Multi SAVAŞ KESKİN
Bir uçurum düşünün dibi gözükmeyen bir uçurum bide o uçurumun ucunda korkarak o uçurumun dibini arıyan bir kız ben o kızdım savaş bey ise benim dibini görmeye çalıştığım uçurum 1 ay olmuştu savaş beyin yanında çalışmaya başlayalı ama bir ayda çok şey de yaşanmıştı şuan olduğu gibi kollarım savaş beyin boynunda gözlerim gözlerindeydi kahvenin değişik tonundaki gözlerinde onun ise elleri belimde gözleri dudaklarımdaydı kendimi toparlar toparlamaz hızla geri çekildim kıpkırmızı olduğuma emindim"ben özür dilerim savaş bey toplantıya geç kalıyoruz"güldü bu gülüşünü tek gören bendim sanırım çünkü başka birinin yanında bam başka bir insan oluyordu"gidelim asistan"önden çıkıp asansöre yöneldim açık olan kapılardan kendimi içeri attım savaş beyde arkamdan gelip düğmeye basmıştı"toplantıda kafanı kağıttan kaldırmanı istemiyorum gözlerin ordaki hiçbir karşı cinsle temas kurmasın" hızla kafa salladım sesi korkutucu ve itiraz istemez tondaydı içimdeki küçük kız çoçuğunda etkisi büyüktü üç lat aşağıda duran asansörden sırasıyla inerek içeri girdik miray ve berk yan yana oturmuştu savaş bey beni mirayın yanına oturtup kendi de yanıma oturdu onun oturmasıyla toplantı başlamıştı savaş bey konuşan adamı dikkatle dinlerken bende önemli yerleri not alıyordum"simay hanım siz ne düşünüyorsunuz"bana yönelen soruyla kafamı kaldırıp karşımdaki adama baktım savaş beyin bedeninin kasıldığını anlıyabiliyordum"ben sadece bir sekreterim bu işlerle pek alakam yoktur burda benim fikrimden önce savaş beyin ve berkin fikri daha önemli"hızla kafamı aşağı eğdim adam çok değişik bakıyordu ve bu durum benim hoşuma gitmemişti"toplantı bitmiştir biz sizi bilgilendiririz ender bey"herkez vedalaştığında odada sadece dördümüz kalmıştık"koduğumun çocuğu dua et sen babana it gözlerini eline vermediğime şükretsin"berk ve miray kıs kıs gülerken ben korkudan sesimi çıkartamıyordum savaş bey tam bana birşey dicekti ki telefonum çalınca sustu masadaki telefonu elime aldığımda mertin aradığını gördüm
-Efendim mert
-Abla nerdesin yardımın lazım nolur yardım et
Kaşlarım çatılırken nolduğunu sordum aldığım cevap karşısında hızla ayağa kalkarken telefonu cebime attım"mert karakoldaymış"diye mırıldandım dördümüz odadan çıkarken arabaya binip karakola gelmiştik babam duymadan bu işi halletmemiz lazımdı savaş bey amirle konuşurken karşı tarafın şikayetçi olduğunu anlamıştım derin bir nefes aldım" amirim mert serseri biridir delidir ama durduk yerede kimseyi dövmez ki bu kendinden yaşça büyük bir insansa izniniz olursa mertle konuşmak istiyorum""simay babana haber verildi mert ne kadar reşit bir insan olsada arslan benim kaç yıllık dostum korkunun baban olduğunu biliyorum sakin ol ve babanı bekle" kafa sallamakla yetindim mert benim için çok değerliydi hemde çok ne kadar zaman geçti bilmiyorum babam kağan abimle içeri girmişti"caner noluyor oğlumun yüzünün hali ne"merte nolmuştu ki"ne olmuş ki yüzüne"babam dolu gözlerime bakıp derin bir nefes aldı" hadi gel kardeşini görelim" caner abi önde hepimiz arkada nezarethaneye girdiğimizde caner abi kapıdaki polisle çıkarak bizi yanlız bırakmıştı mert köşede oturmuş elleri yüzündeydi"mert"diye mırıldandığımda kafasını kaldırdı ve o an kalbim tekledi yüzü ne haldeydi öyle ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamazken kollarıyla aramızdaki demirlere rağmen sarıldı sıkıca bana"ooo abla ağlama sen bakma böyle olduğumu karşı tarafı görücektin birde"istemsizce gülerken saçlarımı öptü"mert noldu anlat" abimin sert sesi beni bile titretirken mert derin bir nefes aldı"burakla okuldan çıkmıştık ders erken bitti diye çoçuklarla buluşcaktık efeyi bekliyorduk yanımzdan bir grup geçiyordu 10 kişi varlardı birden miray ablamım adını duyunca direk oraya döndüm geçenlerde ablamların sunduğu konferans hakkında konuşuyorlardı ileri geri konuştular baba susup otursamıydım benden önce zaten burak daldı sonra ben bide yüzsüz gibi şikayetçi oluyorlar ulan ben burdan çıkmıcakmıyım şerefsizler"babam kafasını olumsuz anlamda sallarken gülüyorduda