Geçen yıl tam bugün, bu satırlarda sizinle buluşmuştum. Evet evet... BİZ BUGÜN BİR YAŞINA GİRDİK! Kitapla birlikte bende kendimi büyümüş gibi hissediyorum.
Kitabı yazarken, hep yüzümde bir gülümseme oluyordu. -Gerçi hala oluyor- Her bölümün ardından bir yenisini yazmak istiyor, yazamazsam bölümleri beynimin içinde dolaştırıyordum. Aradan aylar geçmiş, bir yıl olmuş ama ilk bölümleri yazarken girdiğim haller hala dün gibi aklımda.
Yazdığım ve burada paylaştığım ikinci kitap Koç. Hiç beklemediğim bir şekilde büyüdü. İlkinin aksine bu kadar hızlı büyümesi beni şaşırttı, ama çok mutlu da etti. Hala gülüşlerimin sebebi. Ve sizde söylesiniz.
Yanımda olduğunuz, benimle bu satırlarda buluştuğunuz için teşekkür ederim. Sizinle tanıştığım için çok mutluyum. İyi ki varsınız, iyi ki hep beraberiz. Doğum günümüz kutlu olsun..!
İyi okumalar.
Koç - Özel Bölüm
Bundan seneler önce biri karşıma geçip; hayatının aşkı bir fotbulcu olacak ve birbirinizi çok seveceksiniz, deseydi muhtemelen ona kahkahalar ile gülerdim. Gerçi cinleri de mi var diye de şüphe edebilirdim... Emin değilim.
Hayatımın bambaşka bir evresindeydim. Bunu sürekli dile getiriyordum çünkü bu benim için aşırı uç bir şeydi. Asla aklımın kıyısından köşesinden geçmezken, şimdi bunu yaşıyordum. Hayallerimin çok ötesinde, çok güzel bir ilişkim vardı. Ki babama ve Yılmaz amcaya kalsa bize Vodafone Park'ta en acilinden nikah kıyarlardı ancak annelerimiz onları frenliyordu. Çünkü benim bitirmem gereken bir okulum vardı.
Sevdiğim tüm insanlar yanımdaydı. Her günüm bir öncekinden güzel geçiyordu. Tatlı bir romantik komedi filminin içinde gibiydim. Onlardan tek farkım, benim başrol erkeğim tüm başrol erkeklerinden çok daha iyiydi.
Bu hayatın bana verdiği en güzel şeydi.
Özgür Çalhan, bana hayatın verdiği en güzel ve en özel şeylerden biriydi.
"Manzar güzel galiba." dedi Özgür sahte bir kızgınlık ifadesi ile. Yüzümdeki hayranlık dolu ifdenin yanına kocaman bir gülümseme ekledim. "Alev alev." dedim kaşlarımı kaldırıp yaşlı amca ifadesi takınırken. Özgür kocaman bir kahkaha attı ve elindeki buçağı tezgahın üzerine bırakıp ellerini yıkadı . İşi bitince kocaman adımlar ile karşıma dikildi. "Bana yardım edeceksin Gül Güzelim."
Gözlerim dehşet içinde açılırken, kafamı hızla iki yana salladım. "Asla olmaz." dedim hızlı hızlı. Özgür gülümsedi ve ellerimi tutup beni kendine çekmeye başladı. Ağırlığımı sandalyeye verirken huysuz bir ifade eşliğinde söyleniyordum. "Yaa Özgür..."
"Efendim sevgilim." dedi Özgür tatı bir ifade ile beni sandalyeden kaldırıp belime kollarını sıkıca sararken. "Evinden sıkıldın diye yorumluyorum... Annemin anlattıklarını unuttun galiba." dedim gözlerimi kısıp annemin anlattığı mutfak anılarımı hatırlatırken. Özgür'ün dudaklarının arasından ufak bir kahkaha kaçarken, hayranlık dolu bir ifade ile izledim onu. Aşk mıydı bu adam?
"Belki..." dedi omuzlarını silkip beni tezgahın önüne çekerken. "Sıkılmışımdır ve evimize taşınmak istiyorumdur." diyerek devam ettiğinde utandığımı hissettim. Evlenme teklifi olarak algılayabilir miydim bunu? Ya da sevgilim son zamanlarda babamlarla çok vakit geçirmişti. Özgür gülümseyerek kolunu belimden çektiğinde kaçmak için bir hamle yaptım. Özgür anında kollarını belime sararken, "Pes ettim, tamam." diyerek huysuzca mırıldandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOÇ
General Fiction'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever : 1' "Özgür Çalhan liked your tweet mi?" dedim dehşet içinde. "Ne demek lan liked?" diyerek bildirimin üzerine tıkladım ve attığım tweetin açılmasını bekledim. Haftalar önce 'Yılmaz Çalhan bay amcacığım siz ve o...