1176 Kelime. İyi okumalar...
Gustav:
Benjamin belinden tutarak yönlendirdiği çocuğu arabaya oturtup, kapıyı kapattığında avucumun içindeki kaskı kavrayan parmaklarımın tutuşu istemsiz bir şekilde sertleşmişti. Gidiyordu. Şu an içimden her ne kadar kendi kendime onun yanına gidip konuşmak için bahaneler uyduruyor olsam da tek yaptığım onları uzaktan izlemek olmuştu. Danny ile birlikte olmamızın üzerinden tam bir hafta geçmişti. Bu kadar uzun bir süre içinde aramızdaki şey her neyse ne varsa çözmüş olduğumuzu sanardınız ama olan tam tersiydi. Koca bir haftayı yakaladığım her fırsatta ondan kaçarak geçirmiştim. Onu her gördüğümde farklı bir yöne sapıyor, benimle konuşmaya çalıştığı her seferinde basit mazeretlerle geçiştiriyordum. Bunun onu üzdüğünün farkındaydım. Gözlerime bakışından kırıldığını anlayabiliyordum. Ama elimde değildi. Ona alıştıktan sonra kendimi uzaklaştırmak her ne kadar benim de canımı yakıyor olsa da kendimi hiç onunla karşılaşacak kadar güçlü hissetmemiştim. Hazır değildim. Hem aramızda olan şeyi hala kabullenememişken onunla konuşmayı kabul etsem bu işleri daha da kötüleştirmez miydi?
Araç harekete geçip, ufukta kaybolana kadar gözlerimi ayırmadım. Peşlerinden sürüp, onları durdurmanın ve Danny'yi geri almanın düşüncesi hala dayanamayacağım kadar cazip geliyorken dişlerimi sıkıp kendi kendimi telkin etmek yapabildiğim en iyi şeydi. Gitmeliydi. Benden ve onu içine sürüklediğim bu çöplükten ne kadar uzaklaşırsa o kadar iyiydi. Ben de geride kalıp onun izini kaybettirmeli ve onu takip etmeye çalışacak her türlü tehlikeyi geri çevirmeliydim.
Araç nihayet kaybolduğunda önüme dönüp, Charlize'in telefonuma gönderdiği adresi GPS'e girerek motoru çalıştırdım. Bir hafta önce Alex, Antony ve Jack'in yakaladıkları adamı nihayet konuşturmayı başarabilmiştik. Zor olmuştu, doğru. Adam onca işkenceye rağmen tek bir kelime bile etmemekte diretmişti. Olur da konuşursa Elena Derevko'nun ona yapacaklarının korkusu, aramızda işkencede en iyi olan Jack'inkine ağır basmıştı. Yine de, her ne kadar uzun bir zamana mal olsa da adamı kırmayı başarabilmiştik. Bu gün de bize verdiği adresi teyit etmek, eğer bilgi doğruysa da etrafa bir göz atmak üzere ben görevlendirilmiştim. Attığımız her adımın dikkatli bir şekilde planlanması şarttı. Yolunda gitmeyen tek bir olay tüm planı bozabilirdi. Elena Derevko kendi başına zaten yeterince tehlikeliyken kardeşi Irina'nın da yanında olması tehlikeyi zaten ikiye katlıyordu.
.
Şehir merkezine kilometrelerce uzaklıkta, terk edilmiş gibi görünen eski çiftlik evine varmam tam dört saatimi almıştı. Hava çoktan kararmaya başlamış, ay kocaman bir top halinde gök yüzünde yerini almıştı. Motordan inip, dürbünümü çıkararak iki yüz metre kadar ötedeki araziyi izlemeye koyuldum. Eğer yakaladığımız adamın söyledikleri doğruysa araziye araçla yaklaşmak büyük bir ahmaklık olurdu. Ama dürbünle gördüğüm kadarıyla çiftlik evi terk edilmiş gibi duruyordu.
On dakika boyunca boş araziyi izledikten sonra nihayet dürbünü gözlerimden indirip telefonumu cebimden çıkararak ekranı açtım. Diğerlerine haber verip vermemek konusunda hala kararsızdım. Bir şey görememiştim evet, ancak bu Gece Yıldızları'nın burada olmadıkları anlamına gelmezdi. Eğer üsleri burasıysa alana terk edilmiş süsü vermek istemiş olmaları kulağa oldukça mantıklı geliyordu. Bilemezdim. Kesin bir sonuca varabilmemin tek yolu araziye yaklaşıp yakından incelemekti.
Bu düşünceyle fikrimi değiştirip, girmiş olduğum arama ekranından geri çıktım. Kararımı vermiştim. Onları emin olmadan aramayacaktım. Yapacağım şey sadece alana yaklaşıp etrafta kısa bir tarama yapmak olacaktı. Sonuçta bu tehlikeli bir tesisin etrafında ilk dolanışım olmayacaktı. Charlize'in yanında yaşayınca insan ister istemez her türlü senaryoyla karşılaşıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INCOGNITO (BxB) - Tamamlandı (Düzenleniyor)
AcţiuneHer şey gece mesaimden dönerken çöp konteynerlerinin arasında yatan yaralı maskeli adamı evime almamla başladı... 8 #biseksuel (Voldemortun gri pussysi adina bu etikette de 8 olduk ya...!) 5 #boys 1 #Ajan 13 #boyxboy