56.BÖLÜM

121 37 11
                                    

OPERASYONDAN BİRKAÇ SAAT ÖNCE...

(Bölüm Şarkısı/1: Allison Girvan & Don Macdonald - Norwegian Lullaby)

Hastane camına yansıyan ve benden daha karanlık olup geceyi aydınlatan ay ışığına baktım. Bakıp son 5 yılımın nasıl geçtiğini, beni nasıl yaşayan bir ölüye çevirdiğini düşündüm. Yaşadıklarım, her akşam olduğu gibi bir bir yeniden gözümün önünde canlanırken Mahur'un vurulduğu güne gitti, zihnim.

O gün bir karar vermiştim ve bu kararımı uygulayacaktım. Karlee'yle ve iş birlikçileriyle hesaplaşacaktım. Hayatımızı yalana çeviren, yazıp, çizip, bize oynatan o pislikleri ortadan kaldıracaktım. Bunu yapacaktım. Onunla hesaplaşıp her şeyi sonlandıracaktım. Ardından da, Organizasyon Timi'nden ayrılacaktım. Bunu önce kendim için, sonra da Mahur, çocuklarım ve sevdiğim herkes için yapacaktım.

Kendimi, kendim olarak en önemlisi de; doğru ve sapmamış bir gerçek olarak, yeniden
var edecektim.

Bakışlarım Mahur'u buldu. Belki, onu ben seçmemiştim. O da beni. Ama şu bir gerçekti ki, ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın, o benim hayatımın aşkıydı. Hep öyle kalcaktı. Onsuz yalnızdım. Karanlık bir labirentin içinde kaybolmuştum. Yönümü bulamıyordum. Uyanmalı ve ışığım olup yönümü bulmamda bana yardımcı olmalıydı. Bu sefer pusula o olmalıydı. Altın pusulam olmalıydı. Işığım olmalıydı. Benim ve çocuklarımızın.

Çocuklarımız... Ne kadar güzel bir kelamdı. Bizi tamamlayıp bir bütün yapan ve yeniden var olmamızı sağlayacak olan eşsiz bir kelam...

Sigaramdan bir duman daha çektiğimde başıma giren ağrıyla sigara izmaritini küllüğe bastırarak söndürüp ellerimi başıma götürdüm ve masaj yapar gibi şakaklarıma baskı uyguladım. Dün gece doğru düzgün uyuyamamıştım. Aslında, uzun zamandır doğru düzgün uyuduğum söylenemezdi. Çünkü kabullenemiyordum. Bana ait olmayan benliğimi... Onsuzluğu, onun benden alınmasını, benim seçimim olmamasını kabullenemiyordum. O benden gittikten sonra ruhuma yerleşen huzursuzluğu ve üzerimde bıraktığı boğucu etkiyi aşamamıştım.

Hasrettim ona. Gülüşüne, kokusuna, tenine, her şeyine... İçimde yaşadığım içsel münakaşa hasretimi ikiye katlıyordu. İnanıyordum. Uyanacaktı. Uyanacak ve hayat dolu mavi gözleri ardından yeniden aşkla bakacaktı bana. Sonra evlenecektik ve birlikte çocuklarımızı büyütecektik. Bizim çocuklarımızı... Belki sonrasında torunlarımızı... Bunun düşüncesi bile, akla hayale sığmazdı. Tanrım! Baba olacaktım. Ondan ve benden iki parça. Bizim bebeklerimiz.

Heyecanla arkamı dönüp yatakta huzur içinde uyuyan sevgilime doğru adımladım. Yanı başındaki sandalyeye oturup elimi 5 aylık olmasına rağmen, ikiz olduklarından ötürü 8 aylık görünen karnına yerleştirip okşadım.

"Merhaba, benim güzel meleklerim. Bu zamana kadar sizinle konuşmaya cesaret edemedim. Çünkü korktum. Ama sonunda cesaretimi topladım. İşte buradayım. Ve konuşmak için hazırım. Daha önce bu duyguyu tatmadığım için nasıl baba olunur, bilmiyorum ama bunu sizinle öğreneceğimi biliyorum. Ben sadece sevmeyi biliyorum. Onu da annenizden öğrendim ama bencil oldum, sevgimde. Bu yüzden bazen uzaktan bazen de okşayarak sevdim, sizi. Hissetmenizi istedim, beni. Belki de korkup kaçtığım için bu bahanenin altına sığınıyorum. Bilmiyorum. Sadece sizi ve annenizi çok sevdiğimi, her daim koruyacağımı biliyorum." Gözümden akan yaşları silip derin bir soluk aldım ve konuşmama devam ettim.

"Kaybolmuş gibi hissediyorum. Siz ve anneniz olmadan... Annenize söyleyin; onu çok özledim. Bir an önce uyansın. Uyansın ve yeniden nefes alıp yaşamamı sağlasın. Babanızın annenize ve size çok ihtiyacı var, meleklerim. Babanız çok yalnız. Ve sizin, bana hissettirdiğiniz bu özel duyguyu annenizle paylaşıp yaşamak istiyor. Biliyor musunuz, çok korkuyorum. Sizi kaybetmekten ve iyi bir baba olamamaktan çok korkuyorum. Korkularıma rağmen çabalıyorum. Çabalayacağımda. Baba olmak kolay. Lakin, iyi ve gerçek bir baba olmak hiç kolay değil. Ama merak etmeyin. Size dünyanın en iyi babası olup sizi sevgiye boğacağım. Hatta, sizi o kadar çok seveceğim ki; baba, yeter bu kadar. Anladık, bizi çok seviyorsun, diyeceksiniz ama ben, bu sefer daha çok seveceğim, sizi. Her şeyi sizinle yaşayacağım. Sizinle hayata yeniden başlayıp kendimi bulacağım ve yine, sizinle bu hayata veda edeceğim, benim güzel meleklerim. Buradayım. Buradayım ve büyük bir heyecanla sizin bana gelmenizi bekliyorum. Sizi seviyorum meleklerim. Sizi çok ama çok seviyorum."

BİRSAM | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin