HESAP

174 11 5
                                    

Güzel baharat ve erkeksi kokunun etkisiyle derince iç çektim ve nerde olduğumu düşünmeye başladım. Beynim her an patlayacak gibi zonkluyordu. Bu halde düşünmek dahi zordu ama hafızamı zorladım. Kısa kesitler aklıma gelince yüzümdeki kan yüzümden çekildi ve destek alarak doğruldum.

Defol.

O kadar iğrençsiniz ki sizden iğreniyorum.

Aptalsın Luke.

İlk defa sarhoş oluyorsun galiba.

Hepinizin canı cehenneme.

Senin burda ne işin var Miller?

Bay Cooper. Utançla yüzümü ellerimle kapadım. Böyle bir şey yapmış olmamayı ve bunun sadece bir kabustan ibaret olmasını dilerdim ama artık çok geçti. Gözlerimi araladım ve gözüme ilk çarpan şey montum ve çantam oldu. Birde daha yeni hazırlanmış dumanı tüten kahve. İçerden seslerin gelmesiyle tedirgince bakışlarımı kapıya çevirdim. Başında havlu ve üstünde eşofmanlı bir bay Cooper görüş alanıma girince yavaşça arkama yaslandım. Tahminlerimin doğru çıkması bir yandan beni sıkarken bir yandan da rahatlatıyordu. O sarhoş halimde başka birinin de evinde olabilirdim.

" Günaydın Miller. " dedi düzgün dişlerini sergileyerek. Benimle halen okuldaki ses tonunu kullanarak konuşması gerçekten çok şaşırtıcıydı. Temkinli bir şekilde bana bakarken yanımdaki dev sehpanın ucuna oturdu.

" Kendini nasıl hissediyorsun? " dedi meraklıca.

Şuan. Utançtan. Burda. Ölebilirdim.

" Hiç olmadığı kadar berbat. " dedim bana bile yabancı gelen sesle.

" Kahveni içmelisin. O baş ağrısının bugün geçeceğini hiç sanmıyorum. " dedi başını iki yana sallarken. Herşeyin kafama sonradan dank ermesiyle kendime içten bir küfür savurdum.

" Annemin- "

" Haberi yok merak etme. Seni Kelsey lerde biliyor. Doğrusu bir ara senin kaçırıldığına dair formalite icabı bir şey ler uydurduk ama. " kendini tutamayarak güldü ve elini ıslak saçlarından geçirdi. Şok dalgası bütün bedenimi sararken ağzımı şaşkınlıkla araladım.

" Ben sarhoşken ne oldu burda böyle? " cırladım ve ayağa kalkmaya çalıştım. Dengemi kaybetmemle tekrar koltuğa düştüm.

" Hatırladığını düşünüyorum sana kısaca özet geçebilirim. " benimle dalga geçtiğini düşünerek başımı kaldırdım ama o gayet ciddi görünüyordu. Konuşmasını bekledim.

" Seni barda bir çocuğun yanında gördüm ve çocuğun kötü niyetini anlayıp seni yanıma çektim. Çıkışta kusmanın ardından yığıldın ve seni arabaya bindirene kadar en az yüz kere telefonun çaldı diyebilirim. " ardından durup kahveyi bana uzattı.

" Ben de açmak zorunda kaldım. Sanırım ismi Michael dı. Ah Lucas da olabilir. " Luke a Lucas demesi bende gülme isteği uyanırsa da şuan hiç sırası değildi. Luke a çok sinirliydim ve bu sinirimin kolay kolay geçmeyeceğini biliyordum.

" Ne dediler? " dedim kuru bir sesle.

Kaşları çatıldı ve biraz öne kayarak eğildi.

" Açıkçası böyle kişilerle takıldığını bilmiyordum, Elizabeth. Bir tanesi bana baya bir küfür savurdu. Diğeri de tehdit etti. " ardından yapmacık bir şekilde güldü.

" Olanları söyledim ve onlara benim yanımda kalacağını, sabah olunca da Kelsey e gelebileceğini söyledim. Çok direttiler ve bu nedenle daha fazla uzatmamak için telefonu suratlarına kapadım. " mahcup bir şekilde dudağını büzerek bana bakarken çocukların ve Kelsey in köpürdüğünü bilmek beni korkutsa da, bu sorumsuzluğum yüzümdeki sırıtışı silmemişti. Şiddetli ağrının tekrardan başlamasıyla oflayarak başımı tuttum.

PRINCESS // Hemmings. Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin