Berken, Berdil'in düğünde olmasını istemişti. Fakat Berdil hâlâ net olarak algılamamış olsa gerekti ki yatakta oturmaya devam ediyordu. Ortamı sessizliğe bürüyen bu sözü Helin kavradığında sevinçle çığlık attı ve abisine sarıldı. Ardından ilk olarak bakışlarıyla Berdil'e baktı, sonra ise duvara dayanılmış olan abisinin dolabına yöneldi. Dolabın kapağını açtığında dolabın içinde abisinin pantolonları ve gömleklerinden başka bir şey yoktu.Yüzünü buruşturarak dolabın kapağını kapattı ve bakışlarını önce abisine daha sonra düğünde giyicek şık elbisesi olmayan Berdil'e çevirdi.
"Ama Berdil sen ne giyeceksin?" Diye sorduğunda Berdil bilmem dercesine bakıyordu. Berken ise umursamadan gardırobundan takım elbisesini çıkarıp odanın içinde bulunan banyoya girdi. Berken'in gidişiyle tedirgin bakışlar içinde olan Helin, saate bakınca hızla odadan ayrılmıştı.
Öte yanda damat evinde hazırlık heyecanla sürüyordu. Tabi düğün Saburer'lerde yapılıcaktı. Fakat yinede hazırlık içindelerdi. Baran hiç uyumadığı için erkenden hazırlanmıştı. Lacivert pantolon ceketiyle beyaz gömleği vede lacivert kıravatıyla Helin'e uyum sağlayacak gibiydi. Ah Baran bugün en az evleneceği kadın kadar mutluydu.
"Az kaldı az. Allahım sana şükürler olsun. " Baran bu sefer kolunda ki altın sarısı saatine bakındı. "Hiii !saatte epey geç oldu anamgil hazır mıdır ki?" Diyerek evdekilere bakınmak için aşağı kata indi.
Aşağıya indiğinde 15 yaşında ki kardeşi Ceylan'ı gördü oda tıpkı kendisi gibi erkenden hazırlanmıştı. Bir de prensesler gibi güzel olmuştu. Kardeşinin yanı başında da annesi duruyordu. Annesi takılarını takıştırmıştı. Her iki koluda epey bi bilezikleydi. Baran'ın bu sefer gözleri babasını aradı. Babası salonun ortasında pjamalarıyla oturuyordu. Bu adam salonun ortasında niye oturuyordu? Haberi yok muydu düğünden yoo çok da iyi vardı. Peki niye oturuyordu. Baran bunu daha fazla aklında çözmeden gidip babasına sordu.
"Baba sen ne edersin daha hazırlanmamışsın. Birazdan gedecez."
Babası onun bu sözlerine ayaklandı ve elini sağ omuzuna attı. Babası muhim bir şey söyleyecek gibiydi. Derin bir nefes alıp söze giriş yapıcaktı ki karısını karşısında gördü.
"Bilal! sen daha giymedin takımını? Hem oğlum sen burda ne edersin get dışardan seni çağırırlar." Dediğinde oğlu dışarı çıkmıştı.
Bilal ise az önce kalktığı koltuğa tekrardan oturma pozisyonu alırken karısın sert sesiyle oturmasını ayaklandırdı.
"Bana bak Bilal eğerki bu düğüne engel olursan sana acımam sakın bi delilik etmeyesin". Dediğinde işaret parmağını sağ sol yapıyordu. Bu sefer Bilal karısının karşısına dikildi. Karısının ona karşı saladığı parmağı tutup yavaş yavaş aşağıya indirdi. İndirdiğinde ise sırıtıyordu. "Bu düğün olmayacak". Şimdi biraz cidileşmişti. "Bana Saburerler seni verdi amma ben oğlumun o kızlan evlenmesine musade edmeyecem." Bilal odasına çıktığı sırada karısı ardından bağırdı.
"Olamayacan sen engel falam olamayacan. Sen kimsin be! Biz koskoca Saburerlerden kız alıyoz göbek atacana ne edersin"?Saburer konağında şimdi tüm hazırlıklar tamamdı. Avluda kurulan masa sandalyeler, ışıklandırmalar, davulcu ve sazcılar. Hepsi tamamdı ha bide gelin ve damada ayrılan bölüm vardı. Orası en güzel yer olmuştu süslü ve ışıl ışıldı.
Birgül bu hazırlıklar içinde bir ah çekti. Eee artık biricik kızı yuvadan uçuyordu. Ne ara büyümüştü ne ara yurümüştü ne ara koca kız olup evleniyordu. Kızının küçüklükten büyüklüğe olan anıları gozünün önünde canlanmıştı. Ardından onu uzaktan seyreden kocasının koluna dokunmasıyla duşünceleri yarıda kesildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)
Romanceİnsan tanımadığı bir insanla ansızın evlenir mi ? Onlar evlendi hem de sadece aileleri için. Adam sırf ailesi istedi diye, kadında ailesine zarar gelmesin diye bu evliliğe razı oldu. Nefret kin dolu bir aile tarafından büyüyen ailesi tarafından en u...