24.BÖLÜM

5.5K 228 9
                                    

Multi Berk

Geç kalmıştım lanet olsun ki geç kalmıştım koşarak şirkete girdiğimde bütün bakışlar bana döndü hiçbirini umursamadan kapıları kapanmakta olan asansöre kendimi attım derin derin nefesler alırken düğmeye basmayıda ihmal etmedim tabi saat 11 olmuştu savaş bey beni kesicekti ekmek keser gibi kapıların iki yana açılmasıyla yine koşarak odama geçtim çantamı koltuğa fırlatır fırlatmaz savaş beyin odasının kapısını çaldım içerden gelen

"Gir"

Sesiyle tekrar derin bir nefes alarak odaya girdim savaş bey karşısında oturan kadından bakışlarını çekip bana baktı

"3 saat geciktiğinin farkındasındır inşallah simay"

Korkuyla sıçrayıp bir adım geriledim ve kafa salladım eliyle dışarıyı gösterdiğinde arkamı dönüp kapıya doğru adım atmıştım ki savaş beyin sesiyle olduğum yerde durdum

"Sıla hanım lütfen dışarı çıkarmısınız"

Sıla denen kadının odadan çıkmasıyla kendi duvara yaslı bir şekilde bulmayı tabiki beklemiyordum savaş beyin socak nefesini boynumda hissedince huylanarak kafamı sağa yatırdım güldü

"Bir daha bu kadar geç kalma fıstık"

Kafa sallamaktan başka birşey yapamamıştım kapının açılmasıyla hızla savaş beyi kendimden iterek kapıdakine baktım şirketimizin bir numaralı kaşarı berilden başkası değildi ahh bu hiç iyi olmamıştı

"Odama ne cüretle girersin"

Diye bağıran savaş beyle korkuyla yerimden sıçradım ahh hadi ama adam kaşlarını çatmadan ayrı çattıktan sonra ayrı korkunç oluyordu

"Ben özür dilerim savaş beni sen çağırmıştın ihtiyacın olduğunu söylemiştin anlarsın ya ama sen başkasını bulmuşsun zaten "

Kaşlarım anında çatılırken koşarak odadan çıktım savaş beyin arkamdan bağırmalarını umursamadan olmuyordu bu duyguları o adama hissetmek olmuyordu lanet olsun ki o ahh sinirle elimi mermere vurduğumda gelen yanma hissini umursamadım istemiyordum canım acısın istemiyordum kalbimin sızlamasına lanetler okurken tuvaletin kapısı açılmış miray gözlerini dikmiş bana bakıyordu arkasında ki berkle göz göze gelince bakışlarımı kaçırdım

"tam tamına 24 dakikadır burdasın"

Hiçbir şey demeden tuvaletten çıktım odaya geçip eşyalarımı toplayarak savaş beyin odasına girdim

"Bugün iyi değilim izniniz olursa"

"tamam"

Diye mırıldanmasıyla kendimi dışarı attım arabama binerek berkin mekanına sürdüm kapıdaki oğuz abiye anahtarları teslim ederek içeri girdim sabah saattleri kapalı olduğu için boş olan bar beni rahatlatmıştı cemle göz göze gelince gülüp el salladı ve işine geri döndü hızlıca önüme koyduğu bardak ve şişeye kısa bir göz attım ne istediğimi biliyordu bu çocuk içtim içtim içtim 4.şişenin sonuna geldiğimde cemden 1 şişe daha isticeğim sırada babamla göz göze gelince sertçe yutkunup gülümsedim içmeme birşey demez di içince sapıtam cinsten bir insanda değildim zaten genelde babama anlatamıcağım birşey olduğunda içtiğimide bilirdi ama miraya karşı kesinlikle öyle değildi her konuda farklı olduğumuz gibi bu konudada farklıydık o içince aşırı sapıtan bir insandı ki özel günler olmadığı sürece berkte babamda ona içkiyi kesinlikle yasaklamıştı 2 bardak birayı berk izin verirse içerdi

"Benim uysal meleğim yine bana anlatamıcağı bir dert mi edinmiş"

Elimdeki boş bardağa bakarken gülümsedim aslında bunu babama çok rahat bir şekilde anlatabilirdim ama tepkisinden çekinmiyor değildim o kıskanç bir baba olduğunu her şekilde kanıtlayan bir insandı

ANLAŞMALI EVLİLİKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin