YEDİ

1.4K 108 20
                                    

Tobias'ın bakış açısı:

Yanımda, kabinin duvarına girmek istermişçesine büzüşmüş çocuğa çaktırmadan bir bakış attım. Varlığımdan bu kadar rahatsız olmasının sebebini bilmiyordum. Travmatik bir olay olduğunu düşünüyordum. Yine de beni tehlikeli görüp kendini uzak tutmaya çalışması biraz sinirimi bozmuştu. Yanında nazik görünmek için ekstra çaba sarf etmeme rağmen hala benden korkması saçmalıktı. Burnumdan sertçe soluyup ellerimi ceplerime sokarak beklemeye başladım.

Asansör durduğunda ilk çıkan ben oldum. O da sessizce takip etti. Kaldığımız yer binanın en üst katında dublex bir daireydi. Hepimizin kendine ait bir evi vardı tabi. Ancak birlikte kalmanın daha güvenli olacağını bildiğimizden çoğunlukla burada, Charlize'in yanında takılırdık.

Ağır demir kapıya yanaştığımda zili çalmak yerine tokmağı iki defa hızlı, iki defa da yavaşça vurdum. Bu aramızdan birinin eve gelince anlaşılması için kapıyı çalma biçimimizdi. Genelde görevlere giderken yanımızda anahtar benzeri eşyalar taşımazdık. Bu yüzden içeriden kapıyı açacak olan kişinin gelenin kim olduğunu anlaması gerekirdi.

Bir iki dakikalık bir beklemeden sonra kapı yavaşça açıldı, ve Ben kafasını aradan uzatıp ikimize bir göz attı. Önce Danny, sonra benim üzerime düşen bakışları tekrar Danny'i bulunca baştan aşağı süzüp sırıtarak sordu.

"Sen de kimsin böyle?"

Yanımdaki çocuk kendine yiyecekmiş gibi bakan adamın sorusuna kaşlarını kaldırmakla yetinmişti. Muhtemelen kapının arkasındaki maymunun amacını daha ilk görüşte anlamıştı.

Beni tanıyan herkesin bildiği üzere oldukça sabırsız bir karaktere sahip olduğumdan dolayı kapıyı sertçe itip, yanımdaki çocuğu kolundan tutarak içeri çekiştirdim. Temasımla vücudunun kasılmasını fark etmemiş değildim. Yine de buna ayıracak vaktim olmadığından kafaya takmamıştım. Sonuçta ona yardımcı oluyordum değil mi. Ben'le kalsa adam çocuğu iki dakikada yatağa atabilecek kapasitedeydi.

Arkamdaki kapı kapanırken Danny'yi üst kata çıkan merdivenlere doğru sürükledim. Charlize'in hem çalışma, hem de yatak odası olarak kullandığı oda ikinci kattaydı. Aslanın yuvasına çıkan merdivenleri adımlarken itiraf etmeliyim ki biraz endişeliydim. Charlize ona sormadan gruba yeni bir üye eklememe hiçte sıcak bakmayacaktı. Disiplinli bir kadındı. Aşırı sertti de. Bir nevi üs olarak kullandığımız bu daireye bir yabancıyı getirdiğimi öğrendiğinde Danny ve benim kafamda birer tane delik açma şansı yüzde elli idi. Ama bu risk alınmaya değerdi(?).

Nihayet kapısının önüne vardığımızda boğazımı temizleyip kapıyı tıklattıktan sonra kolu indirerek siyah ve gri renklerinin hakim olduğu odaya girdim. Charlize masasında oturmuş önündeki kağıtları inceliyordu. Beni gördüğünde yüzünde memnun bir ifadeyle kollarını esnetip yerinden kalktı.

"Dün akşam senden haber alamadım. Bizi endişelendirdin..."

Arkamdan pat diye odaya giren çocuğu fark ettiğinde Charlize'in kaşları ilkin kalktı. Şaşkınlığı sebebiyle gözlerini kısıp ağzını bir iki defa açıp geri kapamıştı. Bulunduğumuz durum bu kadar ciddi olmasa bu ifadesine kahkahalarla gülebilirdim.

Nihayet şaşkınlığını üzerinden attığında mavi gözlerini bana dikip buz gibi bir sesle sordu.

"Bu kim?"

Gözlerini odada dolaştıran çocuk benden önce davranıp cevapladı.

"Adım Danny."

Dişlerimi sıkıp omzundan kavrayarak onu sertçe arkama çekeledim. Sanki daha yarım saat önce ben Charlize'le konuşurken araya atlama diye uyardığım o değilmiş gibi pat diye lafa dalmıştı.

"Peki Danny," Charlize bize birkaç adım yaklaşıp başını hafifçe yana eğdi. "bana burada ne işin olduğunu açıklar mısın?"

Ağzımı açacakken beni eliyle susturdu. İşte şimdi yanmıştık!

"Tobias beni aranıza davet etti... ben de... kabul ettim."

Charlize başını aşağı yukarı sallayıp bana pis bir bakış attıktan sonra 'bak sen' diye karşılık verdi.

"Ben hiç bir şey yapmadım. Sadece onu konteynırların arasında görünce yardım etmek istemiştim. İsterseniz şimdi gidebilirim. Kimseye bir şey söylemem."

Her ne kadar çabalasa da sesindeki korkuyu gizleyemeyen çocuğa kızgın olsam bile biraz üzülmeden edememiştim. Kısacık boyuyla ve çelimsiz vücuduyla yanımda oldukça savunmasız görünüyordu. Cesaretli gözükmeye çalıştığı gözümden kaçmamıştı tabi. Bu işte iyiydi de. Sesindeki ton ve gözlerindeki bakış olmasa buna beni bile inandırabilirdi. Harbi yaşı kaçtı acaba? Eğer Charlize beni boğazlamazsa bunu ona sormayı kafama not etmiştim.

"Dışarı çık."

Charlize'in soğuk emirini duyunca çocuk yerinde dönüp koşar adım kapıdan dışarı fırladı. Ben de arada kaynamaya çalışırken arkamdan gelen 'sen kal' emriyle oflayıp odaya geri döndüm. İşte şimdi fena sıçmıştım.

**

Alias'ta Anna Espinosa'mız vardı, burada da Charlize'imiz olsun dedim. 😏

(Not: Charlize, Şarliiz diye okunuyor.)

)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
INCOGNITO (BxB)  - Tamamlandı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin