Herkese merhaba!
Siz bölüme geçmeden, ufak bir şey söylemek istiyorum. Bugün benim için fazlası ile koşuşturma ile geçti. O yüzden bölümü atmadan önce üzerinde düzenleme yapamadım. Bölüm fazla içime sinmese de, sizi de bekletmek istemedim.
Umarım hoşunuza gider. İyi okumalar.
Koç - Bölüm Otuz İki : Son Ve Başlangıç
"Bak bakayım nasıl olmuşum?" dedi Sude ellerini beline katıp etrafında dönerken. "Berbat." dedik Arda ile aynı anda. Sude dönmeyi bırakıp bize kötü bakışlar atarken, Arda ile yumruklarımızı tokuşturduk. "Çok güzel olmuşsun güzelim." dedi Eniz ona tatlı tatlı gülümserken. Gözlerim benden bağımsız kısılırken, yüzümü sinsi bir gülümseme kapladı. Yakışıyorlar mıydı sanki bunlar? Bir beğendim sanki. Sude'e Eniz'e dönüp öpücük attığında, kafamı iki yana salladım. Birlikte büyümüştük. İkisi de böyle bir şey düşünmezdi. Ortalığı karıştırmaya gerek yoktu.
Gerçi Serap teyzemde Eniz'i çok severdi yani. Esra teyzem de hep Sude gibi bir gelini olsun diye dualar ederdi. Ortalığı karıştırmaya gerek var mıydı?
Acaba?
Elimden bir titreme gelince irkilerek elime baktım. Telefonumu görünce kendi kendime göz devirip ekranı açtım. Rıdvan'ıın attığı alev emojisini görünce kıkırdadım. Harbiden atmıştı. Telefon yeniden titrediğinde, mesajın üzerine tıkladım. Özgür'ü sinir etmenin ne kadar güzel olduğundan bahsediyordu. Gülerek mesajına cevap verdim.
Günlerden pazartesiydi. Ablamın sözde bekarlığa vedası vardı. Ama bu bizim için bekarlığa vedadan çok ufak bir parti gibi olacaktı. Çünkü Efe abimlerde olacaktı. Sude ve ben gelmemeleri için ablamın aklına girmeye çalışsakta Efe abim bizden daha güçlüydü.
Düğün ve bu parti olayından dolayı bu hafta için rapor almıştım. Özgür'de zaten cumartesi günü Galatasaray ile derbi olduğu için sadece pazartesi ve salı günü öğle arasında çalıştıracaktı takımı. Akşamları ya da boş olduğumuz ilk anda görüşeceğimize emindim. Ki dün geceden beri sık sık konuşuyorduk zaten. Onsuz yapamazdım artık.
Sanırım oda bensiz yapamazdı.
"Efe abimler on saattir dışarıda bekliyor, çıksak mı artık abla?" dedi Sude hala aynada kendini süzerken. Aynadan ablama sahte bir memnuniyetsizlik ifadesi attığında kıkırdadım. "Damat değil mi, beklesin." dedi Eniz ablamın yanında dikilirken. Ablam 'aferin' dercesine kafa salladı ona. Biz Sude ile erkek tarafı olmaya karar vermiştik, çocuklar ise kız tarafı olacaktı. Oğlanda kızda bizim olduğu için böyle ayrılmaya karar vermiştik.
"Ben çıkıyorum, gelin hadi." diyerek dışarı doğru adımladım. Dalgalandırdığım saçlarımı ensemde salaş bir topuz yaptırmış, önlerden birkaç tutam bıraktırmıştım. Yüzümde çok hafif bir makyaj vardı. Gelinin kız kardeşi olayını düğüne saklıyordum. Kuaförün kapısının önünde takım elbisesi ile Efe abimi gördüğümde yüzümde beğeni dolu bir gülüş oluştu. "İstanbul'un en yakışıklı damadı." diyerek keyifle konuşup, yanına yaklaştım ve yanaklarını öptüm. "Ateş ediyorsunuz Efe Bey."
"Her zamanki halim." diyerek göz kırptı Efe abim. Arabadan Asrın abi inip üzerini düzelttiğinde beğeni ile süzdüm onu. Dün gece kapıdaki karşı karşıya gelmemizden sonra, sanki onu en son bir yaşımda görmemişimde bu yaşıma kadar yanımdaymış gibi konuşmuştuk. Daha dün resmen tanımış olmama rağmen Efe abimden farkı yoktu şuanda. Arda ve Eniz, Efe abimden dolayı tanıyordu zaten. Yıllarca Asrın abiyi görmeyen tek kişi Sude ve bendik resmen.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOÇ
General Fiction'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever : 1' "Özgür Çalhan liked your tweet mi?" dedim dehşet içinde. "Ne demek lan liked?" diyerek bildirimin üzerine tıkladım ve attığım tweetin açılmasını bekledim. Haftalar önce 'Yılmaz Çalhan bay amcacığım siz ve o...