29.BÖLÜM

131 38 30
                                    

(Bölüm Şarkısı: Cro & Danju - Meine Gang (Bang Bang))

"3 dediğimde ateş açacağız. Ben sizi koruyacağım, siz de kapıya doğru koşacaksınız. Anlaştık mı?" Jonas, bana ve Martha'ya onay beklercesine bakınca ikimiz de başımızı aşağı yukarı sallayarak onu onayladık. Her ne kadar onaylasam da bu durumu tasvip etmemekle beraber korkuyordum da.

"Korkma." Jonas, elini saçlarımın arasına daldırıp saçlarımı okşadı. Nefesimi tuttum. "Sana bir şey olmasına asla izin vermem! Yani size. İkinize."

Gergince gülümsediğimde elini yanağıma kaydırıp gamzeme dokundu ve geri çekildi. Utançla bakışlarımı kaçırdığımda Martha ile göz göze geldik. Bana ve Jonas'a sırıtarak bakıp jest ile mimiklerini şekilden şekle sokuyordu. Pekâlâ, şu andan itibaren her şeyi yanlış anlamaya ve algılamaya müsaittim.

"Hazır olun, kızlar. 3 dediğim de."

Jonas'ın "1-" demesiyle olduğum yerden çıktım ve elimde tam otomatik moduna ayarlı Uzi'yle çığlık atıp rastgele etrafa ateş etmeye başladım. Kuyruğuna basılmış kedi gibi kendimi oradan oraya atarken Martha ve Jonas şok içinde bana bakıyorlardı. Korkuyla yeniden onların yanına çömeldiğimde nefes nefese kalmıştım ve vücudum sıtma krizi geçiren biri gibi titriyordu.

"3 dediğimde demiştim."

"Affedersin. Telaşlandım."

"Pekâlâ, sen bir sayı seç."

"3 iyi."

"1-2-3!"

Yerimizden çıkıp kapıya doğru ilerlerken ben yine çığlık attım ve kendimi oradan oraya atıp sekerek dolaba çarptım. Tanrım, neden sanki Tutku ve Giray'la bahçedekileri temizlemeye çıkmamıştım ki? Ya da Pamir ve Hilde ile çatıda keskin nişancılık yapabilirdim. Daha silah bile tutamıyordum. Ne keskin nişancılığından ve temizliğinden bahsediyordum, Allah aşkına?

"Dikkat et!" Diyip üzerime atlayan Martha ile yere düştüm. Sırtımı sert bir şekilde çarptığım için acıyla inledim. Jonas ise, o esnada adamları öldürmekle meşguldü. Tanrım! O eskiden zanlıydı ama şimdi gerçekten bir katil olmuştu! Aslında, bu yaptığı meşru müdafaaya giriyordu. Ahlaki açıdan ise doğruluğu tartışılırdı. Şu durumda düşündüğüm şey gerçekten bu muydu?

"İyi misiniz?" Jonas, yanımıza geldiğinde uzandığım yerden yorgun bir ifadeyle ona baktım. İyi miydim? Bilmiyordum.

"Ben gayet iyiyim Jonas ama Safir'den şüpheliyim. Neredeyse kendini öldürtüyordu." Martha'nın kinayeli cümlesine karşın Jonas'ın bakışları yeniden beni buldu. Ve ben, bunca yaşanın üstüne daha fazla kendimi tutamayıp düştüğüm yerden kalkıp diklenerek patladım.

"Ne? Kim olduklarını, neden saldırdıklarını bilmediğim bir ateş hattının ortasında ve kurşunların arasında kaldım! Üstelik hedef olarak! Silah kullanmayı geç hayatımda hiç elime silah almadım! Ama şu an, elimde bir silah tutuyorum! Ve ateş ettim! Hem de sayamadığım kadar çok! Ayrıca korkmuş, kaygılı, endişeli ve telaşlıyım! Öte yandan, annemin ve babamın beni Türkiye'ye geri götüreceklerini arkadaşlarımdan öğreniyorum! Onlara bunun için kızdım! Onları kırdım! Üstelik, buna hakkım yoktu! Çünkü onlar haklıydılar! Bu ailevi bir mevzuydu! Ailemden öğrenmem doğru olanıydı! Ama anlaşılan o ki, ailem bunu benimle paylaşamayacak kadar değersiz bulmuş beni! Bu yüzden çok üzgün hissediyorum! Kafam çok karışık! Yalnız ve kaybolmuş gibiyim! Ve yorgunum. Çünkü son zamanlardaki ben, ben değilim! Kendimi bulamamaktan yoruldum! Saçma düşüncelerimden, söylemlerimden ve davranışlarımdan sıkıldım! Aynı şeyleri yaşamaktan bıktım! Tüm bunlardan sonra, yaşananları normal bir şekilde karşılamamı bekliyorsanız benden, beklemeyin! Çünkü ben, şu sıralar yıkılmaya hazır bir enkazdan fazlası değilim!" Sinirle gözümden akan yaşları sildim.

"Gitmek istemiyorum! Burada kalmak istiyorum!" Jonas, beni kendine çekip sıkıca sarıldığında ben de ona karşılık verdim. Sanırım, bazen tek ihtiyacımız olan birine ya da bir şeye sarılmaktı. Kim ya da ne olduğu fark etmezdi. Sadece sarılmak yeterliydi.

"Sen istemediğin sürece kimsenin seni bir yere götürmesine izin vermeyeceğim, Mahur." Saçıma bir öpücük bıraktığında yaşlı gözlerim ardından gülümsedim.

"Eller yukarı!" Geri çekildiğimde şaşkın bakışlarım önce, Jonas ve Martha'yı sonrada, sesin sahibini buldu. Gözbebeklerim korkuyla büyürken bize doğrultulan silahlardan ötürü ellerimizi yukarı kaldırdık.

-venusdarca

BİRSAM | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin