"Berken! Berken! dur bekle" diyerek durmasını sağlayan kişi Havin'idi.
Berken bu seslenişe mecbur geri dönüş yaptı. Bedenini ona seslenen kadına döndüğü anda söze başlamıştı kadın.
"Geç kaldığım için kusura bakmayasın anca hazırlanabildim." Diye söylendiğinde Berken umursamazca bakıyordu.
Işıl ışıl gözlerle sevdiğine bakıyordu Havin. Üzerine giydiği krem rengi elbisesiyle dikat çekmek sevdiği adamdan bir kaç söz işitmek istoyordu. Bir kaç dakika bunu bekledi ama beklediği olmayınca sevdiği adamın elini tutmaya çalıştı. Tabi Berken buna firsat vermedi.
"Sen istersen Helin'e görün " dedi Berken, ortamın sesi yüksek olduğundan kulağına doğru yaklaşıp söylemişti.
Havin bu sözün üzerine yüzünü asarak gelinin yanına ilerledi. Zaten geçen günlerde ki Berken ile tartışma sonucunda Berkenin arkasından gelmeyipte bir özür bile dileyemeyişine sinirlenip,öfkelenmişti. Fakat elinden hiçbirşey gelemediğinden bunu sineye çekmişti hiç böyle bir tartışma yokmuş gibi yapmıştı Havin. O sevdiğini seviyordu da peki sevdiği onu seviyor muydu?
Berken Havin gitmesiyle adımlarını az evvel anasının Berdil'in kolundan tutup götürdüğü mutfağa attı. Kapı eşiğinde durup konuşulanlara kulak astı. Çünkü tam o anda onun ismi anılıyordu. Bu esnada davul, zurna sesleri durduğundan konuşulanları kolaylıkta duymaktaydı.
"İnmeyecen demedim mi? Kızımın düğünde seni istemiyom demedim mi ben saa" diyerek anası bağrıyordu. Şimdi sesini dahada bir yükseltmişti. "Şimdi hemencik çıkasın odaya.!"
"Çıkmıycam!"
"Ne demek çıkmayacam ben sana hemen odaya çık dedim."
"Benim bu düğünde bulunmamı kocam istedi bende kocamın isteğini yerine getiriyorum. Bir itirazınız varsa ona söyleyin."
Birgül Berdil'in bu son cümlesine adate çıldırmıştı. Kapı eşiğinden Berdil'in bu cümlesini duyan Berken ise adeta şaşkınlık içerisindeydi.
Neden kocam demişti? Kabulenmişmiydi? Yoksa... diye geçirdi içinden. Ardından kapı eşiğinden kafasını içeriye soktuğu anda anasının Berdil'e el kaldırdırmak için kolunu kaldırdığı gördü. Hemen mutağa girip anasının bileğini havada yakaladı.
Anası Birgül bileğini oğlunun elinden çekiştirip o Berdil'e tokat atmak istiyordu.
"Ana dur hele ne edersin? Düğünde tatsızlık çıkarma." Diyerek anasına mani olmaya çalışsada anası üste çıkıyordu.
"Oğul bırak bileğimide çakayım suratına utanmadan bir de derki, kocam izin verdi kocam diyor kocam saa kocam diyor. Ne deyeceksen oğluna de diyor." Dediğinde Berdil'in utancından yüzü kıpkırmızı olmuştu.
"Ana sus..! Daha fazla uzatma. "Diyerek anasını susturmaya çalıştı. Bu sefer başarmış olsa gerketi.
"Tüü yazıklar olsun." Birgül'ün oğluna bakışı içler acısıydı. Bakışı sanki senin gibi oğlum olmaz olsun dercesineydi. Bileğini hızla oğlunun elinden çekti ve oğlunun omuzuna sertce vurup mutfaktan ayrıldı. Bu ayrılışâ mutfakta başbaşa kalan ikiliden ilk olarak Berdil konuştu.
"Şey ben annen öyle konuşunca böyle demek zorunda kaldım. Yoksa beni sevdiğini falan imâ etmedim."
"Açıklama yapmana gerek yok zaten gerçekleri ikimizde görüyoz." Dediğinde Berken eliyle yol vermişti.
Mutfaktan çıktıkları sırada içeri giren konağın hizmetçisi Ayten Berdil'e önce baktı sonra gülümseyerek,
"ahh kızım sen nede güzel olmuşsun. Allah nazarlardan korusun." Dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)
Romanceİnsan tanımadığı bir insanla ansızın evlenir mi ? Onlar evlendi hem de sadece aileleri için. Adam sırf ailesi istedi diye, kadında ailesine zarar gelmesin diye bu evliliğe razı oldu. Nefret kin dolu bir aile tarafından büyüyen ailesi tarafından en u...