Bay Klişe
17. Bölüm
"Sendeki kaşlar bende de olaydı yaar!" Ellerimi yan yan kıvırarak gerdan kırıyorum. "Rastığı benden, ela gözü senden, ela gözlü güzel yarim ayrılamam ben senden!"
Doğan odamda bitiyor. "Keyfin gıcır bakıyorum?"
Hızla ona dönüyorum, omuzlarımı Kemal Sunal gibi sallayarak. "Gıcır mı? Argo da mı konuşurmuş beyimiz?"
Önüne eğiliyorum, hala oynuyorum çünkü. Suratı buruşuyor, spor bir çorap ve ayakkabı giyerken. "Ben de şaşırdım."
Bugün çok spor ve enerjiğiz. Çünkü pikniğe gidiyoruz! Doğan, Kenan ve Harika ile anlaşmış, ormana gidecekmişiz. Heyecanlıyım çok.
Turuncu kaprim ve üstüne geçirdiğim siyah kocaman tişörtümle çok rahatım. Özellikle rahat giyindim çünkü dün top ve ip aldım spor marketinden. Bu kez oynayacağım o ortada sıçanı!
"Hamak nerede?" diye zıplıyorum, "Aman unutmayalım. Bir sürü para bayıldım ona!"
İki topuz yaptığım saçımı anlaşılmaz bir ifadeyle süzüyor Doğan. "Arabaya yerleştirdim bile. Piknik sepetimizi de koydum."
"Harika!"
Sek sek sekerekten ve de bade süzerekten merdivenlerden iniyorum, Doğan da sakin sakin yürüyor arkamda. Kot şort ve beyaz tişörtüyle çok tatlı ama bunu bilemeyecek ne yazık ki.
Arabasına adeta atlıyorum. Üstü açık olsaydı atlardım ne yapalım.
"Hop tirili lay lay, lay lay lilay lom!"
Doğan da ıslığıyla eşlik ediyor hemen. Bu ıslık işini sevmeye başladım. Ben çalamıyorum ama olsun.
Islığını kesip bana dönüyor arabayı çalıştırırken, "Pikniği iyi düşünmüşüz, değil mi? İnsanın doğaya ihtiyacı oluyor."
"Evet! Gerçi siz zenginlerin bahçesi de aynı şey sayılır ama piknik ruhu başka!" Gözlerimi kısıp imayla gülüyorum, "Bunu parayla elde edemezsiniz bak."
O da gülüyor, "Biz de piknik yapıyoruz herhalde."
"Ondan şüpheliyim cınım."
"Cınım?" diye soruyor hala gülerek. Canım demek istediğim zamanlarda cınım derim hep. Ama ona canım demek istediğimden haberi yok elbette.
"Evet." Kafamı sallayıp cebime depoladığım leblebilerden bir tane atıyorum ağzıma, son derece önemli bir bahis çünkü. "Bugs Bunny üstadımdan öğrendiğim bir deyiş. Samimi ve gerçek."
Doğan maviş gözlerini büyütüyor, "Bana yok mu?"
Leblebiyi kast ettiğini sonradan anlıyorum. Omuz silkiyorum.
"Bu zevkten de mahrum olduğunuzu düşünmüştüm. Cebine doldurman ve oradan yemen lazım."
Şaşırtıcı bir şey yapıyor. Arabayı sağa çekiyor ve elini uzatıyor.
"Ne? İstiyor musun yani?"
Kafa sallıyor, "Evet, sakıncası mı var?"
Allah Allah? Doğan? Ben de yediğim leblebinin cebime girince kirleneceğini söyleyecek sanmıştım. Leblebi yenir mi zaten diyecek sanmıştım.
Gülmemek için dudaklarımı sıkarak sol cebimden bir avuç koyuyorum elimde. Oturduğu koltukta doğrulup şortunun cebine yerleştirip bir tane de ağzına atıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Klişe (TAMAMLANDI)
HumorRomantik filmlerden ve kitaplardan gına gelmedi mi? Hepsi birbirine benziyor. Derken... Bakın şu işe, aşık olduğum adam tüm klişeleri kendinde toplamış gibi bir şey. Bu da hayatın bana tekmesi oluyor sanırım. 1. Zengin bir züppe. 2. Benden hiç hoşla...