Deon'un Elması

1.6K 186 28
                                    

BAY KLİŞE

12. Bölüm: Deon'un Elması


"Pass pass passera la derniere restera..."

Lokasyon Fransa olunca mırıldandığım şarkıların dili de Fransızca oluveriyor hemen. Doğan her zamanki neşeme her zamanki tersliğiyle pis bakışlar atıyor. Aslına bakarsanız pis bile denemez. Donuk birisi. Gözleri gibi, buzlu buzlu. Hatta dün kısılı kaldığımız eksi bilmem kaç derecedeki mahzende üşümemesinin sebebi de bu olabilir.

Yoksa... Yoksa Doğan mini boyutlarda bir Koca Ayak mı? Hani Yeti olanından? Mantıklı aslında. Dışı soğuk içi sıcak. Dondurmalı irmik helvası gibi. Canım çekmedi desek yalan olur. Maviş gözlü olduğu için şirinler aromalı dondurmalı irmik helvası gibi tadacaktır.

"Ne oldu?" diye kıpırdıyor dudakları, "Neden öyle garip garip bakıyorsun suratıma?"

"Boş ver." diyorum gülerek. Koca ayak olup olmadığı da sorulmaz şimdi, ayıp olur. Dondurmayı da ben sormam. Dış sesim hemen yeni bir şarkıya geçiş yapıyor: "Boş ver kılıfımı boş ver, benim içim güzel... Boş ver süsü püsü boş ver, sade sade bana gel..."

Size söylemiş miydim bilmiyorum ama sesim o kadar da güzel değil. Sürekli şarkı söylüyorum diye yanlış anlaşılsın istemem. Bu sadece zihnimin ritmini dünyaya yansıtış şeklim.

"Tüm gün böyle aşık aşık dolanmayacaksın inşallah?" diyor Doğan.

Gözlerimi ondan çekip ileriden bize yürüyen Hakan'a çevirmişim çünkü. Söylediğim şarkıyı ona söylediğimi mi sandı acaba? Ne alakası var derdim ama eski sevgilim yalanından ben sorumlu olduğum için susmak durumundayım.

Lobide bekliyoruz yarım saattir, sabah erkenden Hakan'ın toplantısında çevirmenlik yaptım ve şimdi de hep birlikte gezeceğiz. Hep birlikte, dikkatinizi çekiyorum. Doğan yakamı bırakmıyor bir türlü. Gerçekten eşim olsa ya da sevgilim, çok etkilenebilirdim ama şimdi sadece sinir bozucu. Onu seviyor olsam bile, evet. Çünkü onu severek her şeyi berbat ettim zaten, bir de her şeyine ölüp bitmek istemiyorum. Ayıp değil mi bana?

"İstediğim gibi dolanırım." diyorum gevşekçe, "Paris keyfimi daha fazla bozmayacaksın inşallah?"

Suratı daha da asılıyor, kollarını önünde kavuşturmuş. Sanki dünyayı bana zulüm etmeye kararlı gibi davranması size de garip gelmiyor mu? Az önce okuduğu gazeteyi katlayıp bırakmış yanındaki sehpaya. Bize yaklaşan Hakan'a bakıyor dimdik.

"Aa, Doğan? Sen de mi buradaydın?" diyor hayretle Hakan. Şaşırmakta haklı. Formaliteden kocamın burada olması epey alakasız oldu. Kıskanç sahte koca sendromu işte Hakancım, bensiz yapamamalar filan.

"Göründüğü üzere öyle Hakan." diyor Doğan sahte bir kibarlıkla ve ayağa kalkıp elini sıkıyor, "Nasıl gidiyor bakalım? İşler yolunda mı?"

"İyii." Hakan son harfi uzatırken durum hakkında soru sorar gibi bana bakıyor, omuz silkiyorum.

"Doğan da bize eşlik etmek istemiş, küçük bir kaçamak yapmış."

Bay Klişe (TAMAMLANDI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin