Ben geldim💃
Nasılsınız? Ben çok iyiyim.
Fikstür açıklandı, her şey olmasa da bazı şeyler yolunda.İyi okumalar hepinize💖
Koç - Bölüm Yirmi Üç : Bir Büyük Manken Meselesi
2 Gün Sonra
"Sence aşık mı?" diyerek kendi kedime mırıldandım. Aklıma Özgür'ün birbirinden tatlı hareketleri doldu. Kavga zamanı sinirlendiğinde ona dokunuşum ile sakinleştiğini hatırladığımda gülümsedim. "Bence aşık." diyerek kendi kendime onay verdim. Tüm tatlı anılar gitti bir anda. Futbolcuların ifşaları gözlerimin önüne geldi. Daha sonra bana sinsi bakışlar atan Elif, ardından Özgür'ün bana 'kız kardeşim' dediği zaman aklıma doldu. Kaşlarım çatıldı. "Aşık değil." dedim kendime hızlıca.
Odamın kapısı pat diye açıldı ve içeri uyuşturucu baskını yapan polis edasıyla ablam geldi. "Ne yapıyorsun?" dedi kısık gözlerle beni incelerken. "Ders çalışıyorum." diyerek önümdeki kitabı gösterdim. Göz devirdi. Ders çalışmıyordum. Arka fonda Gül Güzeli çalıyordu. Aklım ise Özgür'deydi. Maç izlediğimiz gün, mutfaktaki o konuşmadan sonra çok utanmıştım. Ertesi gün ise Özgür'ün tesislerde işi olduğu için antrenman ertelenmişti. Müdür ise sınav haftası geldiği için antrenmanları tamamen ertelemişti. Beşiktaş'ın deplasman maçı vardı zaten. Maç için yarın gideceklerdi. Özgür'ü üç gündür görmüyordum yani. Görmemeye de bir süre devam edecektim. Bu yüzden içimdeki aşık taraf, ki bu aslında her zerrem oluyor, onu çok özlemişti.
Ama ne bir arama vardı ne de tek bir mesaj.
Bazen sanki hiç tanışmamışız gibi oluyordu. Ben yine onu uzaktan takip ediyordum. O ise benim varlığımdan bile haberdar değil gibiydi. Sonra kafamı kaldırıyordum ve duvarımda asılı olan fotoğraflara bakıyordum. Özgür ve diğerleri ile olan fotoğrafa. Ama özellikle Özgür ile olana.
İç çektim. "Ne sınavın var?" dedi ablam yatağıma otururken. "Fizik." diyerek yüzümü buruşturdum. Sınavlar dün başlamıştı. Geriye ise koskoca bir altı gün kalmıştı. Ablam ayağa kalktı ve saçlarımı öptü. "Sen çalış Gül Güzeli." dedi imayla göz kırparak. Bir şey diyemeden odadan çıktı. Arkasından göz devirdim. Ablama her şeyi anlatmak bazen sinir bozucu olabiliyordu. Leman Sam ile aynı anda "Senin için senden geçerim." diyerek mırıldandım. İç çekerek şarkıyı durdurdum ve telefonumu yatağımın üzerine attım. Test kitabıma yüzümü buruşturarak baktım.
Fizikten ve Özgür'ün beni hiç aramamasından nefret ediyordum. Ama en çok fizikten tabi.
Ertesi gün büyük bir mutsuzluk ile kalkmıştım. Hava da benim gibi tamamen kapalı ve yağmurluydu. Efe abim beni okula atarken biraz sohbet etmiştik. Düğünde ona ne giyeceğimi sormuş, bende almadığım elbiseyi ballandıra ballandıra anlatmıştım. Ablam ise elbiseyi görmediğini söyleyince, sakladığımı söylemiştim. Bahanem ise hazırdı; uğursuzluk getirir. Gelinlik almıştım sanki.
Sınavlardan sonra gidip alışveriş yapmam lazımdı. Şimdi ise fizik sınavından çıkmış ve öğle arasına girmiştik. Hepimizin suratı yerlerdeydi. "Hayatımda geçirdiğim en boktan gün." dedi Soner memnuniyetsizce. "Artı bir." diyerek onayladı onu Armağan. Ayaz'ın kolunun altında, rahatsız kantin sandalyesinde sarmaş dolaş oturuyorlardı. "Siktir." dedi bir anda Oğuz telaşla. Kaşları çatık telefonuna bakıyordu. "Ne oldu?" diyerek sordu Ayaz. Hepimiz ona bakıyorduk. Bakışları beni bulmuş. "Koç fotoğraf atmış." dedi endişeli gözlerle. "Bakim." diyerek heyecanla telefona eğildiğimde, telefonun ekranını kapattı. Kaşlarım çatılırken ona 'mal mısın?' bakışları atıp cebimden telefonu çıkardım. Hesabıma girip Özgür'ün isminin üzerine tıkladım. Yeni fotoğraf yoktu ama stori atmıştı. Storiye tıkladığımda beynim uğuldamaya başladı. Nefesim kesilirken, fotoğrafa bakakaldım. Yanında esmer ve çok güzel bir kadın vardı. Fotoğrafı kadın paylaşmış, Özgür alıntılamıştı. Başka birinin çektiği belli olan fotoğrafta, Özgür kadının beline elini sarmıştı. İkisi bir kafedeydi. Kadın gülümseyerek Özgür'e bakıyordu. Özgür ise kocaman gülümsemişti. Öyle güzel gülmüştü ki, yanındaki kadından ve Özgür'ün isminin yanındaki kırmızı kalpten daha çok yakmıştı canımı. "Manken değil mi bu kadın?" diyen Soner ile kendime geldim. Kalbimin ortasına bir ağırlık düşerken, hayal kırıklığı bedenimde geziniyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOÇ
General Fiction'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever : 1' "Özgür Çalhan liked your tweet mi?" dedim dehşet içinde. "Ne demek lan liked?" diyerek bildirimin üzerine tıkladım ve attığım tweetin açılmasını bekledim. Haftalar önce 'Yılmaz Çalhan bay amcacığım siz ve o...