" Bunu bana ne zaman söylemeyi düşünüyordunuz?" Luke buz gibi sesiyle bize sorunca içim ürperdi ve bir adım geriye çıktım. Kelsey rahat görünmeye çalışıyordu.
" Duydun. Dönüşte söyle-- "
" Kapa çeneni. " elini kaldırıp susturdu Luke Kelsey i. İkimizde birbirimize telaşla bakarken, Luke ellerini ensesine götürüp sıkıntılı bir şekilde mutfağı turluyordu. Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Eninde sonunda öğrenecekti zaten. Bu onu sarsacak bir haberdi tabi ki ama asıl sakladığımıza kızdığını düşünüyordum. Bardağın duvara çarpıp parçalara ayrıldığını görünce gözlerim direk Luke u buldu. Bu tepkiyi beklediğim için hiç şaşırmadım ya da ürkmedim. Kelsey ben daha ne olup bittiğini anlamadan hızla mutfaktan çıktı ve arkamızdan kapıyı kapattı. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken hızla kapıya atıldım. Ama geç kalmıştım. Kilit sesi gelirken seslice hamurdandım ve Kelsey in ne yapmaya çalıştığını düşündüm. Eh tabi. Görgü tanığı sadece ben olduğum için anlatmak da sadece bana kalıyordu.
" Luke. " dedim Titrek bir nefes alırken. Ürkekçe yanına yaklaşırken masadaki örtüyü çekti ve sakince tabakların kırılışını izledi. Kaskatı kesildiğini mutfağın diğer ucundan dahi farkediyordum. Aniden ayağa kalkıp eline ne geçerse fırlatmaya başladı. Bir yandan da bağırıyordu. Elimi kulaklarıma götürüp buzdolabının yan kısmına saklandım. Yere yavaşça çömelirken biraz da olsa Luke un sakinleşmesini bekliyordum. Çocuklar kapının önünde birşeyler konuşuyorlardı. Kelsey olanları anlatmış olmalıydı.
Jack gitmiştir artık, değil mi?
" Luke. Otur da konuşalım. " dedim sakin bir sesle. Halen buzdolabının arkasında saklanıyordum.
" Jack! Seni p.ç kurusu! Canın cehenneme! " avazının çıktığı kadar bağırıyordu. Sinirliydi ama kapıya doğru hiç gitmemişti. Saklandığım yerden çıktım ve ona yaklaşmaya başladım. Çenesi kaskatı kesilmiş ve sol gözü seğirirken bana baktı. O kadar ifadesizdi ki bana baktığından bile şüpheliydim. Sanki boş bir duvara bakıyordu.
" Sana olanları anla- "
" Sus. " Dedi kuru bir sesle. " Siz kızlardan nefret ediyorum. Hepiniz midemi bulandırıyorsunuz. " Dedi yüzünü buruşturmayı ihmal etmeyip. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken ellerimi saçlarıma götürdüm gergince. Ona doğru dönüp parmağımı doğrulttum.
" Bir kız yüzünden bütün kızları suçlayamazsın. Bak, seni anlıyorum, şuan sinirlisin ama lütfen otur ve dinle beni. " sesim sonlara doğru alçalırken ondan bir tepki bekledim. Pes edercesine omuzlarını indirip sandalyeye yıkılır gibi oturdu. Yüzünü elleriyle kapattı. Yavaş hareketlerle sandalyeye oturdum. Nerden başlamam gerektiğini bilmiyordum. Boğazım kupkuru olmuştu ve Luke un bu katı duruşuyla her an bana saldırıya geçeceğini düşünüyordum.
" Dün gece onları.. " duraksadım ve bir an tereddüt etsem de ağzımı tekrar araladım. " Kelsey in evinin sokağında gördüm. Pek uygun olmayan bir şekilde.. " gözlerimin önüne o görüntüler tekrardan gelince başımı iki yana salladım. Luke halen aynı pozisyonda duruyordu.
" Sana bunu söylemeye cesaret edemedim. Hatta söylemeyi düşünmüyordum bile. Kelsey cesaretlendirdi beni. " Gözlerimi açıp tepkisine baktım ama halen aynı şekilde elleriyle yüzünü kapatmış bir halde duruyordu.
" Ah tanrım.. Luke birşeyler söyle. " anında ellerini yüzünden çekip geriye yaslandı. Gözleri kızarmıştı.
" Ne söylememi bekliyorsun? Abim ve sevgilim.. " durup hırsla ellerini yumruk yaptı. " O kadar aptalım ki.. " Dedi elleriyle yüzünü ovuşturmadan önce.
" Ben üzgünüm.. " dedim parmaklarımla oynayarak. Şuan her söz her cümle boş kalırdı. Teselli veremezdim ve o da böyle bir şey istemezdi. İkinci ihanetini yaşıyordu. Mavi gözlerini hiç kırpmadan bana bakıyordu. Boş bakışları birden alaylı bakışlara dönünce ağzından çıkacak kelimeleri bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PRINCESS // Hemmings.
Fanfic" Lütfen Luke... Lütfen.. Bunu bize yapma. " dedim sesimin titremesine engel olamayarak. Birkaç dakikanın ardından ellerimi bırakıp geriye çıktı. Dudakları düz çizgi haline gelirken kaşlarını çattı. " Sevmediğim birinin yanında duramam. Bu konuda k...