4.BÖLÜM ~Zorraki~

3.3K 1.3K 335
                                    

4. Bölüm

~Zorraki~

~Gülüşler yakından haykırışlar ise uzaktan belli eder kendini.~

Sonunda Berken öğrenmişti duymak istediklerini. Fakat duydukları canını yakmış, mahvolmuştu. Şimdi o evlendiği kız amcasının katilinin kızı mıydı? Ve onun kaçmasına firsat mı vermişti? Tabi ya şu anda odada yoktu. Kim bilir dedesi duysa nasıl kızıcak, nasıl kahrolucaktı. Tek tek aklından bunları geçirmiş, oturduğu yerde donup kalmıştı.

Anası oğlunun donup kalmasına aldanıp oğlunun omuzunu dürttü.
"Oğlum eyisin rengin betin attı."

Berken öylece duruyor, ses seda çıkarmıyordu. Bir vakitten sonra kapıya yöneldi.

"Nereye oğlum? " diye sordu anası.

"Amcamın katilinin kızının yanına"
dedi ve odadan çıktı. Merdivenlerden yukarı kata ne ara çıktığı bile anlaşılmamıştı. Öyle hızlı ve telaşla çıkmıştı ki. Direkt kardeşinin odasına girdi.

"Ağbi neyin vardır?" diye sordu Helin. Berken'in hâli hiç iyi gözükmüyordu.

"Helin sen bilir miydin Berdil'in babası amcamızın katili olduğunu" diye sordu. Şimdi seni yükselterek. "Söylesene!"

"Hayır ağbi. Bilmezdim öyle miymiş?"

"Anahtarı ver" diyerek Berken avucunu uzattı. Helin çekemeceden anahtarı çıkarttı ve abisinin avucuna bıraktı. Hızla anahtarla yukarıya, odasına çıktı Berken. Odanın kilidini açtı. Sanki Berdil'in kaçmasından haberi yokmuş gibi davranıcaktı.

Hızla merdiven basamaklarından geri aşağıya soluk soluğa, nefes nefese indi. Adım seslerini duymasıyla Devran ağa odasından çıktı ve, "hayırdır evlât ne bu acelen?" diye sordu Berken'e.

"Dede! Berdil yok kaçmış. Belli ki biri ona yardım etmiş ve bu konaktan kaçırtmış."

Bunu duyduğu anda Devran ağa elini kalbine götürdü, fenalaşmıştı. "Dedem geç otur hele sakin ol" diyerek Berken dedesini sandalyeye oturttu. Dedesine düşkündü Berken... Dedesinin üzülmesine dayanamazdı.

"Bulasın onu Berken bulasın. Onun babası benim evladımı vurdu benden ayırdı." Diye Devran ağa söylendi. Devran ağa'nın resmen kalbi titriyordu. "Bul Berken onu bul kaçmalarına fırsat verme. Mutlu olmalarına fırsat verme. "

Berken elini, dedesinin elinin üstüne koydu ve, "sen merak etmeyesin dede ben ne edecem, ne yapacam yinede onu bu konağa geri getirecem. Söz veriyom sana söz" diyerek dedesinin içini azda olsa rahatlatmıştı "Ben o zaman gideyim de bulayım Berdil'i. Hem anam gilede haber vereyim" diyerek dedesinin yanından ayrılmıştı. Berken bu sefer soluğu aşağı kata inip anası ve babasının yanında aldı.

"Anaa! Babaa! Berdil odada yok kaçmış."

Bu söz üzerine hem Boran ağa hemde Birgül oturduğu yerden endişeyle ayağa kalkmışlardı. Birgül adete o tiz çıkan sesiyle konağı inletti.
"Nasıl yok. Sen ne dersin Berdil yoktur da ne demek! Nasıl çıksın bu konaktan?"

"Buradadır kacacak yeri yok hadi aralım muhakkak konaktadır..." dedi Boran ağa. Konağın odalarını tek tek aramaya başlamışlardı. Berken'de bu sırada nöbet tutan adamların yanına gitti. Dedesi balkondan ona bakıyordu. Anası ve babası da varmışlardı kapının önüne.

"Nerde? Berdil nerededir? Cevap veresiniz?" diye hararetle Berken nöbet tutan adamlara sordu.

Elerini bilekleriyle bağlamış, başlarını korkuyla eğmişlerdi adamlar. Adamlar sanki ağızları yokmuş gibi susuyorlardı. Berken bunların hepsinin kendi planı olduğunun açığa çıkmaması için adamların tekine şiddetli olmayan bir yumruk attı. Eğer dedesi, babası, anası ögrenseler onun parmağı olduğunu bir daha yüzüne bakamazlardı zaten baktırtmazlardı da.

BİR GÜLÜŞE BİR ÖMÜR (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin