SÜRTÜK

285 9 62
                                    


Yorumlarınıza cevap veremiyorum. Sürekli hata veriyor. Lütfen kusura bakmayın ve iyi okumalar..

Eve geldiğimde Kelsey yoktu. Hemen yukarı çıktım ve Kelsey in dolabını açtım. Önümde onlarca giysi dururken bir hayli kararsızdım. Sonuçta Kelsey le zevkimiz aynı değildi. Benim zevkimin elbette ki berbat olduğunu biliyordum. Annemin 'cici kız ol' nasihatlerinden dolayı, gerek davranışım olsun, dış görünüşüme de ona göre dikkat ediyordum. Gözüme çarpan siyah yüksek bel pileli eteği aldım aldım ve üstüne de lacivert bir gömlek aldım. Hemen üstüme geçirdim ve üstüme de siyah salaş bir hırka aldım. Makyaj yapma gibi bir huyum hiç yoktu. Bu yüzden onu es geçip saçlarımı düzleştirdim ve tepeden sıkı bir at kuyruğu yaptım. Şimdi hazırdım. Yarım saat önce Ben i arayıp gelip gelemeyeceğini sormuştum. O da anında kabul etmişti. Clara nın mesajını okuyunca aklıma ilk gelen nedense o olmuştu. Erkek arkadaşım olarak tanıtmayacaktım tabi. Sadece ezilmediğimi ve yalnız olmadığımı göstermek için onu çağırmıştım. Kanıtlamak istediğim Clara mıydı yoksa Luke muydu bilmiyordum. Luke a kızgındım. Çaresiz bir çocuk gibi bakıyordu. Öyle konuşuyordu. Mutsuz görünüyordu. Halbuki Clara yla sarılırken çok mutluydu. Çantamı alıp aşağı indim ve Kelsey le karşılaştım. Ceketini çıkarırken gözleri faltaşı gibi açılmış bana bakıyordu. Uzun bir ıslık çaldı.

" Sen neymişsin be! " kahkaha attı ve önümde dikilip baştan aşağı beni inceledi. Yüzüm utançtan kıpkırmızı olurken ne diyeceğini bekliyordum.

" Yalnız etek mükemmel olmuş. Ama onların altına muhakkak diz üstü siyah topuklu çizmeleri giyin bebeğim. " Dedi.

Elimi saçlarıma götürdüm.

" Saçım nasıl olmuş? " tereddütle sorarken arkama geçip saçımı kontrol etti.

" Sana açık saç daha çok yakışıyor. Güzel olmuşsun da kim bu şanslı pislik? "

İşte yine başlıyoruz.

" Senin tahminin ne? Çok merak ediyorum açıkçası

"

Alaylı sorumla kahverengi gözleri kaybolana kadar kıstı.

" Sen bana hiçbir şey anlatmıyorsun. Üstünü giyinip süslenmiş ve Luke la bir randevuya-- "

Ceketimi giyinirken ona dirseğimi geçirdim.

" Luke aptalıyla hiçbir yere gitmiyorum, Kelsey. Benjamin le bir kafede arkadaşlarımla buluşmaya gidiyorum. "

Aynaya bakarken beni kendine döndürüp sarstı.

" Gelince bana neler döndüğünü anlatacaksın, küçük aptal sarışın Prenses. "

Aklıma gelen ani fikirle gülümsedim.

" Kels, benimle gelmeye ne dersin? "

Dudaklarını büzdü ve aynanın önünde bulunan küçük koltuğa oturdu.

" Çok yorgunum, Beth. Gidersem eğer muhakkak uyurum orda. "

Çok fazla ısrar etmedim ve çizmeleri ayağıma geçirdim.

" Sen bilirsin. Ama baya şey kaçıracaksın. Sonra niye beni çağırmadın diye söylenme. " dedim.

Gözlerini devirdi ve beni dış kapıya sürükledi.

" Zaten gelince hepsini dinleyeceğim için sorun yok. Şimdi oyalanma da git. "

Kendimi kapının önünde bulurken homurdandım ve eteğimi çekiştirip sokaktan aşağı inmeye başladım. Ben in sarı spor arabası kenarda duruyordu. Derince nefes alıp arabaya bindim. Ben ela gözlerini bana çevirip içten bir şekilde gülümsedi.

PRINCESS // Hemmings. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin