YIKILIŞ

214 9 5
                                    

" Yardım edin! "  ellerimi yanaklarıma koyup dehşetle Daniel ve Luke a baktım. Birbirlerini ardı ardına yumruklarlarken hiçbir şey yapamıyordum. Barın girişinde olmamıza rağmen gürültüleri duyan birileri varsa da bakma zahmetinde dahi bulunmuyorlardı. Tökezleyerek barın içerisine girdim. Çocuklar herşeyden habersiz birbirleriyle konuşuyorlardı. Soluk soluğa yanlarına varınca Ashton hemen ayağa kalktı. Birşeylerin ters gittiğini fark etmişti.
" Luke ve Daniel.. " sesim kesilirken ne olacağını anlamış olacaklar ki çıkışa doğru koştular. Kelsey le arkalarından takip ederken kalp atışlarımı ağzımda hissedebiliyordum. Kulaklarım uğulduyordu. Buna rağmen durmaksızın koşup yanlarına vardım. Bu defa da Daniel Luke un üstündeydi. İkisi de darmadağın gözüküyorlardı. Daniel ın aniden Luke a saldırmasına bir mana verememiştim.
" Kesin artık şunu! " diyerek Michael araya girdi. Soluk soluğa birbirlerine bakarlarken Luke tekrar çevik bir hareketle yumruğunu kaldırmıştı ki Calum bileğini kavrayıp onu geriye doğru itti. Kelsey le ağzımız açık olanları izlerken, Daniel da benden bakışlarını çekmiyordu. Bir kaşı yarılmış, şakağından aşağı doğru kan akıyordu. Yeşil gözleri kararmış ve sinirden köpürüyordu. Luke un da ondan pek bir farkı olduğu söylenemezdi. Ani atılan yumrukla ne yapacağını şaşırmış, kendini savunmaya geç kalmıştı. Bu yüzden onun hali daha berbat gözüküyordu. Saçları fena halde dağılmış, dudağı patlamış ve burnu kanıyordu.

" Sebepsiz yere saldıran oydu. Bakmayın bana öyle! " diyerek bağırdı Luke. Bütün bakışlar Daniel a dönerken ben Luke a bakmakla meşguldüm. Kelsey in verdiği peçeteyle burnunu tutarak öfkeyle Daniel a bakıyordu.

" Gidiyoruz, Elizabeth. " kızarmış gözlerime aldırmadan şaşkınca gülümsedim. Bu çocuk normal değildi.

" Ben hiçbir yere gitmiyorum. Ve sen de gitmiyorsun. Bu kavganın hesabını vereceksin. Hemen! Luke a dalmakta ne demek oluyor?! " dedim göğsünü yumruklayarak. Gözlerim bu sefer ciddi anlamda dönmüştü.

" Ondan hoşlanmadım. " dedi kuru bir sesle söyleyip omuzlarını silkerek. Şok olmuş bir şekilde ağzım aralanırken yanımdan hızla geçen yumrukla biraz önceki dejavuyu yaşadım. Bu sefer yumruk atan Calum du. Bir tepki vermedim.

" Ben de senden hoşlanmadım dostum. Şimdi s.ktir olup git. " Sertçe onu itmeden önce. Daniel ne Calum u, ne de başka birini umursuyordu. Hep kendi bildiğini okurdu. Onu çok iyi tanıyordum. Eliyle başını silerek gülümsedi. Ardından dişlerini sıkarak herkese teker teker baktı. Bakışları Luke ta durunca bedenimi yine panik duygusu kapladı. Luke ise olduğu yerde durmuş, bir milim dahi oynamıyordu. Kafa kafaya tutmuş kızgın boğa gibiydiler.
" Bir daha seni kız kardeşimin yakınında dahi görmek istemiyorum. " dedi kelimeleri tek tek bastırarak. Yüzüme bir şey fırlatılmış gibi irkildim.

" Bana karışmaya zerre hakkın yok. Sen benim gerçek abim bile değilsin! " dedim bağırarak. Michael dirseklerimden tutup beni kendine çekerken dolu gözlerle Daniel a bakıyordum. Yalancının tekiydi. Beni sahiplendiği falan da yoktu. Bunu biliyordum. Luke biraz şaşırmış gibi gözükse de Daniel a nefretle bakıyor ve burnunun kanamasını durdurmaya çalışıyordu.

" Öz veya üvey. Bu senin abin olduğumu değiştirmez. Şimdi de gidiyoruz. " dedi bileğimi kavrayıp kendine çekerken. Tırnakları etime gömülürken ağlamamı durdurmaya çalışıyordum. Ağlamam fiziksel yaşadığım acıdan dolayı değildi.
Olayların buraya kadar geldiğine anlam veremiyordum. Hiçbir zaman abi kardeş ilişkimiz olmamıştı. Psikolojisinin bozulmasından beri çok farklı hareketler sergilediği için annem ve babam yurtdışında okuması taraftarı olmuşlardı. Luke yüzü kızarmış bir şekilde arkamızdan hızlı adımlarla gelirken Daniel takmıyormuş gibi gözükse de beni daha sıkı tutuyordu. Karşı çıkarsam bunun bedelini çok fena ödeyecektim çünkü. O yüzden ağzımı açmamak için dudaklarımı çiğneyerek onlara eziyet veriyordum.

PRINCESS // Hemmings. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin