Mafya Savaşları

Kaynanalık

Kapıyı açtığımda karşımda Tuna'nın annesini getirmesi için görevli olan adamımı ve Tuna'nın annesini gördüm.

"Hoş geldiniz. Lütfen, içeri geçin." dedim.

Adamım tekerlekli sandalyeyi ittirerek kadını salona götürünce "Sen artık gidebilirsin. Ücretini depodan alırsın." dedim.

"Emredersiniz efendim." deyip evden çıkarken bende boş bir yere oturdum.

"Sizinle böyle bir durumda tanışmak istemezdim." dedim.

"Kim isterdi ki?" diye sorunca tebessüm ettim.

"Rahat gelebildiniz mi? Güvenliğiniz için birkaç kez araba değiştirilmesini emretmiştim." dedim.

"Evet, rahat ettim." deyince "İyi o zaman, müsadenizle ben bir üstümü değiştirip geleyim. Bir isteğiniz var mı?" diye sordum.

"Yok." deyince "O zaman iki dakikaya gelirim." dedim ve odama çıktım.

Tatlı bir kadına benzese de sanki içinde bir şeytanlık varmış gibiydi.

Eşofman ve tişört giydikten sonra geri aşağıya indim.

"Bugün ailemi kahvaltıya çağırdım. Hem sizinle tanışırlar hem de vakit geçiririz diye düşündüm." dedim.

"İyi." deyince "Mutfağa geçelim mi?" diye sordum.

"Geçelim." dedi. Böyle kısa cevaplar vermesi sinirimi bozmuştu. Beni umursamıyormuş gibiydi.

Tekerlekli sandalyesini ittirecekken benden önce davranıp kendini mutfağa götürdü.

"Ben burada güvenliğin ile uğraşıyorum. Sen kaynanalık et. Bende senin yanında ezilecek göz var mı?" diye mırıldandım.

Arkasından mutfağa gittim ve "Özel olarak hazırlamamı istediğiniz bir şey var mı?" diye sordum.

"Yok." demesiyle dolaptan milföy hamurlarını ve peynir çıkardım.

"Hazırcı." diye mırıldanması ile milföy hamurlarını geri dolaba koydum.

O beni küçümserse bende kendi hamurumu kendim açarım.

Malzemeleri çıkarmıştım ki "Saç açık yemek yapılmaz." dedi.

Bileğime taktığım tokamı çıkardım ve saçımı sıkı bir at kuyruğu yaptım.

"Bu arada adın neydi?" diye sorunca "Eflanur." dedim.

"Değişik isimmiş." demesiyle "Sizinki neydi?" diye sordum.

"Elif." deyince "Tanıştığıma memnun oldum." dedim.

Burun kıvırarak "Bende." deyince ofladım.