21. Bölüm

1.3K 358 197
                                    


"En yakın zamanda boşunacaz."

Bu söz Berdil'in aklın da adeta dakikalarca yankılanmıştı. Boşanmak istemiyordu ondan, seviyordu onu en acısı hislerini sevdiği adam bilmiyordu. Bağlanmıştı ona onsuz bir hayat nasıl geçer diye düşündü. Her sabah kalktığında sevdiğinin yüzünü göremeyecekti. Her akşam sevdiği uyuduktan sonra derin derin bakamayacaktı. Sesini duyamayacaktı, onun arada şaka olmayan şakalarını duymayacaktı. Acıydı onun için ayrılmak. Boğazına sanki koca bir yumruk oturmuştu. Ne söyleyeceğini bilemediğinden sustu.

Berken bu yüzü düşmüş gözleri dolmuş üzüntü dolu ifadeyle karşılaşacağını beklemiyordu. Neden üzüldü ki şimdi, diye düşündü. Ama anlayamadı gerçek sebebini tahmin edemiyordu Berdil'in ondan ayrılmak istemediğini, onu sevdiğini. Nerden bilicekti Berken nasıl düşünecekti. O bu evliliğin başından beri sanıyordu ki Berdil ondan nefret ediyor her dakika ondan kurtulmak istiyor. Peki neden di bu üzüntü. Merakını gidermek için konuşmasına devam etti.

"Öyle felaketler geldi ki başa ayrılmaya, boşanmaya firsat olmadı. Ama merak etme senin bu konakta son günlerin. En kısa zamanda ailenide alıp uzaklara gidersiniz. Merak etme babamda, dedemde sizi rahatsız edmeyecek. Ben bi yolunu bulurum. " Diye söylediğinde bu sefer daha dikatle baktı Berdil'in yüzüne. Bu sefer zorla gülüyormuş gibiydi. Gülümseyip o parıldayan dişlerini gösterdiği sıra da,

"Peki ne zaman boşanıcaz?" Diye sordu.

"Hele bi Helin'in düğünü olsun bitsin o zaman boşanırız. " Hala beklediği mutluluğu görememişti Berdil'de. Bu sefer açık açık sordu.

"Sen yoksa boşanacağımıza sevinmedin mi?"

Berdil sahte bir kahkaya atıp ayaklandı.
Iço kan ağlarken gülmek misali gülümsüyordu.

"Ahaa ha ha sevinmez olur muyum. Tabiki de çok sevindim. Düşünsene hayatımda artık Berken diye biri olmayacak. Saburerlerden her hangi biri olmayacak. Ben sevinmeyim de kim sevinsin." Dediğinde zor tutmuştu akmaya hazır göz yaşlarını.

"Ben Helin'i daha fazla bekletmeyeyim." Diyerek odadan çıktı. Çıktığında ise yaptığı; eleriyle sıkıca ağzını kapatıp göz yaşlarını akıtmak oldu. Kapıya dayamıştı sırtını kapının açılmasıyla arkasını dönmeden merdivenlere koştu. Berken'in ağlarken görmesini istememişti. Berken hızla oradan ayrılan Berdil'e hiç bir anlam verememişti.

Berdil konağı bahçeye bağlayan kapıdan çıkıp mutfağa indi. Mutfağa girdiğinde etrafına çalışanlar toplanmış koca bir panikle kahve yapmaya çalışan Helin'i gördü. Süt ocakta kaynıyor oda eline kahve paketini almış öylece bekliyordu. Dakikalarca Berdil'i beklemişti. Hizmetçiler biz yapalım desede o Berdil'in katkıda bulunmasını istemişti. Berdil'i karşısısın da görmesiyle,

"Berdil sonun da inebildin. Hadi gelde kahve yapmama yardım et" dedi .

Berdil başını tamam dercesine saladıktan sonra,

"Tamam o vakit hemen kahve yapmaya baslayalım. Biraz daha geç yaparsak misafirler seni istemeden gidicek." dedi şakayla karışık.

"Yia! Nereye gidiyomuşlar hem Baran buraya kadar gelmiş istemeden gider mi?"

Berdil başını salayıp Helin'in elinde ki kahve paketini alıp kahveleri hazırladı.
Kahveyi fincanlara doldurduğunda rastgele bir bardağın içine tuz, acı biber kattı.

Daha da katıyorken Berdil'i durdurmak için,

"Dur Berdil dur! Baran nasıl içsin o kahveyi?" Dedi Helin.

"Eger seni gerçekten seviyorsa bir yudumda içer."

Helin kahfe dolusu tepsiyi eline aldı. Titriyordu elleri. Tuhaf bir heyecandı hem insan kaç kez yaşar ki bu duyguyu varsın titresin eller.

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin