ESKİ SEVGİLİM

80 4 0
                                    

Onun bu kadar rahat konuşması beni şaşkına uğratırken ondan ellerimi çekip ayağa kalktım.

" Sakin ol. Birşey olmadı. " dedi gülümsemeye çalışarak.

" Neden bu kadar korktun ? Sadece birkaç soru sordu ve bende cevapladım. "

Başımı iki yana sallayarak geri geri çıktım. Lanet olsun. Beni kandırıyordu. İnandırma çabalarını biraz daha arttırmak için karşımda bitip sımsıkı sarılmaya başlamıştı.

" Ne zamandır çıkıyorsunuz diye sordu. Ona bikaç aydır çıktığımızı söyledim. Buna en başta kızdığını sonra da senin görüşün olduğunu söyleyerek sustuğunu belirtti. Bende kızını çok sevdiğimi ve.. asla kızını üzmeyeceğimi söyledim Bay Miller a. " fısıltısı kulağımda takılı kalırken soluksuz onu dinlemiştim. Bu konuşma normal gözüküyordu ama hâlâ tam güvenmiş sayılmazdım. Yine de fazla üstelemek istemedim ve onunla birlikte koltuğa tekrar oturdum. Belki de telaşlanacağım kadar birşey yoktu. Kaşları havaya kalkmış bir şekilde benim ne tepki vereceğime bakıyordu. Onun bu hali tedirgince gülümsememe sebep olurken kafamı salladım.

" Tamam. " dedi dedim ayağa kalkarken. Saçımı düzeltip mutfağa doğru yöneldim.

" Umarım babam bu durumu kabullenir. " kupayı çıkartıp tezgahın üstüne koydum. Bitki çaylarından birini alıp içine attım. Luke a baktığımda beni süzdüğünü farkettim. Ona kaşlarımı çatarak baktım. Mavi irisleri sonunda yüzümü bulduğunda dudaklarını öne doğru büzdü.

" Zayıflamış görünüyorsun, bebeğim. Yemek yemiyor musun? "

Titrek bir nefes alıp kupayı onun önüne koydum.

" Bu sıralar pek iştahım olduğu söylenemez. " diye geveledim. Hâlâ yüzüme aval aval baktığını farkedince kupayı önüne doğru itekledim. Bakışlarını benden ayırmadan çayından yudumladı.

" Dan nasıl? "

Sorusuna karşılık gözlerim sonuna kadar açılırken elimi havada salladım.

" Iyi. Uhm. Evet iyi. "

Kafa sallamakla yetindi. Her ne kadar araları kötü olmasa da Luke Dan den pek hoşlanmıyordu.

" Neden sordun? " dedim şüpheyle. Piercingini dişleyip düşünme pozisyonuna girmişti. Gözler tavanda. Söyleyeceği şeyi bildiği halde karşındakini merak ettirme çabası kısacası.

" Abini eski sevgilimle görmüş olabilirim. Hem de okul köşesinde birbirinlerine yavşarken. "

Hayretle gözlerimi açmama sebep olan şey kesinlikle abimle Clara nın beraber olmaları değil, Luke un cümlelerinin tınısında sitem ve kızgınlık sezmiştim.

" Ee ? " dedim net bir sesle. Benden böyle bir tepki beklemiyor olmalı ki sandalyesinden doğrulup yüzüme dikkatle baktı.

" Şaşırmadın mı ? Böyle bir şey olması normal bir şey mi sence? Dedi yüzünü ekşiterek.

Bikaç saniye yüzüne bakıp ayağa kalktım. Pekâlâ. Bu Daniel ın planlarından bir parçaydı. Biliyordum. Luke şuan ya gerçekten aklı yerinde değildi. Ya da.. Kendimi kandırıyordum. O resmen Clara ya eski sevgilim diyebiliyordu. Onun yakınlaşmalarını tasvip etmememişti. Burnumdan soluyarak ceketimi giyerken Luke peşimden geliyordu. Ağzını açacağı sırada işaret parmağımı ağzına götürdüm.

" Abimle eski sevgilinin yiyişmesi bu kadar dokunduysa git onları ayır Hemmings. Ne de olsa eski sevgilin. Eski sevgilim dedin ya. Sahiplen onu. Bırakma. Iyi geceler. " kapıyı yüzüne çarpıp koşarak aşağı sokağa indim. Nefes nefese kalana kadar koşmuştum. Sonunda tenha bir yere çıktığımda bir banka yöneldim. Boş bakışlarım asfaltta dolaşırken beynimin içinde milyon şey dönüyordu. Bu ilk şey değildi. Daha önce de onun bikaç lafını yakalamıştım. Hâlâ kabullenemiyordu ya da.. seviyordu. Bilemiyordum. Onu sevdiğine inanmıyordum. Bunca kötülüğe rağmen onu sevmesi mümkün değildi. Beyninde yer etmişti belki de. O kızdan nefret ediyordum. Ondan daha güzel olduğumu iddia etmiyordum. Herşeyin güzellik olduğuna inanmıyordum. Ama lanet kız dikkat çekiyordu. Içimden söylenirken bir kızın yanıma oturduğunu farkında bile değildim. 13 yaşlarında gözüküyordu. Bal köpüğü gözleri ve omzuna uzanan kumral saçları vardı. Benim biraz önceki halim gibi yere indirmişti bakışlarını. Derin bir nefes aldı ve elindeki uzun zamandır saklıyor diyebileceğim eski kağıt ve zarfı uzattı. Ona anlamayan gözlerle baktım.

" Seni tanımıyorum. Ama bunları rica etsem yakar mısın? "

Sessiz kaldım. Sabırla gözlerini bana sabitledi.

" Lütfen. Ben kararımdan vazgeçmeden alır mısın şu lanet mektupları. "

Elinden aldığımda anında ayağa kalktı. İstemsizce elim kızın bileğini kavradı. Onu tekrar banka otutturduğumda itiraz etmemişti. Zorla da olsa boğazımı temizledim.

" Bunları yakınca birşey değişmeyecek, küçük kız. Belli ki birine yazmışsın. Istediğin gibi olmuyor. Bazı şeyleri kalbinde bitirdiğinde kurtulacaksın. Mektupları yakarak değil. " gözlerimin dolmasına engel olamayarak ona döndüm. Baş sallamasıyla karşılık verirken dudakları gülümsemek için hafifçe gerildi.

" Teşekkür ederim. " diye fısıldadı.

Ona mektupları uzatıp ayağa kalktım. Hayatta herşey hayal ettiğimiz gibi gitmiyordu. Gidemezdi. Doğanın kanunu kimse değiştiremezdi. Şuan yaptığım gibi sadece boyun eğebilirdim. Zamanın geçmesini beklemeliydim. Eve vardığımda kapalı telefonumu şarja takıp kendimi yatağa attım. Biraz unutmaya ihtiyacım vardı.

***

Kahkaha sesiyle uyandığımda sinirle gözlerimi ovuşturdum. Bu kız sesi de neydi böyle? Annemin arkadaşlarından biri olamazdı. Babamla birlikte güya küçük bir tatile çıkmışlardı. Biricik üvey abime söverek ayağa kalktım. Banyoya doğru yönelecekken duvardaki aynadan Clara nın yansımasını görmek kâbusun içinde olduğum şüphesine kaptırmıştı. Gözlerimi inanamayarak tekrar ovuşturdum.
Planımızda bu yoktu. Lanet olsun. Clara sürtüğü benim evimde. Ve Dan nin abim olduğunu bilmiyordu. Bir kere daha küfür ederek odama fırladım. Gerçekten Daniel ahmaktı. Tam bir ahmak.

Selamlar :) Uzun uzun uzun zamandır yazmıyordum. Elime fırsat geçti ve yazdım. Eski potansiyeli yakalamış mıyım sizce? ??

PRINCESS // Hemmings. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin