Mert'in iyi olmasıyla sonunda evime gidebilmiştim 1 haftadır annemlerde kalıyordum mertin bu durumda olmasından ne kadar kendimi suçlasamda bunu her belli ettiğimde mertten güzel bir azar yiyor sonunda ağlıyordum ve savaşta beni ağlattığı için merte kızıyordu düşündüklerimle gülümseyerek çay bardağını masaya koyarken savaş elindeki havluyla içeri girmişti kollarını belime dolayıp saçlarımı öptüğünde huzurla kapattım
"Sanada Günaydın Kızım"
Tek kaşımı kaldırıp ona doğru döndüm ben oğlumuz olucağını düşünüyordum
"Oğlumuza kızım deyip durma savaş"
Beni biraz daha kendine çekip boynumu öptü
"Sinirlenmen hoşuma gidiyor güzelim"
Bende onu öpüp acıkan karnımı doyurmak için masaya oturdun oda karşımda ki yerini aldığında sohbet ederek güzel bir kahvaltı etmiş savaş beni şirkete bırakmıştı denizle davalaramızın üstünden geçip bugün olan davalarım için adliyeye gelmiştim
"Hamilelik yakışmış"
Mercan'a gülümsedim karnım kendini hafiften belli ediyordu artık mercan ellerimden tutup beni kendi etrafımda döndüğünde kahka attım çok komik bir kadındı benimle yaşıttı kendisi lise yıllarından beri gördüğü eğtimle Jöh olmuştu burda çok insanla tanışmış hepsiyle kaynaşmıştım mercanın timide geldiğinde hepsine kocaman gülümsedim o kadar iyi insanlardı ki çok sık karşılaşamasakta onları çok sevmiştim özellikle timin komutanı yavuz abiyle çok iyi anlaşıyordum yavuz abi çekinerek bana bakıyordu
"Birşeymi oldu abi"
"Abim senden birşey isticektik biz"
"Tabiki"
"Abim en son operasyona gittiğimiz bir yerde bir kızla tanıştık onu buraya kendi isteğiyle getirdik kız düğnünden kaçmış şimdi kocasının yüzünü görmek istemiyor boşanmak istiyor bizimde aklımıza sen geldin"
"seve seve yardımcı o olurum istediğim bilgileri bana ulaştırın kızıda yarın büroma getir abi ben hallederim"
Gözlerinin parladığını gördüğümde gülümsemem büyüdü dava saatimin gelmesiyle onlara veda edip duruşma salonuna girdim....
Bir davayı daha alnımın akıyla kazanmış annemlerde gelmiştim savaş işinin uzun sürüceğini söylemişti herkes salonda sohbet ederken biz mirayla masada oturmuş önümüze aldığımız baklava tepsisini tırtıklıyorduk babam tebessümle arada bize bakıyor sonra önüne dönüyordu en sonunda tatlıyla tıka basa doyan karnımla geriye doğru yaslandım miraya dönüp
"Çok yedik sanırım bahçede yürüsekmi az"
Kafasını salladı ayağa kalkıp koltuğun üstüne attığım kabanımı üstüme geçirdim mirayda arkamdan geldiğinde soğuk havaya rağmen büyük bahçemizde yürümeye başlamıştık
"Miray birşeymi oldu"
"Simay dolu dolu 7.ayımı doldurdum doğum yaklaştıkça stres yapıyorum kızımın sağlık durumu ne kadar iyi olursada ben içimde ki korkuyu atamıyorum"
"onun kıpırtısını hissettiğim günden beri öyle bir koruma iç güdüsü varki içimde"
Mirayla birbirimize gülümserken annemin sesini duymamızla ona doğru döndük koşar adımlarla yanımıza doğru geliyordu yanımıza geldiğinde ikimizinde koluna girip kocaman gülümsedi
"Bende kızlarımla geziyim dedim"
"Babam nasıl saldı"
Mirayın dalga geçmesi üzerine annem kahka atıp bize iyice sokuldu babam yaşlandıkça annemi yanından ayırmıyordu elinde olsa annemi işe götürmücek kendisi de gitmicekti
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI EVLİLİK
Teen FictionKendini mesleğine adamış hayatındaki zorlukları kenera bırakmış doktor BEREN ATEŞ Karanlığın efendisi yer altının korlulu rüyası adı duyulsa bile düşmanı titreten bir adam ARSLAN YALINOĞLU namı diğer ATEŞ