onu ev dışında gülerken görmek biraz zordu"helal lan kayınço"berkle mert beşlik çaktığında gözlerimi devirdim"eee burak nerde"kapı hayvan gibi açıldığın içeri dayım ve burak girmişti"ahh en sevdiğim ablam sensin biliyorsun demi"miraya sırnaştığında berk aralarına girmişti"eline koluna sahip çık burak alırım ayağımın altına"burak berke dil çıkardığında kahka attım kulağımın dibinde hissettiğim nefesle yutkunurken savaş bey olduğunu anlamıştım"sana insan içinde gülmeyi yasaklamalıyım galiba"sertçe yutkunup etrafıma baktığımda kimsenin bizi takmadığını gördüm"amca valla görmen lazım bir haşat ettik gerzekleri""sizde haşat olmuşa benziyorsunuz burak" burak omuz silkip"olur okadar"dedi dayım ona yandan bir bakış atıp kafasını olumsuz anlamda salladı"ananı sar başıma şimdi eve gideriz ay işte bu çoçuk aynı sen ay işte kendin gibi yaptın oğlumu yok berenle ben sizi zor zaptediyorduk bide çoçuklarımız bu hale geldi odur budur söylenip söylenip durucak şimdi" güldüm hazal teyzemi dayım ne kadar bıktırdıysa artık en sonunda mert ordan çıktığında hep beraber eve geçmiştik tamda dayımın dediği gibi olmuştu hazal teyzem önce dayımı sonra burağı bir güzel haşlamış ve evlerine girmişlerdi annem ise merte bir güzel pasuman yapmış öpüp koklamış ve hepsi odalarına dağılmıştı ben ise salonda oturmuş televizyon izliyordum pekte izlediğim söylenemezdi çünkü aklımda savaş bey vardı bugün ki yakınlaşmamız bana tuhaf hissettirmişti telefonumun mesaj sesiyle koltuğun üstünden aldım
Gönderen:Savaş Bey
Simay yarın iş için 2 günlüğüne acil italyaya gitmemiz lazım sabah 8'de seni alırım
Telefonun ekranını kitleyip sehpanın üstüne koyarak gözlerimi kapattım ve kendimi karanlığa teslim ettim...
Ufak bavulumu savaş bey arabasının bakajına koyarken babama sıkıca sarıldım"oralarda dikkat et gerçi ben savaşı tembihledim ama""tamam babacım" alnımı öptüğünde diğerlerinede sarılarak arabaya bindim savaş bey arabayı çalıştırdığında ikimizde konuşmuyorduk ağzımızı bıçak açmıyordu en sonunda havaalanına geldiğimizde savaş beyin özel uçağına bindik"iş hakkında konuşalım biraz bu iki gündede toplantımız var"kafa salladım savaş bey masaya evrakları yerleştirip bana baktı"italyanca biliyorsun demi asistan" "evet savaş bey" "sadece savaş demeni istiyorum" sertçe yutkunup kafa salladım işe okadar dalmışım ki savaş bey adımı söyleyince bir anlık boşluktan kafamı kaldırmış ve savaş beyle burun buruna gelmiştim"dudakların"diye mırıldandığında kendimi geri çektim neden bu adamla her yakınlaştığımda kalbim at yarışındaki at gibi hızlı atıyordu ahhh hadi ama bu adam beni bu kadar kolay etkisi altına alamazdı demi ama lanet olsun ki alıyordu uçağın inmesiyle önce otele geçiş yapmış üstümüzü değiştirmiştik savaş beyle şirkete geçtiğimizde direk toplantıya başlanmıştı hararetli geçen toplantı sonunda bitmiş bizde odalara dağılmıştık annemle yarım saat kadar görüntülü konuşup kendimi yatağa attım yorulmuştum tam gözlerimi kapatacağım sırada kapımın yumruklanmasıyla korkuyla yattığım yerden kalktım gecenin köründe kimdi bu gelen savaş beyi arasamıydım"simayy"savaş beyin sesiyle hızla kapıyı açtım açmamla savaş beyin üstüme düşmesi bir oldu"güzelimm ben geldim"ahh çok güzel normalini zor şey yapıyordum birde sahroşuyla uğraşıcaktım"simay bugün seninle uyuya bilirmiyim"tam itiraz edicektim ki"nolur"diyince kafa salladım beraber yatağa geçtiğimizde kollarını belime sarıp kafasını boynuma koydu" bugün annemin ölüm yıldönümü"" anneniz mi öldü"" ölmedi öldürüldü"sustum sustu ne ara bu kadar içtiğini bilmiyorum" simay bilmediğin o kadar çok şey varki güzelim""anlamadım" "boşver" diyerek yerine biraz daha yerleşti bir kaç dakika sonra sızdığında bende gözlerimi kapattım
İnstegram~beyzanrylmz02
Yeni hikayeye bakarsanız mutlu olurum🤗🤗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI EVLİLİK
Teen FictionKendini mesleğine adamış hayatındaki zorlukları kenera bırakmış doktor BEREN ATEŞ Karanlığın efendisi yer altının korlulu rüyası adı duyulsa bile düşmanı titreten bir adam ARSLAN YALINOĞLU namı diğer ATEŞ