Multi BEREN ATEŞ
Ölüm ne demekti insan oğlu için dünyadan silinmekmi yok olmak mı acı çekmek mi berene göre ölüm kaybettiği her hastaydı çünkü berende kaybettiği her hastasıyla o toprak altına giriyordu yaşıyordu belki ama her bir hücresi kaybettiği hastalarıyla kaplıydı şuan ise elinin altında ki ufaklığı kurtarmak için çabalıyordu en fazla 5-6 yaşlarındaydı çocuk"dayanmalısın"diye mırıldandı beren sessizce ufacık çoçuğun ölmesine izin vermicekti koluna dokunan elleri itip son kez denedi hayata döndürmek için denedi başardı ameliyathanede ki herkezden sevinç çığlıkları yükselirken beren derin bir nefes alıp maskesini kopardığı gibi yere attı"hazal hastayı kapat" hazal kafa sallarken beren ameliyathaneden çıktı"Kağan Yalınoğlu" diye bağırdı koridora doğru karşısına dikilen insanlara bakıp gülümsedi"kağan çok güçlü bir çoçuk ameliyatı iyi geçti tedbir amaçlı yoğum bakımda tutucaz"kimseden çıt çıkmazken beren gidiceği sırada aklına gelen şeyle arkasını döndü"birde kağanın babası yada annesi burdaysa onunla konuşmam gereken bir konu var" öne çıkan adamla bir iki adım geriledi beren bu kadar genç ve böyle bir adam beklemiyordu adam resmen gözleriyle ateş saçıyordu"odama geçelim"beren arkasına dönüp yürürken arkasından gelen sert adımların seslerini duyuyordu adım sesleri bile berenin içini ürpertiyordu"hocam"diyerek önüne uzatılan kalem ve kağıda bakarken durmak zorunda kaldı beren"bu ne dilek"dilek omuz silkip kalemi uzattı beren göz devirirken imzalaması gereken yere imza atıp yürümeye devam etti en sonunda koridorun sonundaki odasına girdiğinde kapıyı kapatmadan koltuğuna oturdu"beyefendi şöyle oturun lütfen"karşındaki adam birşey demeden koltuğa oturduğunda berene dikti sert bakışlarını"ne konuşucaksanız hızlı olun" "kağan ameliyata alınmadan bir kaç testen geçti test sonuçlarına göre kağan löseni kanseri" adam duyduklarıyla ayağa kalkarken sert bakışlarını kıza dikti"ne diyorsun lan sen""sakin olun" diye mırıldandı beren adam ise sakin olmak yerine dahada sinirleniyordu hayatındaki tek güzel olan şeyi kaybedemezdi o Arslan Yalınoğluydu oğlunu kaybetmecikti"ne gerekiyor"diye sordu karşısındaki kıza"ailedeki herkezi teste sokalım bir kardeşi felan varsa eğer ilik tutma olasılığı yüksek olur"arslan kafasını iki yana salladı"kardeşi yok" "ozaman bütün yakınlarınıza haber verin hemen testlere başlayalım" arslan kızın gözlerine bakıp kafasını sallamıştı ama gözlerini çekmemişti berenden çekmemek değildi aslında çekememişti kilitli kalmıştı sanki o maviliklere"beyefendi"beren adama seslendiği halde tepki almamasıyla rahatsızca yerinde kıpırdandı
Beren'den
Uyuyan kağanın üstünü örtüp baş ucunda bulunan koltuğa oturdum çoçuklara karşı zahafım vardı çünkü onlar bu dünyadaki en masumlardı herşeyden habersiz yaşıyorlardı sonra büyüyor hayatın gerçekleriyle yüzleşiyor tekrar çoçukluklarına dönmek istiyorlardı masumdu onlar onların masumluğunu kirleten bizlerdik mesela ben aile sevgisi görmeyen bir kız olarak büyüdüm hep ne babam kızım diye sevdi beni ne annem meleğim dedi bana hastayken bile kendi kendime bakarsk iyileştim ben onlar beni her aşaladığında sesimi çıkarmadım hiç hep sustum korktum odalara kitlediklerinde dövdüklerinde hep sustum şimdi diyorum susmasaydım böyle olmazdım"baba"diye bir mırıldanma duyduğumda