YİRMİ ALTI

480 57 11
                                    

135 Kelime. İyi okumalar...

Gustav:

 Beni dikkatle izleyen çocukla uzun dakikalar boyunca sadece bakışmıştık. Tek bir uzvunu bile oynatmaktan korkuyor gibiydi. Benim de çok farklı bir durumda olduğum söylenemezdi. Üzerimde hafif bir uyuşukluk bırakan alkolün etkisi onda çok daha büyüktü. Hafif kapalı gözleriyle beni izlerken kafamda dönen tek düşünce de buydu işte. Sarhoştu. Ne yaptığını bilmiyordu! Nihayet kendimi içinde bulunduğum transtan kurtarabildiğimde dirseklerimden destek alıp doğrulmaya yeltendim. Bu hareketim göğsüme konan bir çift ufak elle engellenmişti. Danny'nin bu hareketi beni oldukça şaşırtmıştı. Sarhoş ve yaptığı şeyin farkında olmasa bile bu olay beni biraz gerdiğinden ne yapıyorsun diye soracağım sırada aniden öne atılıp, dudaklarıma yapıştı.

 Beynim donmuş gibiydi. Hayatımda birçok farklı senaryoyu kurguladığım olmuştu. Beklenmedik bir anda yakalanmamak için bu tür stratejiler geliştirmek benim gibiler için en önemliler listesinin başında geliyordu. Ancak bunun gibi bir olayın olma olasılığı aklımın ucundan bile geçmeyecek bir şeydi.

 Danny'nin dili dudaklarımın üzerinde dolaşırken anın şokunu yaşıyordum. Dilini ağzımın içine sokmaya çalıştığında kendime gelip, sıcak kanın hücum ettiği yüzümü cama doğru çevirdim. Amacım ondan kaçmaya çalışmaktan çok nefes almaktı. Dudaklarımın üzerindeki dudakları bu hareketim üzerine boynuma kaydılar. Derimi yalayıp ısırırken bir yandan da kalçasını kasığımın üzerinde oynatıyordu. Onu belinden kavrayıp üzerimden attım. Sarhoştu. Ne yaptığını bilmiyordu. Alkol vücudunu terk ettiğinde muhtemelen bu yaptıklarını hatırlamayacaktı bile.

 Onu yanıma bırakmamın ardından yerimde oturur pozisyona geçtim. Kendimi odadan dışarı atmak niyetindeydim. Alkolün de etkisiyle vücudumu saran sıcaklık beni bunaltıyor, nefes almamı zorlaştırıyordu. 

 Kendimi yatağın ayak ucuna doğru çekerken sağ bacağıma konan bir elle durduruldum. El ağır ağır dizime, oradan da kasığıma doğru ilerlerken sıkışan göğsüm nefes almamı daha da zor hale getirmişti. 

 Danny eliyle sertleşmesine engel olamadığım uzunluğumu okşarken kulağıma eğilip hafif çatallı bir sesle fısıldadı.

"Sen de mi beni istemiyorsun?"

 Gözlerimi ona çevirdim. Durmasını istiyordum ancak ağzımı açmama rağmen sesim çıkmıyordu. Yüzüme yaklaştı. Sıcak nefesi yanağımı okşuyordu. Elini sol cebimin bitimine kadar indirip, parmaklarıyla neredeyse tamamen sertleşmiş aletimin başını sıktığında inlememek için alt dudağımı tüm gücümle ısırmak zorunda kalmıştım. 

"Bana karşı neden bu kadar soğuksun ki?"

 Mızmızlanan bir çocuk edasıyla söylediği cümleye kaşlarımı çattım. Dudaklarını hafif bükmüş, iri gözleriyle yüzümü inceliyordu. Boğazımı temizleyip konuşmaya yeltendiğimde pantolonumun üzerindeki elini testislerime kadar indirip tekrar başına kadar geri götürünce boğuk bir sesle inledim. Bu onu memnun etmiş olacak ki gülümseyip eğilerek dudaklarıma yapıştı. Altımdaki zonklayan uzuv öpüşüne karşılık vermek istiyor olsa da kafamın içindeki onu itip odadan çıkmam konusunda diretiyordu.

'Daha dün koruyacağına kendine söz verdiğin çocuğu mu sikeceksin?'

 İç sesimin kafamın içinde bu cümleyi fısıldamasıyla Danny'i itip kendimi geri çektim. Yapamazdım!

 Çocuk yüzünde şaşkın bir ifadeyle beni izlerken yataktan kalkıp kapıya doğru yürüdüğüm sırada zor duyulur bir sesle 'üzgünüm' diye mırıldandım. Anlaması gerekiyordu. Onu o şekilde göremezdim. 

 Kapıya varıp ta elimi kola attığımda arkamdan gelen cılız bir hıçkırıkla kendimi durdurup tekrar yataktaki çocuğa döndüm. Elleriyle yüzünü kapatmış ağlıyordu. Bu görüntü içimi parçalamıştı. İkinci bir defa düşün meye gerek duymadan kapıdan uzaklaşıp geniş adımlarla yatağa geri yürüdüm. Yanına oturduğumda ince bileklerini tutarak yüzünden ayırdım. Yaşlarla ıslanmış yanakları ve kızarmış göz altları onu olduğundan çok daha küçük gösteriyordu. Kaç yaşında olduğunu hiç sormamıştım. On sekiz olduğunu düşünüyordum ama belki de yaşından büyük görünen bir bireydi. Belki daha on altısına bile girmemişti. Derin bir soluk alıp yanaklarımı şişirerek havayı geri üfledim. Tek istediğim bu odadan çıkmaktı. Onunla daha fazla yalnız kalmak istemiyordum. Yapabileceğim şeylerden korkuyordum.

 Danny düşüncelerimi okumuş gibi dudaklarını yalayıp fısıltıyı andıran sesiyle konuştu.

"Bana bu güne kadar iyi davranan tek adam sendin."

 Gözlerini cama çevirip burnunu çektikten sonra daha fazlasını söylemek için ağzını açtı ama kendimi bile şaşırtan bir şey yapıp, öne atıldım ve dudaklarına yapışarak kelimelerini ağzına tıktım. 

 Beynim bana onlarca şeyi sayarken kararmış gözlerimi kapatıp alt dudağını büyük bir açlıkla emmeye başladım. Küçük ağzıyla öpüşüme ayak uydurmaya çalışsa da geride kalıyordu. Dişlerimi emdiğim dudağına geçirip sertçe ısırınca ağzımın içine doğru inlemesiyle onu bacaklarından kavrayıp altıma çektim. Şu noktada sadece nefes aldığını duymak bile benim için fazlaydı. Ona karşı cinsel isteğimin bu denli yoğun olmasına bir anlam veremiyordum. Gerçi anlam vermeye kafa yormak ta istemiyordum. Kafamın içinde yeniden yaptığım şeyin ne kadar iğrenç olduğunu haykıran iç sesim yankılanınca dudağını tekrar ısırıp, bir elimle sağ kalçasını sıkarken diğer elimi pantolonumun içine atıp sertleştiği için baksırıma sığmayan erkekliğimi daha rahat bir pozisyona getirdim.

(Buradan gerisini okumaya bile otanıyorum. O yüzden buraya kadar düzelttim bu bölümü. Gerisini okumak isteyenler, daha fazla +18 zımbırtılar var. Yaşı yetmeyen kişiler okumasın lütfen. Benim yaşım çok büyü olduğu halde utancımdan okuyamıyorum siz de okumayın. Neyse bye)

 Bir süre dudaklarında oyalandıktan sonra artık o da yeterli gelmemeye başlayınca çenesine inip hafifçe ısırmamın ardından dilimle boynunu yalamaya başladım. Yumuşak ve pürüzsüz teni her temasımda beni tatmin etmek yerine daha da azdırıyordu.

 Kendime hakim olamayıp yaladığım yeri sertçe ısırınca boğuk bir sesle inledi. Kafamı biraz geri çekip eserime baktım. Dişleminin bıraktığı ize bakılırsa, çocuğa alkolün etkisi altında olmasa çığlık bile attıracak kadar sert ısırdığımı fark etmiştim. Her ne kadar içim cız etse de zonklayan sertliğim vicdanımı köreltmekte gecikmemişti. Daha fazlasını istiyordum!

 Onu belinden kavrayıp ters çevirdim ve pantolonunu sert bir şekilde çekiştirip üzerinden sıyırdım. Olabileceğim en nazik halim buydu. Pantolonuyla beraber iç çamaşırı da gitmiş olduğundan önüme serili süt beyazı deride gözlerimi açlıkla dolaştırdım. Bu bir erkekle ilk yatışım değildi. Daha çok gençken sırf aksiyon için arkadaşlarımla denediğimiz şeylerin anıları gözlerimin önüne gelmeye başladığında elimle sağ lobuna sert bir tokat attıktan sonra eğilip elimin izinin çıktığı yeri dişlerimin arasına aldım. Yumuşacıktı ve bebek gibi kokuyordu. Evet gerçek anlamda poposu bebek pudrası kokuyordu. Burnumu dolduran tatlı kokuyu içime çekip sırıttım. Bundan sonra bu kokuyu her aldığımda aklıma o gelecekti.

 Dişlerimin arasına aldığım deriyi serbest bırakıp bu sefer ufacık görünen girişine döndüm. Parmağımla pembe derinin üzerinde biraz oynadıktan sonra ağzımdaki tükrüğü emip parmaklarımla araladığım yere tükürdüm. Bu muhtemelen pek yeterli olmayacaktı. Ama kimin umurunda? Şu anda tek istediğim sikimi sokacak bir delikti.

  Tükürüğümü parmaklarımla deliğin içine yaymamın ardından aceleyle fermuarımı indirip, pantolonumu dizlerime kadar çektikten sonra elime tükürdüğüm sıvıyla ıslattığım aletimi Danny'nin girişine dayadım. Kendimi sertçe içine iterken zevkten kararan gözlerimi kapatıp, sevimli çığlıkları eşliğinde kalçamı oynatmaya başladım.

 Şimdi çok hızlı oldu falan demeyin asabımı bozmayın ulannn. Şaka bir yana bu karakterler Atlas ve Quinn değil. Kişilikleri gereği (ve unutmayın Atlas bakirdi ama Danny daha 13 yaşında erkek arkadaşı olan bir çocuk) böyle hızlı bir ilişkiye girdiler. Ha ama bu onları sevgili yapar mı? Yapar mı sizce o nasıl soru mf? >:(

INCOGNITO (BxB)  - Tamamlandı (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin