Multi YAĞIZ KESKİN
Kağanı son kez kontröl edip acile indim masada bulunan çayı elime alıp odama girdim çok uykum vardı sabahları acil akşamları kağanın yanındaydım heran birşey olur diye uyuyamıyordum da arslan 1 hafta önce yurt dışına çıkmıştı 2 hafta sonra ise dönücekti kapı açıldığında çayımdan bakışlarımı alıp kapıda dikilen yiğite baktım"hayırdır""bana çay söyle dertleşmem lazım" kafa sallayıp hasan abiyi arayarak bir çay istedim yiğit karşımda bulunan üçlü koltuğa uzandı"neden bilmiyorum ama sana güveniyorum" "bende" diye mırıldandım ayaklarımı masaya uzatırken gülümseyip bana baktı"kız kardeşim vardı berendi adı senin gibi gözleri vardı burnuda aynı senin gibiydi sonra bir gün annem aradı babamı ve berenin kaçırıldığını söyledi heryerde aradık halada arıyoruz ama işte yok hatta bak fotoğrafı bile var" cüzdanından fotoğraf çıkarıp bana uzattığında şaşkınca ona baktım"yiğit dalga mı geçiyorsun""dalga mı kardeşimin fotoğrafını gösteriyorum" ama o fotoğraftaki bendim noluyor burda ya noluyor ne boklar dönüyor allahım ne haltlar"yiğit beni bir yere götürürmüsün tek gidemiceğim bir yere"yiğit birşey demeden oturduğu yerden kalktığında bende kalktım askıdan çantamı alıp odadan çıkan yiğitin peşine takıldım..........
Karşımdaki evin kapısını hiddetle çaldığımda kapıyı babam açmış şaşkın bakışalrını bana atıyordu"beren ne oluyor"arkasındaki abime kısa bir bakış atıp içeri girdim konsolu karıştırdığımda en dipte bulunan albümü alıp en sonralardaki fotoğrafımı alıp yiğitin karşısına geçtim"bu benim"gözleri bir resme bir bana gittiğinde şaşkındı"beren kim bu adam ne oluyor" abime yandan bir bakış atıp babama döndüm"tek bir soru evlatlıkmıyım"gözlerini kaçırdığında ben cevabımı almıştım hiddetle göğsünden ittim"neden yaptınız bunu bana neden bunca yıl canımı yaktınız söylesene baba ben sizden her dayak yerken oğlun bana her defasında taciz ettiğinde ben sustum onlar ailem dedim siz ise ahh Allah kahretsin hepinizi"yanağımda hissettiğim acıyla başım sağ tarafa dönerken yiğitle göz göze gelmiştik"senin yedi sülaleni sikerim lan sen kimsin ona el kaldırıyorsun"herşey saniyeler içinde olmuştu babam beni ittiğinde alt kata inen merdivenlerin boşluğuna takılmıştım geri geri düşerken belimde keskin acılar hissediyordum en sonunda sırtım sert birşeye çarptığında"bebeklerim"diye mırıldandım bilincim yavaş yavaş kapanırken son ses yiğitin beren diyişiydi.....Yazar'dan
Yiğit bereni kucakladığı gibi arabasına bindirmiş hastaneye gelmişlerdi yolda serdarı arayıp o iki şerefsizi depoya almasını söylemişti şimdi ise elindeki telefona bakıp arslanın numarasını tuşlamıştı ilk çalışta açılan telefonla sertçe yutkundu yiğit
-söyle kardeşim
-arslan buraya gelmen lazım
-Kağana birşey mi oldu konuşsana yiğit
-Buraya gel arslan
Telefonu kapatıp yanına attı biliyordu ki arslan en geç 1 saate özel jetiyle burda olucaktı aradan ne kadar zaman geçti bilmiyordu ama karşında sinirle gelen arslanı görünce bakışlarını kaçırdı"noluyor yiğit" "bugün berenin yanına gittim dertleştik biraz ona berenimin fotoğrafını gösterdim kaldı öyle arslan meğerse o fotoğraftaki kız senin karın berenmiş" arslan gözlerini belertip bana baktı ikimizde o zaman 8 yaşındaydık berene çok düşkündük"sonra beren onu üvey ailesinin yanına götürmemi istedi götürdüm hesap sordu o babası olucak it ona tokat attı ben adamın yanına gidene kadar bereni itti merdivenlerden yuvarlandı"arslan duyduklarıyla sinirle ayağa kalktı ya çoçuklarına birşey olduysa ozaman nolucaktı arslanın hayatında değer verdiği çok az şey vardı ama en başında çoçuklar gelirdi onun için onlara aşırı sevgi beslerdi çünkü onlar masumdu hiçbirşey den haberi olmayan masumlardı"çoçuklarım" diye mırıldandı arslan sonra yiğitin yakasına yapıştı"niye tutmadın lan onu niye ne sikim yapıyordun sen orda nerde lan o piç kurusu nerde" "arslan özür dilerim" arslan derin bir nefes alıp yiğite sarıldı"abi" sesini duyduğunda kafasını kaldırıp arafa baktı"yengem nerde noluyor yeğenlerim iyimi" "bilmiyorum" en sonunda ameliyathanenin kapısı açıldığında hazal belirdi üçü birden önüne dizildi hemen"beren iyi ama üzgünüm arslan kızını kaybettik"arslan bir iki adım geriledi kızı demişti demi kızı mı olucaktı onun cinsiyetlerini bile yeni öğrenmişti keskin bakışlarını yiğite çevirdi"hangi depoda""abi beren uyanmadan gitme şuan en çok sana ihtiyacı olucak" arslan kendini ilk defa bu kadar çağresiz hissediyordu bereni evlilik için ikna eden oydu berenin gözlerindeki ışığı görmüştü çoçukları olduğunu öğrendiği zaman şimdi nasıl dicekti ona ki kızımız öldü diye"serdarı ara ben gelene kadar o itleri öldürmesin ama ne bok yerlerse yesinler onlar benden kızımı aldı ben onların hayatlarını söndürücem"yiğit kafa sallarken sertçe yutkundu şuan herşeyden kendini suçlu tutuyordu onun yüzünden beren oraya gitmişti bir süre sonra beren ameliyathaneden çıkarılıp normal odaya alınmıştı arslan baş ucuna oturmuş bakışlarını berenin karnına dikmişti"bebeklerim"diye güçsüz bir ses duyduğunda hızla kafasını çevirdi arslan beren gözlerini aralarken sanki boşlukta gibi hissediyordu kendini bakışları odadaki arslanı buldu ilk defa arslanın gözündeki çaresizliği gördü beren ilk defa"öldülermi""kızımız öldü" beren kahka attığında arslan kaşlarını çatıp berene baktı"çok mutlu oldun galiba" beren kahkasını zar zor bastırıp dolu gözlerini arslana dikti"kızım öldü öylemi kızım benin kızım bizim kızımız parçalara ayırdılat yani onu önce kollarını kopardılar sonra ayaklarını parçaladılar yani bizim kızımızı mezarı bile olmucak suyun öylemi kızımızın mezarı bile olmucak parçaladılar onu öldürdü kızımızı beni öldüremedi bu yaşıma kadar kızımı öldürdü öylemi kızım öldü"beren sürekli aynı şeyleri tekrarlarken kolundaki serumu bir çırpıda çıkarıp attı ayağa kalktığında arslan yanına gelemeden çoktan dışarı çıkmıştı" anne"sesini duyduğunda kağana döndü"anne benim kızımda anne dicekti bana tıpkı oğullarım gibi anne dicekti izin vermedi yaşatmadı onu ölmedi ama ölse hissederdim" kağan amcasının arkasına saklandığında yiğit yaren ve Mehmet bey şaşkın bakışalrını ona yolluyordu arslan odadan çıkmış berenin koluna yapışmıştı"beren saçmalamayı kes" diye tısladı dişlerinin arasından beren hızla arslanı itti"bumuydu verdiğin söz hani bize birşey olmasına izin vermezdin hani bana arslan yalınoğlu sözü vermiştin korumadın kızımı kızımızı koruyamadın koruyamadık"beren dizlerinin üstüne çökerken arslan sıkıca bereni kavramış kollarını ona dolamıştı beren acı dolu bir çığlık attığında bütün hastane koridorlarında yankılanmıştı sesi hazal acilden duyduğu sesle elindeki kalemi bırakıp merdivenlere yöneldi ikinci kata geldiğinde bereni ve arslanı gördü hızla onların yanına giderken berenin yanına çöktü beren parfümünü tanıdığı hazala çevirdi bakışlarını"koruyamadım hazal" hazal susarken sakinleştiriciyle gelen hemşireyi gördüğünde elini kaldırarak onu durdurdu"beren oğlun yaşıyor onu kurtardık abisine can olucak o onuda kaybetmek istemezsin demi onunla beraber kağanıda kaybetmek istemezsin demi"beren göz yaşlarını silip kafasını olumsuz anlamda salladı sırtına dolanan minik kollarla beren bir kaç saniye durup sonra arslandan ayrıldı yavaşça arkasına döndüp oğlunu kollarının arasına aldı"özür dilerim bebeğim" "üzülme anne lütfen" beren kağana tebessüm edip oturduğu yerden yavaşça kalktı"sen niye odanda değilsin bebeğim hadi yengen seni odana götürsün" kağan kafa salladığında yarene çevirdi bakışlarını beren yaren gözünü kırpmadan ona bakıyordu kendini düşünüyordu yaren arafla iki senedir evlilerdi 22 yaşındaydı evlendiğinde ise 20 pişmab değildi ama yaren herşeyleri güzeldi tek eksikleri çoçuktu bereni çok iyi anlıyordu yaren 2 yıllık evliliklerinde 4 kere düşük yapmıştı ve bir daha cesareti olmamıştı araf ise ölen her çoçuğu için mezar yaptırmıştı babasının yanına eğer yaşasalardı üç oğlu iki bir kızı olucaktı ama işte kader kimilerinin yüzünü güldürür kimini üzerdi ama hep böyle değilmiydi bu olan herşeye kader deyip boyun eğmek..........
Beren'den
Arslan iki gündür ortalarda yoktu kağan dün fenalaşmıştı ama arslan bey telefonuna cevap bile vermemişti kızımın ölümüze alışmıştım arslan ise arafın çoçuklarının yanına bir nezar yaptırmıştı su yalınoğlu öldüğü günle doğum günü birdi benim kızımın sertçe yutkunup kağanın saçlarıyla oynamayı bıraktım uyumuştu zaten bebeğim yiğit konusu mu o durum çok karışıktı ya mehmet bey babamın kızı olduğumu öğrendiği zaman büyük bir nefretle bana bakmıştı ve bana dün benim onun kızı olmadığımı inanmadığımı felan söylemişti sebebini bilmiyordum ilk başta ama yiğit ona bağırdığında mehmet beyin bağırarak sarf ettiği sözlerden sonra anlamıştım"inanayım öylemi karıma gözümün önünde defalarca tecavüz eden adamın kızının kızım olduğuna inanayım"evet evet bunuda öğrenmiştim sonunda kapının yavaşça açıldığını duyduğumda gözlerimi kapıya çevirdim arslan şaşkınca bana bakıyordu"bu saatte niye ayaktasın sen hem niye dinlenmiyorsun karnındaki oğlundan da mı olmak istiyorsun"hiçbirşey demeden sağ taraftakş sedyeye uzandım arslana arkamı döndüğümde ofladığını duymuş ama birşey dememiştim arslandın o ne dediğini bilmez kalp kırmaktan çekinmezdi öyle bir moddaydı ki sanki kızımı ben öldürmüşüm gibi herşey benim suçummuş gibi alışmıştım onun bu hallerine 4 aydır zaten şunun şurasında ne kadar kalmıştı boşanmamıza 5 ay az kalmış be arslandan kurtulmama az kalmıştı neyse bunları sonrada düşüne bilirdim demi şuan çok uykun vardı gözlerim kendiliğinden kapanırken birinin saçlarımı öpüp"seni sevmeme izin verme"deyişini duymuştum sonrası koca bir boşluk
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANLAŞMALI EVLİLİK
Teen FictionKendini mesleğine adamış hayatındaki zorlukları kenera bırakmış doktor BEREN ATEŞ Karanlığın efendisi yer altının korlulu rüyası adı duyulsa bile düşmanı titreten bir adam ARSLAN YALINOĞLU namı diğer ATEŞ