BAY KLİŞE
4. Bölüm
"Onun aşkı bana extra large, onun aşkı bana extra large, onun aşkı bana extra large! Giydim ama benim boyum kaç, benim kilom kaç, daha benim yaşım kaç..."
"Cidden, kilon kaç senin?"
Şarkıma saygısız bir dalış yapıyor Doğan, o rahatsız edici süzen bakışları eşliğinde.
"Konuyla ne ilgisi var şimdi?" diye geçiştiriyorum, "Sayılara takık bir insanoğlu ile karşı karşıyayız yine. Kaç bedenmişim, dün akşam yediğim çikolatalı pasta kaç kaloriymiş, yok efendim boy kilo endeksim kaçmış... Matematikçiler dışında kalan herkes sayıları rahat bırakabilir mi lütfen?"
Haklı isyanımdan anladığınız üzere biraz fazlam var. Ama kime göre fazla canım? Doğan kaşlarını kaldırıp yanağını içeriden ısırıyor yanımızdaki tezgahtar kıza dönerken, "Hanımefendi getireceği gelinlik için sormuştu ya, ondan dedim."
"Birkaç tane getirin, ben seçerim, nasıl fikir?" Doğan yeterince dalga geçiyor çünkü. Kız gidince yumruğumu sıkıyorum, "Gelinliği neden seninle seçiyormuşum? Çok saçma! Damadın görmesi uğursuzluk getirir bir kere. Geleneklerimize saygı duy biraz."
Bana bininci kez buzdolabı kapağına benzeyen ciddi suratını gösteriyor. "Bizim evliliğimizde uğurlu olan bir şey yok zaten. Biliyorum, her genç kızın hayalidir ama..."
Aynı fikirde değilim. Bu evlilik bana bir sürü para getiriyor. Para eşittir uğur, şans ve mutluluk. Hem... Ben onun yanında olmaktan onun kadar rahatsız olmuyorum. Sanırım beni aylardır umursamaması... Ya da tamam, siz yabancı değilsiniz, benden resmen nefret etmesi benim için bir takıntıya sebep oldu.
Ciddi bir şey olmamasını umut ediyoruz..."Hayalim bu değildi. Sen hiç değildin züppe."
Aynaya bakıyorum. Belimden başlayan kocaman kabarık bir etek görünüyor sadece. Nefesimi üflüyorum.
"Şuna bak, eteğimin altına beş kişi rahat sığar."
Tek kaşını kaldırıyor incelerken. Sonra yavaşça sırıtıyor.
Doğan ne zaman gülse benim aleyhime bir şeyler oluyor. Belki de bir fesatlık söz konusu o gözlerin arkasında. Belki de fesat olan benimdir ama ne olur ne olmaz. O yüzden koşarak kabine dönüyorum."Diğer modeli getirsene bir de."
Doğan, tam bir kibarlıkla, gelinliği kabine yukarıdan fırlatıyor. Kafamdan aşağı dökülen bir ton ağırlığındaki beyaz tülle boğularak az kalsın ölüyorum.
Aptal herif."DOĞAN MISIN SOĞAN MI BE ADAM."
Kısa bir kahkaha geliyor. Yok artık. Yanlış duymuş olmalıyım.
Doğan kahkaha da mı atabiliyormuş? Haftalarca birlikte çalıştık, ekip arkadaşıydık. Tüm o somurtuk yüzü bana mı özelmiş?"Sıkıldım ben. Hızlı ol biraz."
Ben de sıkıldım herhalde. Ayrıca ter içinde kalan da benim. O klimalı salonda, güzel görevli kızların yanında rahatça oturuyor.
"Asıl ben sıkıldım be! Sen kendini lunapark treni mi sanıyorsun dümbel- neyse."
Dışarı çıkıp aynaya bakıyorum. "I ıh. Bununla da babaanne gibiyim."
Güzellik mi çirkinlik mi havuz başında heykellik mi... LÜTFEN GÜZELLİK ARTIK YA BİR KERE OLSUN DOĞRU ŞIKKI SEÇEYİM.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Klişe (TAMAMLANDI)
HumorRomantik filmlerden ve kitaplardan gına gelmedi mi? Hepsi birbirine benziyor. Derken... Bakın şu işe, aşık olduğum adam tüm klişeleri kendinde toplamış gibi bir şey. Bu da hayatın bana tekmesi oluyor sanırım. 1. Zengin bir züppe. 2. Benden hiç hoşla...