Bay Klişe
25. Bölüm
"Hava ayaz mı ayaz," diye fısıldıyorum kayın validemin olduğu tarafa göz ucuyla bakarak, ayaz biri çünkü, "ellerim ceplerimde. Bir türkü tutturmuşum, duyuyorsun değil mi..."
"Ne yazık ki duyuyoruz." diyor sertçe, Yeşim Atalay.
Yanımda oturan Doğan kulağıma eğiliyor, "Lida, cidden mi?"
Ne var şarkı söylemeden duramıyorsak? Gözlerimi azarlanmış çocuk haliyle yere indiriyorum, spor ayakkabılarıma. Ben neden bunlara uyup kaç aydır ayakkabıyla filan geziyorum bu evde sahi? Ayaklarım her gece ağrıyor benim ya!
Doğan da ayaklarına bakıyor. Karşımızdaki koltuğa Sami Atalay kurulmuş, elindeki telefondan borsayı takip ediyor. Yeşim Atalay ise çaprazımızda, ayakta. Üstünde turuncu gömleğim var...
Kusmuk vakasından sonra sinir krizi eşliğinde kısa bir duş alıp (duşumuzun ne kadar küçük olduğu hakkında defalarca söylenerek) kıyafetlerimden en sade ve şık olanını seçmeye çalıştı. Hemen hepsini elinin ucuyla tutup sonra da yatağıma doğru fırlattı ve bu gömleği yüzündeki o ifade hiç değişmeden giydi.
"Bu böyle devam edemez!" diyor tiz sesiyle, "Çıldıracağım şimdi!"
Uzun topuklularıyla ölçülü voltalar atıp önümüze geliyor. Şu mükemmel mükemmel hareketleri var ya, hep Doğan.
"Özür diledim ya anne."
"Miden neden bozuldu senin? Hassas bir çocuk olduğunu bilmiyor musun?"
Bu sırada bana öyle bir bakış atıyor ki çocuğunu benim bozduğum apaçık.
Dudağımı ısırıyorum, "Daha önce sokak döneri yemediğinden mütevellit..." Gözlerini görünce kekeliyorum: "Muh... Muhtemelen... Filhakika... Binaenaleyh..."
"Ne diyorsun Lida?" derken gülmemek için kendini sıkıyor Doğan. Ne diyorum?
Sami Bey kafasını telefondan kaldırmıyor, "Yeşim fırtınasıyla yüz yıl geçmişe uçtu kız."
"Zevzekliği kesin!"
Hah. Doğan annişinden öğrenmiş meğer geçen sene bana taktığı lakabı. SİZSİNİZ ZEVZEK. Yan tarafa dönüp dilimi çıkarıyorum.
"Sokak döneri diyor. Oğluma sokak döneri yedirmiş! Şu kıyafete bak. Çıldırmamak işten değil!" Tıslıyor, "O dili de gördüm küçük hanım!"
Ne varmış kıyafetimde? Sizin oğlunuz da bana aşırı lüks yemekler yedirmişti, havuz partisine götürmüştü, ben bir şey dedim mi? Boğaz manzaralı gezileri, aşık olduğum parkları söylemiyorum bile...
Aa, bu adam beni ne güzel gezdirmiş öyle ya. Ben de bana hiç önem vermiyor sanıyordum. Gözlerimden kalpler fışkırarak Doğan'a bakıyorum, omuzlarımız birbirine değiyor. Doğan'ın kaşları çatık. İçimde yaşadığım romantizmin farkında değil zira anneciği tarafından paylanmakta.
"Anne abartmasan mı?"
"Annen haklı Doğan." Babası da müdahale ediyor ve maalesef o da bizden yana değil. "Bu rezilliği ne zaman bitirirsin diye bekledik ama aklın başına gelmedi bir türlü."
"Bu rezillik derken? Ha, benden bahsetti galiba."
"O ne demek baba? Siz ne dediğinizin farkında mısınız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Klişe (TAMAMLANDI)
HumorRomantik filmlerden ve kitaplardan gına gelmedi mi? Hepsi birbirine benziyor. Derken... Bakın şu işe, aşık olduğum adam tüm klişeleri kendinde toplamış gibi bir şey. Bu da hayatın bana tekmesi oluyor sanırım. 1. Zengin bir züppe. 2. Benden hiç hoşla...