SAVAŞ'TAN
Elimdeki viskiyi yudumlarken istanbul mazrasına bir kez daha hayran kalmıştım bütün şehir ayaklarımın altındaydı camdan esen rüzgar saçlarımı okşarken bir yudum daha aldım ve konuşan sekretireme yandan bir bakış attım o anlatmak istediğimi anladığı gibi dışarı çıkarken derin bir nefes aldıp masama oturdum bu kızı simay özellikle itinayla seçmişti işinde başarılıydı evli 2 çocuk annesiydi eşi ise askerdi simay bu kadını nerden bulmuştu hiçbir fikrim yoktu ama benim içinde iyi olmuştu tekrar derin bir nefes alıp masamın üstünde ki fotoğrafa baktım ve gülümsedim nışanımızda çekildiğimiz bir fotoğraftı ben ona bakarken o kameraya güzel gülümsemesini sunuyordu ahh kaç gündür görüşmüyorduk onla 3 mü 4 mü burda stajı biteli bir sene oluyordu o ise daha okulunu bitirmemesine rağmen adını duyurmuştu bile çoktan çoğu yerden iş teklifi alıyordu ama onun çalışacağı yer belliydi tabikide kendi bürosunu kurucaktı ve ben bunu sonuna kadar desteklicektim o bunu hakediyordu o lanet ameliyat günü mü çok zordu benim için onu kaybetmeme ramak kalmıştı ama o hastalığından kurtulmuş yep yeni bir simay olarak çıkmıştı o hastaneden kapının açılmasıyla elimdeki fotoğrafı yerine koyup kafamı kaldırdım 4 gündür onu görmeme'me rağmen bu kadar özlemem doğalmıydı kesinlikle öyleydi çünkü gece ondan ayrıldığımda bile onu özleyen bir insandım ayağa kalkıp onu kollarımın arasına alarak saçlarına uzun bir öpücük bıraktım o ise kafasını boynuma gömmüş sıkı sıkı sarılmıştı bana
"avukat hanım beni unuttunuz sanmıştım"
Güldü ben ise onun gülüşünde takıldım burnunu burnuma sürtüp biraz daha sokuldu kollarıma yavaş bir şekilde arkamda ki koltuğa oturup onuda kucağıma otutturdum
"Düğne az kaldı"
Kafa salladı 3 ay sonra düğnümüz olucaktı ama arslan amca her şekilde düğnü erteletmeye çalışıyordu haftaya kutayın düğnü vardı çok hızlı bir şekilde aşık olmuş evlilik kararı almış sayesindede düğnümüz ertelenmişti berk ise yapmıştı yapıcağını arslan amcayla konuşmuş onlar evlenmeden bizim evlenemeceğimizi söylemiş benden güzel bir dayak yemişti şerefsiz işi güçü şerefsizlikti pisliğin onun yüzünden düğünüm ertelenmişti simay tekrar kıkırdayıp yerinde biraz daha yayıldı tabi mutluydu tıpkı benim gibi biraz şirkette vakit geçirerek onunla yemeğe çıktım bir restorantta oturmuş yemek yerken simayın anlattığı şeyleri tebessümle dinliyordum birden yüzünün düşmesiyle kaşlarımı çattım
"güzelim noldu"
Derin bir nefes alarak elindeki çatalı masaya bırakıp arkasına yaslandı hadi bakalım ne yumurtlucaktı merak ediyordum
"ya savaş şimdi sana birşey dicem ama nolur kızmadan önce beni iyice bir dinle"
Konuşması için gözleri içine bakarken o dudaklarını dişleyerek söyliyeceklerini kafasında toparlıyordu onu çok iyi tanıyordum en ufak hareketinden ne olucağını biliyordum ve o şuan benim çok sinirleneceğim birşey diyecekti emindim bundan
"Yanında staj gördüğüm kadın yani sevinç abla yurt dışına çıkıcak 2 günlüğüne biliyorsun ki ben onun stajeriyim yani benim de-"
"hayır bu konu burda şu dakika kapandı sinirlenmek istemiyorum güzelim hadi yemeğini ye"
Demiştim ama demi hanım efendi yurt dışına çıkıcakmış bak hele bak ulan ben la ben savaş keskin seni tek başına yollucam oldu sinirlendim şimdi derin bir nefes alıp önümdeki balığı hızlı bir şekilde bitirdim simayında bitirmesiyle hesabı ödeyip simayı eve bıraktım ordan kendi evime geçip üstümü değiştirerek cüzdanımı ve arabamın anahtarlarını alarak aşağı indim ups bu ev ne ara bu kadar dağılmıştı ulan berk ne kadar pis bir insansın sen ya
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI EVLİLİK
Teen FictionKendini mesleğine adamış hayatındaki zorlukları kenera bırakmış doktor BEREN ATEŞ Karanlığın efendisi yer altının korlulu rüyası adı duyulsa bile düşmanı titreten bir adam ARSLAN YALINOĞLU namı diğer ATEŞ