hızla kafamı kağana çevirdim"sen kimsin"saçlarını öpüp kokusunu içime çektim"ben senin doktorunum ufaklık"gözlerime bakıp gülümsedi"gözlerin çok güzel"yanaklarım kızarırken kızaran yanağımla daha çok güldü"babamdan sonra saçımı öpen tek insansın" "ha" şaşırmıştım böyle birşey beklemiyordum"babam dışında kimseye saçımı öptürmedim bu güne kadar ama sen öpünce babamda hissettiğim huzuru hissettim sende"kaşlarım havalanırken bir yandanda gülümsüyordum"büyümüşte küçülmüş gibisin"omuz silkip cam tarafını gösterdi kafamı o tarafa çevirdiğimde o adamla göz göze geldik"ben babanla konuşayım"kalkıp gidiceğim sırada kağanın elimi tutmasıyla bakışlarımı ona çevirdim eliyle eğilmemi işaret ettiğinde dediğini yaptığımda yanağımı öptü"sende beni ilk öpen erkeksin" "inanmam" "niye" "çok güzel bir kızsın illa sevgilin vardır" "tabikide yok bu zamana kadarda hiç olmadı neyse ufaklık gidip babanla konuşmalıyım beni öldüricekmiş gibi bakıyor" "herzamanki bakışları" diye mırıldandı kağan tekrar saçlarını öpüp odadan çıktım adam koluma yapıştığı gibi beni kendine çektiğinde acıyla inlemiştim"benim oğlumla bu kadar samimi ne zaman oldunuz"gözümden akan bir damla yaşı engelleyemezken adamı sertçe ittin ama bir milim bile oynamazken bakışları sertleşmiş kolumu daha da sıkmaya başlamıştı"kolum acıyor lütfen bırakın" "soruma cevap ver" "oğlunuz diye konuşmucak değilim şimdi kolumu bırakın""bana emir verme"tam ağzımı açıcağım sırada yanımıza bir adam gelmiş kolumdan tuttuğu gibi o adamın elinden kurtarmıştı"arslan napıyorsun abi karşındaki senin düşmanın değil" adamın adınıda öğrenmiştim sonunda"beren sonuçlar"beren adını duyan iki adamda hızla bana dönmüştü ikisininde gözlerinde gördüğüm üzüntüyle yutkunup hazala döndüm elindeki sonuçaları alıp baktığımda kimsenin iliğinin tutmadığını gördüm"üzgünüm kimsenin iliği tutmamış"arslan bey derin bir nefes alıp bana döndü" evlen benimle""anlamadım" "neyini anlamadın evlen benimle" "saçmaladığınızın farkındasınızdır inşallah arslan bey" arslan bey yüzünü sıvazlayıp tekrar bana döndü"kıt beyinlimisin kağan ilk defa benden başka bir insanı öptü üstüne kendini öptürdü ilk defa bir kadınla konuştu annem ve yaren dışında evlenelim hem kağanın hayatınıda kurtarırız anlaşmada yaparız çoçuk doğduktan 6 ay sonra boşanırız" şaşkınca adamı dinliyordum ne tepki vericeğimi bilmiyordum kağanı çok sevmiştim ölmesini tabiki istemezdim birimci dereceden akrabalarının bile iliği tutmamıştı belki kardeşi olursa kurtulurdu yaşardı"bana düşünmem için zaman verin arslan bey" "yarın bana kararını bildir istediğin gibi düğün yaparız ama kimse anlaşma üzerine bir evlilik yaptığımızı bilmicek bu dörtlü dışında herkez aşk evliliği diye bilicek" gözlerimi kapatıp kafa salladım"tamam evlenelim"hazalım bakışlarını üstümde hissediyordum ama kendimi buna mecbur hissediyordum hem anne olucaktım ben"beren saçmalama""hazal lütfen" diye mırıldandım arslan bey yanındaki adama döndü"en yakın tarihe gün al yiğit anneme de de herşeyi hazırlasın buraya gelinlik kataloğu istet beren baksın basınada haberi sal 2 yıldır birlikte olduğumuzu kimsenin bilmediğini söyle öbür tarafada haber sal kimse ama kimse yalandan bir evlilik olsa dahi benim kadınıma göz dikmicek ona gelen lafı kendime ve kendine gelmiş bil"yiğit denen adam