Gustav:
1900 Kelime
İyi okumalar...
Gün benim için oldukça tuhaf ve olaylı geçmişti. Yorgundum. Evet, bu fiziksel bir yorgunluk değildi. Zaten olayları kötü yapan da buydu işte. Fiziksel yorgunluk zihinsel yorgunlukla karşılaştırıldığında neydi ki? Ağrıyan birkaç kasın yorgunluğu dinlenmekle geçerdi. Öte yandan zihinsel yorgunluk ise dinlendikçe şiddetini arttıran bir illetti. Bu yorgunluğu üzerinden atabilmenin yollarıysa parmakla sayılacak kadar azlardı.
Gözlerimi önümdeki yoldan ayırıp dikiz aynasına çevirdim. Arka koltukta oturmuş, ellerini kucağında birbirine kenetlemiş çocuğun bitkin ve masum görünüşü dudaklarımı oynatırken düşüncelerim bu sefer ona kaymışlardı.
Ona Rebecka'dan bahsetmiştim. Dışarıdan bakanlar için normal görünebilecek bu gerçek benim kitabımda oldukça büyük bir olaydı. Zira hakkında konuştuğumuz, tanıdıklarım arasında sadece Charlize'e açıldığım, benim için oldukça özel bir konuydu. Ki Charlize'e bile içimi bu kadar açmamıştım doğrusu. Ona neden açıldığım konusuna gelince ise aslında buna kesin bir cevabım yoktu. Sadece içimden gelmişti. 'Peki bu yaptığımdan pişman mıydım?' Kaşları çatlı bir şekilde camdan dışarıyı izleyen çocuğun yüzünde gözlerimi dolaştırdım. Hayır! Tuhaf bir şekilde ona güveniyordum. Tuhaf bir şekilde ona, onunla acımı paylaşacak kadar güveniyordum. Tabi beni evine alıp yaralarımı sararak hayatımı kurtarmış birine güvenmem gayet doğal sayılırdı değil mi?(!)
Düşüncelerimden kaçmak amacıyla gözlerimi çocuğun yansımasından kopardım. Gün içinde başımı ağrıtacak çok şey olmuştu. Ama en azından Danny'nin güvenini kazanabilmiştim. Sıcak bir tebessüm tekrar dudaklarımı titretirken aynaya tekrar kaçamak bir bakış atmaktan kendimi alamamıştım. Ufak ve masum cüssesi sinirlerimi yatıştırıyor ve içimi ısıtıyordu. Bunun yaşından dolayı olduğuna emindim. Çok küçüktü. Kaç yaşındaydı harbi? Gözleri her ne kadar tecrübe ile parıldıyor olsalar da on yedi yaşından bir gün büyük göstermeyen küçük yüzü ona ihanet ediyordu. Belki daha küçük bile olabilirdi bilmiyordum. Tek bildiğim korunmaya ihtiyacı olduğuydu. Ne Charlize, ne de ben kimsenin onun canını yakmasına izin vermeyecektik. Bu, aramızda ettiğimiz söze dökülmemiş bir yemindi.
.
Charlize aracı garaja sürdüğünde hava çoktan kararmaya başlamıştı bile. Motorun sesi kesilip de aracın sıcağından, beyaz beton duvarlarla çevrili garajın iç titreten soğuğuna çıktığımızda gözüm istemsizce arka kapıdan çıkan figürün üzerine düşmüşlerdi. Tavandaki floresanların daha da soluk gösterdiği yüzü yorgunluğun izlerini taşıyan çocuğun gözleri de benimkilere döndüğünde bu ani olayın şaşkınlığıyla bakışlarımı kaçırıp, onun yerine Charlize'e döndüm. Danny ile aramızda yaşanan tuhaf olaya ilgi bile göstermeyen Charlize kumandasına basıp kapıları kilitlemesinin ardından seri adımlarla asansöre doğru yürümeye başlamıştı. Onu ufak adımlarıyla Danny, ve Danny'yi de ben izlemiştim.
Daireye vardığımızda kapıyı açan Alex'ti. Genç kız Charlize'in yüzünü fark eder etmez endişe dolu bir sesle ne olduğunu sormuştu. Charlize iyi kalpli bir kadındı. Ama canı sıkkın olduğunda veya kafası bir şeye takılı olduğu zamanlarda minnetsizin tekine dönüşebiliyordu. Bu sebeple o cevap vermeden odasına çıkınca meraklı kıza olanları fazla detaya (ve özele) girmeden anlatmak da bana düşmüştü.
"Önemli bir şey olmadı. Charlize kontağıyla ufak bir sorun yaşadı, biraz yumruklaştılar, ama nihayetinde sorun tatlıya bağlandı."
Detaylara bilerek girmemiştim. Bunun sebebi biraz ötemde duran Danny idi. Çocuğun yanında bu günkü olayları tekrar deşmeyi hiç istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
INCOGNITO (BxB) - Tamamlandı (Düzenleniyor)
ActionHer şey gece mesaimden dönerken çöp konteynerlerinin arasında yatan yaralı maskeli adamı evime almamla başladı... 8 #biseksuel (Voldemortun gri pussysi adina bu etikette de 8 olduk ya...!) 5 #boys 1 #Ajan 13 #boyxboy