47.BÖLÜM

155 37 68
                                    

MahurTaskın: İstediğin gibi, sizi karşı karşıya getirip hesaplaşmanızı sağlayacağım.

MahurTaskın: Ama sen de karşılığında istediğimi yapacaksın.

MahurTaskın: Söz verdin, unutma.

Redrum: Merak etme, ben verdiğim sözleri her zaman tutarım.

Redrum: Sen, sadece elini çabuk tut.

Redrum: Yakında istediğin olacak. Hatta, istediğimiz.

Gözlerimi devirdim. Tabi, beni bulursan. Siz, kedi köpek gibi birbirinizi yerken ben çok uzaklarda olacağım ve siz, bunu anladığınızda çok geç olacak. Beni asla bulamayacaksınız. Kendi pisliğiniz de boğulacaksınız...

 Kendi pisliğiniz de boğulacaksınız

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Bölüm Şarkısı/1: Raye - Flowers)

"Lahmacun! Yanında buz gibi ayran, lahmacun!" Hepimiz umutsuzca Giray'a bakarken o dördüncü lahmacununu yemekle meşguldü. Tanrım! Midesi nasıl o kadarını kabul edebiliyordu? Üstüne bir de gayet fit görünüyordu. "Edalı, cilveli lahmacun!" Şarkısına devam ederken başımı olumsuzca iki yana sallayıp sardığım ikinci lahmacunumdan ufak bir ısırık aldım.

"Ağzına bir tane çarpacağım en sonunda, o olacak! Ağzın doluyken konuşma diye kaç kere söyledik, lan sana?" Pamir'in sitemine karşın Giray, ağzını açıp hepimize gösterdi. Ew!

"Piçlik yapma lan!"

"Geri zekalı!

"Hayvan!"

"Pislik!"

"Aptal!"

"İki doyumluk zevkimiz vardı, sağ ol yani Giray." Tutku'nun konuşma şekline karşın garipçe bir ifadeyle ona baktığımda; Giray gülümsedi.

"Sen de mi, be yavrum?"

"Ben de be, medeniyetsiz."

"İyi aman be! Size de şaka yapılmıyor!"

"Senin şaka anlayışı si-seveyim!"

Bu akşam Avrupa Futbol Şampiyonası şampiyonluk maçı vardı. Norveç ve İsveç arasında oynanacaktı. Jonas'ın markette ortaya sunduğu fikir sonucu maçı, hep birlikte izlemeye karar vermiştik. Tabi öncesinde beraber akşam yemeği yemiştik ve Giray'ın iğrençliğiyle son bulan akşam yemeğinin ardından, sofrayı hızlıca toplamıştık.

Masanın üstündeki elmalı turtaları alıp salona geçtim. Hilde'de, peşime atıştırmalıkları getirip masaya yerleştirdi. Tekrar mutfağa döndüğümüzde Pamir, çay bardaklarını tepsiye diziyordu. Martin'de dizilen bardaklara çay dolduruyordu. İşlem tamamlanınca yeniden salona geçtik ve ben, ne olduğunu anlamadan Giray, kolumdan tutup beni odasının ortasına çekti.

"Önce Mahur'dan başlayalım." Ne olduğunu anlamaya çalışırcasına Tutku'ya baktığımda elindeki boyaları işaret etti.

"Yanaklarına Norveç bayrağı çizeceğim."

BİRSAM | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin