37.BÖLÜM

131 38 40
                                    

(Bölüm Şarkısı/1: Taska Black - No Paradise)

18.09.2013/Çarşamba
Saat: 03.18
Part/3

"Her şey buraya kadar! Yolun sonuna geldin, Larsen!" Adam şuh bir kahkaha attığında yüzümü buruşturdum. İsminin Isak ya da Jonas olduğunu öğrendiğim adam, alayla gülümsedi.

"Daha uzatmaları oynamaya başlamadık, Karlee. O yüzden hiçbir şey bitmiş sayılmaz!" Jenell, kaşlarını çattığında Isak, yaralı olmasına rağmen beni arkasına alarak bedenini bana siper etti.

"Artık, küçük şakalarına kanmıyorum." Diyip, Isak'in ayağının önüne ateş etti, Jenell. "Daha çok kendim uygulamalı olarak küçük şaklar yapıyorum. Nasıl komik mi, Jonas?"

Isak, istifini bozmadan kıstığı gözleri ardından Jenell'e meydan okurcasına bakıyordu. Bense, az önceki korkmuyorum havalarımın balonlarını söndürmüş ve o söndürdüğüm balonların arkasına saklanarak burada ne arıyorum ben, moduna girmiştim, çoktan.

Aptaldım! Ve aptal olduğum kadar bir gerçek vardı ki, o da zihnimin kontrolü ben de değil, içinde kaybolduğum duygularım ve düşüncelerimin hakimiyeti altındaydı.

"Pekâlâ, bu kadar eğlence yeter!" Jenell, tam ateş edecekken üzerine yansıyan kırmızı ışıkla keskin nişancı tarafından hem elinden hem de karnından vurularak yere düştü. Çığlık atıp birkaç adım gerilediğimde Jenell, yerde acı içinde kıvranıyordu.

"İşte, şimdi şakalar komik olmaya başladı Jenell. Sen ne dersin?" Diyip, güldü Isak.

"Zamanlaman harika!"

"Yine harika mıyım, ne?" Giray, ağaçtan atlayıp elindeki silahı yere dayadı ve poz verir gibi silaha yaslandığında benimle göz göze geldi. Gözleri dehşetle irileşti.

"Siktir! Siktir! Siktir! Mahur! Senin burada ne işin var, lan?" Komik, eğlenceli, kendi halinde ve şirin bir kafe işlettiğini düşündüğüm ev arkadaşım aslında, keskin bir nişancıydı ve az önce birini vurmuştu.

"Tanışıyor musunuz, siz?"

"Bahsettiğim ev arkadaşım."

"Siktir!"

"Boku yedim!"

"Şimdiden geçmiş olsun."

"Neden?"

"Ağzı iyi laf yapıyor. Muhtemelen, çenesiyle seni öldürecek. Bom!" Diyip Isak, iki yana açtığı kollarıyla Giray'a doğru atıldığında Giray, irkilip geriye doğru sendeledi.

"Hey! Farkındaysanız ben de buradayım ve sizi duyabiliyorum!" İkisi de eğlenen bir ifadeyle ellerini havaya kaldırdıklarında öfkeyle onlara baktım.

"Kadınlar ve çeneleri." Jenell'in homurtusuyla bakışlarım onu buldu. "Kapat çeneni ve acı içinde kıvranmaya devam et!" Diyip öfkeli bakışlarımı, yeniden Giray'a çevirdim.

"Ne bu? Her türü içinde barındıran, düşük bütçeli, absürt bir Hollywood filmi mi? Pardon ama sizce her şey normal mi? Gece yarısı ormanda toplanmışsınız! Elinizde ne idüğü belirsiz bir flaş bellek! Üstelik, bu flaş bellek fiyatıyla tüm dünyayı satın alır! Siz de bunun için kavga edip birbirinize silah çekiyorsunuz! Birbirinizi öldürüyorsunuz! Ya, daha da önemlisi sizin için can almak bu kadar kolay ve normal mi, gerçekten?" Sinirle soluklanıp gökyüzüne baktım. "Allah'ım görüyorsun. Benim tek suçum yanlış zamanda yanlış yerde olup görmemem gereken şeyler görüp duymamam gereken şeyler duymam. Bu durum tamamen Redrum zorundalığı doğrultusunda olsa da sen konuyu biliyorsun, Allah'ım." Üçü de benim gibi gökyüzüne şaşkınca bakınca ayağımı öne doğru vurup irkilmelerini sağladım.

BİRSAM | YARI TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin