Mafya Savaşları

Risk

Tuna uyuyunca yatakta doğruldum ve "Tuna." diye seslendim.

Ses gelmeyince yanağına iki defa vurdum. Hareket dahi etmeyince yataktan kalktım.

Risk alıp yakaladığım birini sorgulayacaktım.

Sessizce kordidorda dolaşıyordum ki iki kişinin konuşma sesleri duyulmaya başladı.

Sesler Eda'nın odasından geliyordu. Odaya yaklaştım ve kulağımı kapıya koydum.

Eda "Gürhan ne demek yapamadım! Abi buraya kapana kısıldık. Yanımızda karşı tarafın silahları var. Bir dikkatsizlikte gideriz. Anlamıyor musun beni?" diye kızıyordu.

"Sevgilim ben seni anlıyorum ama sen beni anlamıyorsun. Eğer bizden şüphelendiği için şu patron salağı bizi buraya getirmiş olsa şu Çinli'yi de diğer dördünü de getirmezdi." dedi Gürhan.

Diğer dördü mü? Benim haricimde gerçekten bizden olan üç kişi olmalıydı. Patronun notunda öyle yazıyordu.

Aramızda ne diğer taraftan ne de bizim taraftan olan birisi vardı. Polis miydi? Polis olsa kesinlikle anlardık.

Bağımsız mafyalardan bize sızacak kadar özgüvenli ve becerikli birisi de yoktu?

Bu dördüncü kişi de kimdi? Asıl önemli olan neler yapmıştı?

Bu ikisinin sessizce peşimden gelmesini sağlamam lazımdı. Burada işlerini halledemem.

Zemine birkaç kez ayakkabının topuğu ile vurdum ve büyük adımlarla yürümeye başladım.

Bu esnada da Eda ve Gürhan odadan çıkmış peşimden sessizce geliyorlardı.

Sanki onları yenice fark etmişim gibi koşmaya başladım.

Onlar da peşimden koşarken hedefim yan binaya gidip onları ses geçirmez odada öldürmekti.

Şanslıydım, Bedirhan'ı öldürdükten sonra o odayı görmüştüm.

En güzel yani içeride eğlenmemi sağlayacak oyuncakların olmasıydı.

Gürhan bana yaklaşırken bahçeye çıktım ve hızlı bir koşuşla diğer binaya girdim.

Arkamdan ateş de edemiyorlardı. Eğer ederlerse yakalanırlar.

Aslında sayıca fazlalar ama yine de makamlarını riske atmak istemiyorlar.

Ses geçirmez odaya girdiğimde kapının arkasına saklandım. Odaya girdiklerinde hamlemi yapacaktım.