Önümdeki evraklarla son imzalarını atıp rahatça arkama yaslandım bakışlarım masamın üstündeki çerçeveyi bulduğunda ufak bir tebessüm belirdi yüzümde çocuklarımla beraber güzel bir fotoğraftı benim için kaç yıl olmuştu sahi 25 Yıl dile kolay 25 Yıl geçmişti Ateş 6 Yaşındayken tekrar Hamile kalmış Dünyalar güzeli birde kızım olmuştu alyam Onun doğumu annemle babamın ölümüne denk geldiği için maalesef ki birşey anlamamıştım ama benim için hepsi birer kıymetlimdi
Alparslan 28 Yaşında kocaman delikanlı olmuştu Savaşın yerine şirketin başına geçmişti ama asıl istediği mesleğine dört kolla sarılmıştı benim oğluşum Özel Kuvvetlerde Yüzbaşı olarak görev Almaktaydı bana ve kardeşlerine olan düşkünlüğü bazen göz yaşartan cinsten olabiliyordu evlatlık olduğunu tam anlamıyla aklı başına geldiğinde anlatmıştık başlarda çok zorlansakta piskolojik destekle sonunda onuda atlatmıştık öz babasının ona ulaşmasından sonra yaptığı birşey oğluşumu çileden çıkartmıştı o adamın oğluşum için kızımı kaçırmaya cesaret etmesi onun sonu olmuştu Alparslanın anlamığım bir şekilde Ateş ve Alyaya çok fazla bir bağlılığı vardı birgün ölüp gidersem bu dünyadan gözüm asla arkada kalmıcaktı
Ateş benim bir diğer oğluşum 25 Yaşında tam bir serseridir sosyal hayatı dibine kadar yaşayan ama nerde durucağını çok iyi bilen biridir ne demişler oğlan dayıya kız halaya anlıcağınız Mert'in bir kopyasını doğurmuştum tabikide bu yaşantısı deli divane aşık olana kadar dı şirketimde çalışan bir avukatla üç sene önce güzel bir birliktelikleri başlamış ve geçen haftada nışanlarını yapmıştık büyük oğlum ondan önce evlendiği için homurdansada oda kardeşi için çok mutluydu
Gelelim benim 18'ine yeni girmiş güzel kızıma tam anlamıyla bir babacıydı masmavi gözleri sap sarı saçlarıyla biz görmesekte savaş ölen kız kardeşinin kopyası olduğunu söylerdi hep o yüzden oda kızını hep baş tacı yapmıştı
Alya Hanım'ın okullarının açılması sebebiyle Ankaraya gitmişti iki gün önce tek dostu en iyi sırdaşı Baharla Bahar Mert ve denizin kızlarıydı birde oğulları vardı Barlas adında kızlardan iki yaş büyük ve ankarada okuyordu Alparslanında orda görev yapması sebebiyle içimizdeki güven duygusuyla yollamıştık onlarıKoskoca Ailemden geriye Mert Ben ve Miray kalmıştık İstanbulda Kağan Abim Yengemin ölümünden sonra kendini iyice işine vermiş çocuklarıyla beraber Yurt Dışındaki şirkete geçmişti Sık sık görüşsekte onları özlemeden geri kalamıyordum
Kutay Abim ise Kıbrısa yerleşmişti iki tane dünyalar güzeli kızı vardı vardı Büyük Kızları Ceylin Benim oğluşum gibi Asker olmuştu ve aralarında çıkan kıvılcımları benim gibi herkes farkındaydı Ayy yeğenimin kaynanası olucaktım varmı bundan güzel birşey
Mert ve denizinde demin bahsettiğim gibi iki tane çocukları vardı Miray ise doğumundan sonra rahim kanseri olmuş ve bir daha anne olamamıştı bu duruma ah etmek yerine ailesine dört kolla sarılmış rabbime dualar etmişti
"BİZ GELDİKKK"
Kapımın aniden açılmasıyla olduğum yerde sıçradım önden ceylin arkasından oğluşum girdiğinde gözlerim hemen dolmuştu oturduğum yerden hızla kalkarken ikisinide kollarımın arasına aldım
"Ne zaman geldiniz ne kadar özlemişim"
"Annem"
Oğlum ceylinden kolumu kurtarıp beni güçlü kollarının arasına almıştı huzurla kapattım gözlerimi Asker Annesi olmak sürekli yüreğim ağzımda geziyordum her telefona yüreğim ağzımda cevap veriyordum onu ben doğurmamıştım ama o benim oğlumdu benim canımdı
"Simay"
Odamın kapısı kırılır gibi açıldığında kapı ağzında kala kalan savaşa baktım dudaklarım kıvrılırken koskoca adamın gözleri dolmuştu sahi ne kadar zamandır görmüyorduk oğlumuzu 8 Ay koskoca sekiz aydır bir kaç telefon görüşmesi dışında bir iltibatımız olmamıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI EVLİLİK
Teen FictionKendini mesleğine adamış hayatındaki zorlukları kenera bırakmış doktor BEREN ATEŞ Karanlığın efendisi yer altının korlulu rüyası adı duyulsa bile düşmanı titreten bir adam ARSLAN YALINOĞLU namı diğer ATEŞ