Z-zhan-ge..." Zhan soğuktu dümdüz ileriye bakıyordu.

Başını çevirip Yiboya baktı. Gözleri simsiyahti. Bütün gözü. "Yibo sensiz burası böyle işte. Bütün karanfiller sensiz soluk. Onların sana ihtiyacı var. Geri dön. Sen buraya aitsin."
"H-hayır." Bileğini çekti ama dahada kesilmişti. "Ah! Bu lanet olası ipler neden çıkmıyorlar!" Dahada çekmeye başladı. "Eğer koparlarsa beni bir daha görmeyeceksin Yibo yapma!"

Yibo ağlamaya başladı. "H-hayır lütfen buraya ait olmak i-istemiyorum lütfen!" Zhan elini Yibo'nun yanağına koydu. "Sen buraya aitsin Yibo."
"U-uzak dur benden!"

Bileğini hızla çekti. İp en sonda kopmuştu. "Ne yaptın seni aptal!" Zhan yavaş yavaş toz olup kaybolmuştu. "G-gege?" Etrafına bakındı. "Ne yaptım ben! Zhan!?"

Etrafa bakındı ama ortalıkta yoktu. "Onu kaybettim." Solmuş çiçekleri avucunun içinde sıkarak ağlamaya başladı. "Hepsi benim suçum!"

Göz yaşları çiçeklerini üstüne damlıyordu. Göz yaşları onları canlandırıyordu. "Gege nolur geri dön! GEGE!"

Bağırarak uyandı.

"G-gege?" Yanında uyuyan Zhana baktı. Derin bir iç çektikten sonra ellerine baktı. İpler gitmişti.

"İpler nerde?" Yorganın altına ve etrafa bakındı. "G-gitmişler. Olamaz!"

Zhanı sallayarak uyandırdı. "Gege! Gege uyan!" Gözlerini oyalayarak uyandı ve başını kaldırarak Yiboya baktı. "Ne oldu Yibo?"
"İpler!"
"Ne olmuş onlara?"
"Gitmişler!" Başını yastığa geri koydu. "Gece parmaklarımızdan kayıp girmişlerdir merak etme."
"Ama gege! Kötü bir kâbus gördüm!"
"Yibo hadi uyu. Saat sabahın 6'sı."
"Gege-" Zhan Yiboyu çekip yanına yatırdı. "Uyanınca konuşalım."

Birlikte kahvaltı yaptılar ve masayı topladılar. "Gege!"
"Yibo?"
"Sabah ne dediğimi hatırlıyor musun?"
"İpler mi?'
"Evet! Kâbusumda o ipler kopuyordu ama bileklerimize bağlıydı! Sabah uyandıklarımdada yoktular!" Zhan Yiboya sarıldı.

"Dün gece yatmadan önce ilacını içtin mi?"
"U-unuttum." Zhan kaşlarını çattı. "Bu aralar çok eksik ediyorsun Yibo!"
"Özür dilerim gege! Yemin ederim bir daha unutmayacağım." Gülümsedi ve yanağını öptü.

4 hafta sonra...

Yibo'nun durumu dahada iyi olmuştu. Nerdeyse artık canlı hissediyordu.

Zhan kalkarak kapıyı açtı ve önünde duran iki doktora ve polislere baktı. "Bay Xiao Zhan yalan teşhis koymaktan dolayı sorguya alınacaksınız."
"Ne?"

Doktorlar içeri girdi ve Yiboyu aldılar. "N-ne yapıyorsunuz?!"
"Hey iznim olmadan eve giremezsiniz!" Polisler izin kağıdını gösterdi. "Bırakın onu onun durumu gayet iyi! Size diyorum hey!"

----
gunlerdir su bolumu yaziyorum sonunda yayinlayabildim

kitabin final olmasina cok az kaldi😭😭😭😭😭

bu arada 1k oy icin tesekkurlerr♡♡♡♡

neyse gece okuyanlara geceler sabah okuyanlara gunaydin oglen okuyanlara tunaydin aksam uzeri okuyanlara iyi aksamlarrr

cafuné // yizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin