" Hayır, ben şarkı söyleyemem Luke." dedim sıcak çikolatamdan yudum alırken.
Mavi gözlerini hızlı bir şekilde kırpıştırdı ve önündeki capkekten kocaman bir ısırık alıp konuşmaya başladı.
" Ama bana Calum demişti ki sen-- " işaret parmağımı dudaklarıma götürerek onu susturdum.
" Birincisi ağzında yemek varken konuşma. İkincisi Calum sadece abartıyor. " dedim.
" Calum abartmaz. " Dedi omuz silkip. Kaşlarımı alayla havaya kaldırıp sıcak çikolatama uzandım. Ağzı dolu bir şekilde ellerini havaya kaldırdı.
" Tamam, aslında çok aptal biri. " gülüp peçeteyle ağzını sildi.
" Konumuz Calum değil. " Kollarımı önümde birleştirip ona doğru yaklaştım. Anlamadığını ben de biliyordum tabi. Kaşlarını çattı ve keyiflice gülümseyip o da benim gibi kollarını birleştirip benimle aynı hizaya geldi.
" Neymiş bakalım konumuz? " Dedi.
Kelsey in bana anlattıklarından asla bahsemezdim. En iyisi yavaştan alıp konunun içine girmekti. Elimi elinin üstüne koydum. Neden bunu yaptığım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Ama yanlış bir şey değildi.. Sanırsam
" Niye dün ağladın Luke? Ben.. Çok üzüldüm sen o halde gidince. Ben mi seni üzdüm? "
Gerilen yüzüyle elini yavaşça çekti ve saçlarından geçirdi.
" Bunu konuşmak istemiyorum. Sadece sinirlerim bozuktu. " gözlerini kaçırıp etrafa bakmaya başladı.
Yüzünü bana doğru çevirdim. Benden bunu beklememiş olmalı ki bir an irkildi. Bu aralar benim de kendimden beklemediğim şeyler oluyordu.
" Dün bana dediklerini hatırlıyorsundur umarım. Herkes benden uzaklaşıyor dedin ve-- "
Aniden sandalyesinden geriye yaslandı ve buz mavisi gözleriyle bana soğuk bakışlrını yolladı.
" Neden umrunda ki? " Bana dik bir şekilde bakarken cevap arıyordum. Neden bu kadar üstüne düşüyordum?
" Sana yardım etmek istiyorum. " aklıma ilk gelen şeyi söyledim ve başımı kaldırıp yüzüne baktım. Söylediğim cevabımdan tatmin olmamış gibiydi. Yüzüne sahte bir gülümseme yerleştirirken başını iki yana salladı.
" Kimsenin yardımına ihtiyacım yok. "
Gururuna yediremiyordu tabi.
" Herkesin yardıma ihtiyacı vardır, Luke. " dedim sesimi alçaltarak. Olabildiğince sakin tutmaya çalışıyordum. Gözlerinde bir an parıltı gördüm ama yine eski buz mavisi yerini almıştı. Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını yere eğdi.
" Arkadaşlarım beni seviyor, biliyorum. Ama onları çok kırdım Prenses.. "
Gözlerindeki parıltı yine yerini almıştı ama bu gözleri dolduğundandı. Küçük bir çocuk gibi duruyordu şuan.
" Gördüğüm kadarıyla onlarla gayet iyi anlaşıyorsun. " dedim gülümsemeye çalışarak.
" Dedin ya.. Gördüğün kadarıyla işte.. Hepsi değil. " acı bir şekilde gülümseyip piercingiyle oynamaya başladı. İçimden gelen garip bir duyguyla ona çok yardım etmek istiyordum. Normalde arkadaşlık ilişkilerimi bu kadar önemseyen biri değildim. Ama Kelsey in anlattıklarından beri Luke a karşı bir yardımseverlik oluşmuştu içimde. Onu bu karamsar halinden ve kuruntularından kurtarmak istiyordum.
" Senin İçin onlarla konuşabilirim, Luke. Bunu yapabilirim. Her ne kadar senin için yeni tanıştığın bir kız olsam da bunu yaparım emin olabilirsin. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRINCESS // Hemmings.
Fanfiction" Lütfen Luke... Lütfen.. Bunu bize yapma. " dedim sesimin titremesine engel olamayarak. Birkaç dakikanın ardından ellerimi bırakıp geriye çıktı. Dudakları düz çizgi haline gelirken kaşlarını çattı. " Sevmediğim birinin yanında duramam. Bu konuda k...