9 x Antrenman

30.6K 1.8K 246
                                    

Bölümü atmama daha zaman vardı ancak bugünkü galibiyet sebebi ile hiiç beklemek istemedim.

Umarım bölümü seversiniz. İyi okumalar💖

Koç - Bölüm Dokuz : İntikam karına gelen bir toptur.

Pek ilgilenmesemde oldukça stresli bir maçın içindeydi Beşiktaş. Yinede taraftarların yüzünde umutlu bir ifade vardı. Oyuncuların bizi duyabileceği kadar yakın bir yere oturmuştuk babam ve Efe abi ile. Maçın bitmesine yaklaşık on beş dakika vardı ve Özgür oyunda değildi. 0-0 giden eşitlikte, üç puan için yapılması gereken tek şey bir gol atmaktı aslında. Özgür'ün oyuncu değişikliği için beklediğini gördüm. Özgür, Beşiktaş'ta olmanın ne kadar önemli olduğunu biliyordu. Beşiktaş ruhuna sahip çıkıyordu. Bu aslında takıma gelen her oyuncunun yapması gereken bir şeydi. Taşıdıkları arma, alelade bir arma değildi çünkü. Gözlerini anlık kapattı ve kafasını ökyüzüne çevirdi. Dua mı ediyordu acaba? Allah'ım sen onun duasını kabul et.

Gözlerim Kartal Pinhan'ı buldu. Kaptanlık pazubandı şuan onda değil, her daim beni kendine hayran bırakan Atiba'daydı.  O tweetlerin ardından eve gidince telefonu ablama vermiş ve cevap vermesini istemiştim. Ablam verdikten sonrada uygulamayı telefonumdan silmiştim. Fazlaca utanmıştım ve bu aralar o duyguyu çok sık yaşamaya başlamıştım. Pek, hatta hiç hoşnut değildim bu durumdan. Maça odaklandım yeniden. Beşiktaş kaleye oldukça yakın bir yerde, serbest vuruş için hazırlanıyordu. Bu sırada hakem oyuncu değişikliği için işaret verdi.  Vida maçtan çıkarken, Özgür'ün omzunu sıkmış ve ardından sarılmışlardı. Özgür Çalhan yeşil sahaya ayak bastığında içime bir heyecan doldu. Dikkatim tamamen onun üzerinde yoğunlaşmıştı.

Merakla onu takip ettim. Diğerlerinin yanında yerini almıştı.  Topun ona gelmesi halinde topu ağlarla çok rahat kavuşturabilir ve tertemiz bir gol atardı. İçimden topun ona gelmesi için dua ettim. Hedefi şampiyonluk olan bir takım için her üç puan önemliydi. Ayrıca bu maçı Beşiktaş almazsa, önümüzdeki maça kadar babamın melankolik halini çekerdik. Ve babam melankolik hali oldukça sinir bozucuydu. Ergenliğe yeni girmiş gibi davranıyordu ve genel olarak bana sarıyordu. Geçen sezon kaybettiğimiz maçtan sonra tüm hafta boyunca yaptığım her şeye karışmıştı. Nefes almama bile. O anlar aklıma gelince irkildim.  Yani Özgür'e topun gelmesi ve bir gol atması halinde benim psikolojim kurtulurdu. Bende ona minnet duyar ve dünyanın en tatlı kızı olabilirdim. Hatta hoşuna gidecekse fanı bile olurdum. Elime yapmışmazdı sonuçta. Hadi be Özgür, dedim kendi kendime. Bizim için.

Adem topu attığında bir karambol anı yaşandı. Nefesimi tutmuşke, gol, diye bağırdı spiker.  "Golün sahibi 32 numaralı formasıyla Çalhan!" diye bağırdı spiker yeniden. Gözlerim kocaman açılırken, tuttuğum nefesimi rahatça bıraktım. Taraftar "Özgür!" diye bağırırken, spiker yeniden "Çalhan!" dedi. Taraftar yeniden "Özgür!" diye bağırırken yüzümde ufak bir gülüş hakim oldu. Atmıştı. Beşiktaş taraftarından sevinç sesleri yükseldi. Özgür koşarak oturduğumuz yere geldi ve sağ eli ile şapka çıkarır gibi bir hareket yaparken, sol elini arkasına koyarak eğildi ve selam verdi. Doğrulup yeniden şapkayı takar gibi yaptı. Statta sesler yükselirken, herkesin dudaklarının arasından onun ismi çıkıyordu. Göz göze geldiğimizde göz kırpmasıyla şaşırdım, ben bu kalabalık içinde babamı bile bulamazdım ama o tek bakışı ile beni bulmuştu. Bu adam, mucizeleri gerçekleştiriyordu. Takımdakiler gelip ona sarıldığında gülümsedim. O kadar insan arasından bana yeniden baktığında içimden bir ses saklanmamı söylesede yapmadım. Kafamı sola doğru eğip kocaman gülümsedim. Yüzündeki gülüşü daha çok büyüdü ve önüne Aboubakar geçti. Yeniden maça geçtiklerinde derin bir nefes aldım ve yanan yanaklarıma ellerimi bastırdım.

KOÇHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin