MULTİ-KAĞAN&DOLUNAY YALINOĞLU
Bir kez daha bakışları camın ardındaki oğluna değdiğinde ufak bir tesebbüm belirdi yüzünde minik oğluyla iki haftadır bir ilerleme kaydediyorlardı beklenenin aksine çok hızlı bir gelişim sağlanıyordu ne kadar dokunmak için can atsada ufaklığın hayatını tehlikeye sokucak herşeyden kaçınıyordu
"Beklediğimizin aksine Ateşin gelişimi çok güzel kızım"
"Herşey için teşekkürler anne"
Beren kızını kollarının arasına alıp tebessümle baktı torununa öyle güçlüydüki anne karnındaki gelişimini tamamlamadan dünyaya gelmiş şimdide dünyada bir savaş veriyordu
"Anne gitmem gerekiyor Alparslanı babasına bıraktım evin halini çok merak ediyorum"
Beren kıkırdayıp kafa salladı kızına bir süre kızını izleyip tekrar camın ardındaki torununa baktı öyle güzeldi ki bu günleri yaşadığı için önce rabbinr sonra arkasında onu izleyen kocasına şükretti bu adam geldiğini anlamadımı sanıyordu
"Kelebeğim"
Beline dolanan kolların üstüne elini koydu beren ve huzurla kapattı gözlerini
"Artık eve gitme vakti torunumuzuda gördüğümüze göre"
"Eşyalarımı alıp geliyorum hayatım"
"Eşyaların arabada güzelim hadi"
El ele çıktılar hastaneden bakışlar onların üstündeydi 50li yaşlarını geçmesine rağmen kocası sanki daha kırk yaşına bile gelmemiş gibiydi kendininde pek bir farkı yoktu gerçi ama o hala ilk günki gibi kıskanç bir kadındı tıpkı kocası gibi...
Simay evden içeri adım attığı an hiçbir ses duymamasıyla kaşlarını çattı salona doğru adımladığında gördüğü görüntü karşında huzurla gülümsedi ve ilerde duran battaniyeyi uyuyan kocası ve oğlunun üstüne örttü çok yakında böyle rahat uyuyamıcaklarını bildikleri için gülerek çıktı salondan odasına gidip üstünü değiştirirken bir yandan da arayan mirayın telefonunu cevaplıyordu
"Simayyyy"
Simay ağlayan ikizinin haline gülerken eliyle ağzını kapatıp gülüşünü gizledi dolaptan üstüne geçirdiği geceliğini düzelterek yatağına oturup eline telefonunu aldı
"Efendim Miray"
"Berk berk beni aldatıyor"
Kaşları çatılan Simay bu kanıya nerden vardığını aşırı merak ediyordu
"İnanmıyordun demi bana kaç gündür geç saatlerde gelip erkenden çıkıyor evden bugün yakaladım onu takip ettim cafede bir kadınla oturuyor şuan"
"Nerdesin geliyorum"
Adresi aldığı gibi tekrardan üstünü değiştirmek zorunda kalmasına sinirlensede hamile kardeşinin yanlış anlamasını istemiyordu...
Saklandığı duvar köşesinde ağlayan Miray kızından destek almak için ellerini karnına sarmıştı saatlerdir karşısında gülüşen iki insanı izliyordu Havanın kararmasıyla gitmek yerine hala duruyordu
"Şş güzellik yolunu mu kaybettin"
Korkuyla kalbi çarpan Miray ordan uzaklaşmak için öne attığı adımla saçından tutulup çekilmesiyle çığlığı basmıştı
"Bırak beni"
Çırpınışları ne kadar faydalı olurdu ki bir erkeğe karşı olmadıda zaten duvara yaslandığı bedeninin üstündeki bedenle iğrendi kendinden utandı karnında ki çocuğundan göz yaşları sicim sicim akarken çırpınmaktan başka birşey gelmiyordu elinden çığlığını duyan kimsemi olmamıştı yada olmuştuda insanların sönen vicdanları sağır olan kulaklarımı duymak istememişti veya ellerinde telefon yine bir kadının yok oluşunumu çekiyorlardı bir yardım eli uzatmak yerine bu kadar mı bitmişti bu insanlar bu kadar mı kör olmuşlardı yüreği sızladı düşündükleriyle boynuna değen dudakların kocasına ait olmadığını bilmek bulandırdı midesini dizlerinin artık taşımadığını biliyordu ama boyun eğmek istemedi karşındaki adama
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI EVLİLİK
Teen FictionKendini mesleğine adamış hayatındaki zorlukları kenera bırakmış doktor BEREN ATEŞ Karanlığın efendisi yer altının korlulu rüyası adı duyulsa bile düşmanı titreten bir adam ARSLAN YALINOĞLU namı diğer ATEŞ