1100 Kelime
İyi okumalar😊...Danny:
Kalbim kulaklarımda atıyor, genzim uzunca bir süredir koştuğumdan dolayı hızla alıp verdiğim nefesim yüzünden sızlıyordu. Gözlerimi kapatıp, içime titrek bir soluk çektikten sonra bileğimle alnımda biriken ter damlalarını süpürüp, başımı sağa çevirerek yan aynaya araca bindiğimizden beri dördüncü defa hızlı bir göz attım. Takip edilmiyorduk. Bu iyiydi.
Yönümü bu sefer sürücü koltuğunda oturan, kaşları hafif çatık adama çevirdim. Tüm dikkati önümüzde uzanan asfalttaydı. Mavi gözleri gri zemin üzerinde delikler açıyordu. Sertçe yutkunup, başımı cama geri çevirdim. Arabaya bindiğimizden beri tek bir kelime dahi etmemişti. Bana öfkeliydi. Bunu hareketlerinden anlayabiliyordum. Benim için her ne kadar değerli olsa bile onun için basit bir nesneden farkı olmayan saatim için ikimizin de hayatını tehlikeye atmıştım. Gerçi onu buna zorlayan ben değildim evet. Fikri ortaya atan kendisiydi. Ancak hakkını aramaya çalışan ufak bir çocuk gibi bunu dile getirecek değildim. Bazen susmak ve karşındakine kendini haklı hissettirmek en iyi seçenekti.
"Pıst."
Başımı sürücü koltuğunda oturan adama çevirdim. Kaşları hala çatılı ve ellerinden biri hala direksiyonun üzerindeyken diğerini cebine atmış ve bir şeyi çıkartmakla meşguldü.
"Al bakalım."
Elime uzatılan nesneyi bir bakışta tanıdığımda yüzüme yayılmasına engel olamadığım bir gülümsemeyle saatimi avucumun içine alıp, parmaklarımı usulca camın üzerinde dolaştırdım. Bu gün olan olaydan sonra evime tekrar gelme ihtimalimin sıfır olduğunun farkındaydım. Bu sebepten dolayı saatimi de bir daha asla göremeyeceğimi çoktan kabul etmiştim. Bu gerçek, canımı apartmandayken yediğim sert tokattan daha çok yakmıştı. Saatim benim için sıradan bir nesneden çok daha fazlasıydı. Gustav'ın odama girip saati kendisinin alabileceği ihtimali doğrusu aklımın ucundan bile geçmemişti.
"Teşekkür ederim."
Gustav başını aşağı yukarı sallamakla yetindi.
"Sadece koluna takmazsan iyi olur. Charlize'in görmesini istemeyiz."
Başımı hızlı bir şekilde aşağı yukarı sallayıp hıı-hmm ladıktan sonra saatimi pantolonumun cebine tıkıştırdım. Koluma takamasam da sadece yanımda olması bile yeterdi.
İşim bittiğinde içim rahat bir şekilde cama geri dönecekken Gustav derin bir soluk aldığında başımı ona çevirdim. Bir şey söylemek üzere olduğunu anlamıştım.
"Bu gün baya yoğun geçti." Bana yan bir bakış atıp avucunun içiyle direksiyonu tokatladığında cümlesinin devamında onun hayatını tehlikeye attığım için sayacak olduğu hakaretlere kendimi hazırladım. "McDonalts'a uğrasak mı?"
Kendimi en kötüsüne hazırlarken böyle bir soruyla karşılanmak beni hazırlıksız yakalamıştı. Ağzım hafif açılmış, ve kaşlarım havaya kalkmış bir şekilde ne söyleyeceğimi düşünürken Gustav bana yan bir bakış atıp yüz ifademi fark ettiğinde burnundan gülerek homurdandı.
"Ne? O kadar koşuşturmadan sonra bana acıkmadığını söyleme!"
.
.
.Dünden beridir tek bir lokmanın dahi girmediği midem yediğim büyük boy menüyle dolduğunda bu sadece vücudumu etkilemekle kalmamış, ruh halime de yansımıştı. Sabah yaşadığımız aksiyonun gerginliğini çoktan üzerimden çoktan atmıştım. Saatim yanımdaydı ve sebep olduğum sorun için azar bile işitmemiştim. Eğer farklı biri olsam şu anda kahkahalarla gülüp dans bile edebilirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
INCOGNITO (BxB) - Tamamlandı (Düzenleniyor)
ActionHer şey gece mesaimden dönerken çöp konteynerlerinin arasında yatan yaralı maskeli adamı evime almamla başladı... 8 #biseksuel (Voldemortun gri pussysi adina bu etikette de 8 olduk ya...!) 5 #boys 1 #Ajan 13 #boyxboy