günümüz.
Merdivenlerden birkaç metre uzakta bekliyordum servisi. Kışın soğuğu kasvetli bir şekilde, kuru ayazla vuruyordu bacaklarıma. Üzerimdeki şişme mont en azından üst yanımı sıcak tutuyordu. Sırtımdaki çantanın ağırlığı giderek fazlalaşıyor muydu? Yok, hayır... Yalnızca omuzlarımda derman yoktu.
Arkamdaki apartmanın, büyük demir kapısının açılıp kapanma sesini duydum ve sonra, mermer merdivenden inen adım seslerini... Yanıma gelene dek hızlıydılar fakat yanıma azıcık yanaştığında, adımların sahibi, yavaşlamıştı çokça.
Ve tam yanımda dindi sesler.
"Günaydın," dedi, solumdan duyduğum ses.
Kim olduğunu tahmin etmemek ne mümkün? "Tamam." dedim, sadece.
"Tamam mı? Manyak mısın oğlum sen? Tamam, ne? Günaydın denilince tamam mı denir? Aile terbiyesi desen o da yok... Resmen-"
"Yeter ya! Cidden yeter," Ona döndürdüm kafamı. "Ne boş yapıyorsun abi tepemde? Ne? He, söyle ne?"
"Resmen hödük bir ergensin, diyecektim ya... Çok sorun etme yani. Ama zorbaladın beni biraz. Fark ettin mi?"
"Fazla konuşuyorsun ve sen fazla konuştukça düşündüğüm ne varsa yoksa unutup duruyorum."
"Düşünecek ne oldu ki canım?"
"Bana canım deme." Kafamı çevirdim önüme ancak bakışlarım hâlâ onun gözlerindeydi.
"Neden?"
Bir cevap vermedim. Her şeyi sorguluyor, her şeyle ilgili konuşabilme potansiyeli taşıyordu. Böyle insanlardan pek haz etmiyordum. Ya da ben boş polemiğe girmeyi sevmiyordum, bilmiyorum.
Bakışlarımı da önümden akan trafiğe çevirdim.
"Neden, canım demeyecekmişim sana?" diye sordu, geçen iki dakikanın ardından.
"İtici." diyerek kestirip attım, daha fazla uzatmaması için.
"Ne?"
"Ne, ne? Ne bekliyordun?"
"Ne bileyim, canım ile ilgili mahcup bir anı falan."
"Tamam."
"Ne, yok mu?" diye sormaya devam ederken, artık kafamı duvarlara vurmamak için bir neden göremiyordum.
"Tamam."
"Sus ya, gerçekten gına getirdin ama he..."
"Ben mi?" diye sordum, elimi soluma doğru kaldırıp yatırdıktan sonra, bakışlarımı ona çevirdiğimde.
"Evet! Sen. Azıcık daha konuşsan sağır olacağım var ya... Sohbetine doyum olmuyor zaten."
Hayatı sorguluyordum şu an. "Neden buradasın? Beni deli etmek içinse başardığını söylemeliyim."
"Servis bekliyorum. Yoksa ne yapayım senin yanında ya?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ballı süt | bxb.
Ficção Adolescente"buradayım," iki çocukluk arkadaşı. efe ve batu. aralarına giren şehirler, ülkeler, koca bir gökyüzü ve silik hatıralar... hatıraların her detayını ezbere bilen batu bal, hatıralarını kayıplara karıştırmış efe süt... dev bir vicdan azabını bağrında...