kafa sallayıp yanımızdan uzaklaştı çağrı aletim çalmaya başladığında arslan beye baktım"gitmem gerek"arslan beyin ay ne arslan beyi ya adam yakında kocam olucak be ordan uzaklaşıp acile geçtim önlüğümü giyerken bir yandanda eldivenlerimi takıyordum"tufan nerde""geldim" asistanım yine kendini belli ederken gülüp acilin kapısına çıktım ambulanstan inen hastanın yanına gidip açıklama yapan doktora baktım"45 yaşında kalp krizi geçirmiş ve kaza yapmış"monitörden gelen sesle hızla o tarafa baktım" allah kahretsin"diye mırıldanıp sedyenin üstüne oturdum adama kalp masajı yaparken bir yandanda bağırıyordum"iç kanaması var 2 numaralı ameliyathaneyi hazırlayın şok cihanızı 300 ayarla"dediğimi yapan tufan elime tutuşturduğunda adama uyguladım etki etmediğini gördüğümde tufan bir daha sarj etmeye başlamıştı ameliyathaneye gireceğim sırada arslanla göz göze geldiğimizde bakışları ürkmeme neden olmuştu"hocam hazır"bir daha uygulamama rağmen gelmeyen kalp ritmiyle derin bir nefes aldım"kaç dakikadır kalbi durmuş vaziyette""15"diye yanıtladı tufan sedyenin üstünden inip kolumdaki saate baktım" ölüm saati 18:40 ailesi geldiğinde haberi verin"en nefret ettiğimde buydu işte bu kaybettiğim ilk hastaö değil evet 2 yıllık meslek hayatım boyunca sadece 3 hastamı kaybetmiştim üçüncüsüde buydu işte koridorda yürürken sağ tarafa döner dönmez kendimi yere bıraktım göz yaşlarımıda tutmak için çabalamadım zaten kaybetmek zordu o adamı tanımadığım halde ben bu kadar üzülmüştüm ailesi napıcaktı benden beter olucaklardı"yerden kalk" arslanın sesini duyduğumda kafamı kaldırıp ona baktım ben 1.77 boyunda olmama rağmen ayakta olsamda arslana bakmak için kafamı kaldırıyordum"benim karım olucaksın sen bu saatten sonra bir YALINOĞLU olucaksın güçlü olucaksın herkezi kurtaramazsın beren bunu biliyorsun"omuz silkip ayaklarımı ileri doğru uzattım"arslan YALINOĞLU dünyanın sayılı zenginlerinden birisin demi"kafa salladı yanıma otururken adını duyduktan sonra emin olmuştum o olduğuna adam çok zengindi yaptığı iyiliklerle ihalelerle işlerle anılıyordu hep magazinde kadına çoçuğa çok değer veriyordu onları diğer erkekler gibi ezmiyor hor görmüyordu"düğün ne zaman""2 gün sonra ailene haber versen iyi olur" alayla kıvrıldı dudaklarım aile dört harf üç heceden oluşan bir kelime canımı yakan bir kelime benim ailem yoktu ki"ailem yok benim"arslan kaşlarını çatıp bana baktı"bilgilerinden ailenin olduğu gözüküyor ateş holdingin sahibi" ilerde lobide duran hazalı gösterdim"benim tek ailem o kız başkada ailem yok benim arslan onlara aile demem ben bu yaşıma kadar bana acı veren insanlara aile demem ben""pekela artık kalk" o ayağa kalkıp bana elini uzattığında uzattığı elini tutup beni kaldırmasına izin verdim birden çekmesiyle vücudum sert gövdesine çarpmıştı allahım onlar baklavamıydı evet evet baklavaydı kaç tane vardı orda"zorluyorsun"arslanın sesiyle kafamı kaldırıp ona bakmıştım dudaklarımızın arasında santimler vardı ve bu durum benim yutkunmama sebeb olmuştu tıpkı onun gibi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI EVLİLİK
Teen FictionKendini mesleğine adamış hayatındaki zorlukları kenera bırakmış doktor BEREN ATEŞ Karanlığın efendisi yer altının korlulu rüyası adı duyulsa bile düşmanı titreten bir adam ARSLAN YALINOĞLU namı diğer ATEŞ